Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yine, 556 sayılı KHK'nın 8/1-b ve 42/ 1-b bendine dayalı olarak açılacak hükümsüzlük davasının 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerekir. Somut uyuşmazlıkta, yukarıda açıklandığı şekilde hükümsüzlük davası 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı halde, mahkemece tarafların tescilden önceki dönemde tescilsiz olarak kullanımlarının devam ettiği uzun bir süre boyunca sessiz kalınmak suretiyle işbu davada hükümsüzlük isteme hakkının da kaybedildiği gerekçesi ile dava reddedilmiştir. Oysa, hak düşürücü sürede hükümsüzlük davası açıldığına göre, süresinde açılan davanın sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğranıldığından bahisle reddi mümkün değildir....

    Maddesinde hükümsüzlük koşulları belirtilmiş olup, belirtilen madde ile, 5. veya 6. maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. Menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez. Bir marka, 5. maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz. Hükümsüzlük halleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez....

      (1) nolu tasarım tescilinin başvuru tarihi olan 29.06.2020 tarihi itibarı ile koruma şartı olan yenilik ve ayırt edici nitelik özelliklerine sahip olduğu için hükümsüzlük şartlarının mevcut olmadığı, Bakırköy ... Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin ........

        DELİLLER ve GEREKÇE Dava, davalıya ait ---- sayılı "----ibareli markası ile iltibas yaratacak derecede benzer olduğu ve davacının markasının tanınmış marka olduğu iddiası ile açılan hükümsüzlük davasıdır....

          KHK'nın 8/1-b ve 42. maddeleri koşularının oluşup oluşmadığının saptanması gerektiği, tescilsiz marka kullanım süresinin hükümsüzlük davasında redde mesnel alınamayacağı olsa olsa marka haklarına dayalı tecavüz davasında değerlendirilebileceğine işaret edilerek kararı bozmuştur. Mahkemenin direnme kararına gerekçe gösterdiği ve Yargıtay Yüksek Hukuk Genel Kurulu'nun da bozmadan esinlenen yani bir karar olarak niteleyip bu yeni kararın temyizen Dairemizin incelemesi gerektiğine işaret ettiği mahkeme kararı, Dairemizin ilk bozma kararında zikredilen ve markaya tecavüz davasında dikkate alınabilecek hususla ilgili olduğu açıktır. Daha açık anlatım ile; hükümsüzlük davasında sonradan tescil edilen markanın, daha önce tescilsiz kullanım nedeniyle marka sahibi lehine hükümsüzlük davasının reddine gerekçe oluşturmaz. Tescilsiz kullanılan marka daha sonra tescil edilmiş olsa bile 556. s. KHK'nın 8/1-b ve 42. maddesinde öngörülen koşullar varsa hükümsüzlük kararı verilmesi gerekir....

            Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; taraf markaları arasında hem emtialar yönünden hem de görsel ve işitsel yönlerden benzerlik bulunduğu, bu benzerliğin ortalama tüketici nezdinde karışıklığa yol açabileceği, dolayısıyla 556 sayılı KHK’ nın 8/1-b maddesi kapsamında davaya konu çekişme konusu tüm mal ve hizmetler bakımından iltibas tehlikesinin bulunduğu, YİDK karar tarihi itibariyle redde mesnet davalı şirkete ait markalar hakkında neticelenmiş ve kesinleşmiş bir hükümsüzlük kararı da bulunmadığından sonradan açılan hükümsüzlük davasında verilecek kararın YİDK iptal davasında neticeye etkili olamayacağından davacının hükümsüzlük davasının sonucunun beklenmesi yönündeki talebinin yerinde olmadığı, 556 sayılı KHK' nın 8/3 maddesinin ancak 3. kişilerin yaptığı başvurulara gerçek hak sahipliği iddiası ile itiraz etme veya hükümsüzlük davası açma hakkı verdiği, kendi başvurusu yönünden 8/1-b tescil engelini aşarak tescil hakkı vermediğinden davacının kendi başvurusu ile ilgili olarak yapmış...

              Mahkemece, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davanın 556 sayılı KHK’nın 8. maddesi atfıyla 42. maddesi kapsamındaki hükümsüzlük istemi olduğu, davacının “Gürsoy” ibaresini taşımacılık alanında kullanım önceliğinin 1993 yılına dayandığı, öncelikli hak sahipliğine dayalı açılmış hükümsüzlük isteminin yerinde olduğu, davalının bu markayı tescil ettirmekte haklı sebebinin olmadığını bildirdiği gerekçesi ile davanın kabulü ile davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmiştir....

                Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, davaya konu 2012/05991 sayılı çoklu tasarımın 3,5,6,8 ve 10 nolu tasarımlarının yenilik ve ayırt edicilik vasfı bulunmadığı, 1,2 ve 9 nolu tasarımların ise Mahkemenin 2013/288 E. sayılı kesinleşmiş ilamıyla hükümsüz kılındığı, 7 nolu tasarım yönünden ise tasarımın yeni ve ayırt edici vasfı bulunmadığının ispat olunamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalıya ait 2012/05991 nolu tasarım tescil belgesindeki 3, 5, 6, 8 ve 10 nolu tasarımların hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, 1, 2, 9 nolu tasarımlar yönünden verilen hükümsüzlük kararı kesinleştiğinden bu tasarımlar bakımından hükümsüzlük talebi konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, 7 no'lu tasarım yönünden hükümsüzlük talebinin ise reddine karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur....

                  Dava, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kararının iptali ve hükümsüzlük istemine ilişkin olup, ...Dairesi Başkanlığı kararından sonra ... İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından, davalı şirketin ''... '' harfini içeren aynı sınıfta markaları olduğunu değerlendirmek suretiyle, davalının itirazı kabul edilerek tescil işleminin devamına karar verilmiştir. Bu karar tarihi itibariyle, davalı şirketin ''... '' harfini içeren markaları bulunduğundan, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kararı yerinde bulunduğu gibi, dayanak markaların hükümsüzlük davaları da mahkeme kararı tarihi itibariyle henüz kesinleşmemiştir. Ayrıca dosya içerisinde de bu kararların kesinleştiğine dair herhangi bir bilgi ve belge de mevcut değildir....

                    Davalı şirket vekili, ... markasının 80 yıldır piyasada var olduğunu ve herkes tarafından bilinen tanınmış bir marka olduğunu, müvekkilinin “..., ..., ... ..., ... ... gibi pek çok tanınmış markanın da sahibi bulunduğu, davacı başvurusunun reddinin yerinde bir karar olduğunu, dava konusu markanın kullanacağı hizmetler ile müvekkili markasının kapsamındaki malların ilişkisi olduğu, müvekkilinin söz konusu markayı 11. ve 19. sınıftaki mallar yönünden kullandığını, hükümsüzlük talebi için gerekli sürenin dolmadığını ve davalının bu sınıflar için hükümsüzlük talebinde bulunmasında hukuki yararının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu