İlk derece mahkemesince; Davacı vekiline süre verilmesine rağmen Ortaklığın Satış Sureti ile giderilmesi davası açmak için gereken yetki belgesini mahkemeye sunmadığı dikkate alınarak, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair karar verildiği görülmüştür. Davalı vekili Av....
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davalarının sonucunda kazanan ve kaybeden taraftan söz edilemeyeceğinden, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin taraflara payları oranında yükletilmesi gerekir....
Dava konusu taşınmazların tapuda muris adına kayıtlı olması ve intikal yapılmamış olması alacaklı davacının İİK md. 121 uyarınca ortaklığın giderilmesi davası açmasına engel değildir. Zira dosya arasındaki muris Fikir Güler'e ait 19/11/2018 tarihli veraset ilamının incelenmesinde murisin 26/12/2001 tarihinde öldüğü ve borçlu davalı T3 de dahil olmak üzere toplam 5 mirasçısının olduğu dolayısıyla dava konusu taşınmazlar üzerinde iştirak halinde mülkiyet durumunun söz konusu olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmazlarda iştirak halinde mülkiyet söz konusu olduğunda alacaklı davacının İİK md. 121 uyarınca ortaklığın giderilmesi davası açabileceği kuşkusuzdur. Ayrıca davacı alacaklının İstanbul 25. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/83 Esas, 2019/84 Karar sayılı kararıyla dava konusu taşınmazlar için ortaklığın giderilmesi davası açmak üzere yetki de almıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı paydaşlığın giderilmesi davasına dair karar bir kısım davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık, bir adet taşınmazda ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.Mahkemece ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiş, hüküm davalılardan ... ve ... tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir. Dava konusu taşınmazın tapu kaydında "aile konutu" şerhi bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ortaklığın giderilmesi ve aile konutunun özgülenmesi davaları nitelikleri itibariyle ayrı ayrı davalardır....
Öte yandan, dava konusu taşınmaz yönünden ortaklığın giderilmesi davası açıldığı hususunun, yargılama sırasında oluşabilecek mülkiyet değişikliklerine ilişkin hem yeni maliklerin bilgi edinmesi ve hemde durumun yargılamayı yapan mahkemeye bildirilmesi için devir ve temliki engellemeyecek şekilde dava konusu taşınmaz kaydına şerh verilmesi davanın niteliği ve usul ekonomisi ilkeleri nazara alındığında mümkündür. 6100 sayılı HMK md. 355 uyarınca istinaf incelemesi istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapıldığından ve davacı istinaf dilekçesinde sadece ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının hatalı olduğu yönüyle istinaf itirazında bulunduğundan Dairemizce sadece bu yönüyle istinaf incelemesi yapılmıştır. Ancak ilk derece mahkemesinin talep halinde yargılamanın her aşamasında dava konusu taşınmazın tapu kaydına ortaklığın giderilmesi davası bulunduğuna yönelik davalıdır şerhi konulması için yazı yazma imkanı olduğu, bu hususun mahallinde değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmıştır....
Ayrıca her ne kadar özgülenme davası asıl dava olan Ortaklığın Giderilmesi davası ile birleştirilmiş ise de, bu davanın asıl davadan tefrikine karar verilip, sonucunun beklenmesi de gereklidir. Tüm bu nedenlerle ortaklığın giderilmesi davasında davalı, birleşen dava da davacı T5 vekilinin istinaf talebi kabul edilerek, HMK'nın 353/1- a/6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında talebin yeniden değerlendirilmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Ortaklığın mümkünse aynen taksim yolu ile olmadığı taktirde satış yolu ile giderilmesinin talep edildiği davalarda; öncelikle taşınmazın fiili ve hukuki durumu bilirkişiler tarafından değerlendirilerek aynen taksimi mümkünse, ortaklığın gerekirse ivaz ilavesi ile aynen taksim yolu ile giderilmesi gerekir, aynen taksim mümkün değilse hukuki ve fiili sebeplerinin açıklanması ve sonucuna göre satış yolu ile ortaklığın giderilmesine karar verilmesi gerekir. Mahkemece, paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi halinde satışın nasıl yapılacağının ve satış bedelinin ne şekilde dağıtılacağının hüküm sonucunda gösterilmesi gerekir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "...Davanın KABULÜ ile, 1- Kayseri İli, Melikgazi İlçesi, Anbar Mahallesi, 3188 ada 12 parsel sayılı taşınmazda bulunan B Blok Zemin Kat 33 numaralı bağımsız bölüm üzerindeki ortaklığın aynen taksim mümkün olmaması nedeniyle taşınmaz üzerindeki ortaklığın taşınmaz üzerindeki tüm yükümlülüklerle birlikte umuma açık satış sureti ile giderilmesine, 2- Kayseri İli, Kocasinan İlçesi, Sümer Mahallesi, 1607 ada 481 parsel sayılı taşınmazda bulunan Zemin Kat 1 numaralı bağımsız bölüm üzerindeki ortaklığın aynen taksim mümkün olmaması nedeniyle taşınmaz üzerindeki ortaklığın taşınmaz üzerindeki tüm yükümlülüklerle birlikte umuma açık satış sureti ile giderilmesine, Satıştan elde edilecek paranın taraflara tapu kaydındaki hisseleri oranında paylaştırılmasına," şeklinde karar verildiği görülmüştür....
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davalarının sonucunda kazanan ve kaybeden taraftan söz edilemeyeceğinden, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin taraflara payları oranında yükletilmesi gerekir....
Borçlu ortağın alacaklısı alacağını tahsil amacıyla yapmış olduğu icra takibi sonunda İİK’nun 121 maddesi hükmü uyarınca icra hakiminden alacağı yetki belgesine dayanarak ortaklığın giderilmesi davası açabilir. İİK’nun 121. maddesi uyarınca hacze konu olan şey, borçlu ortağa ait miras veya iştirak halinde tasarruf olunan bir mal hissesi olup, haczine karar verilen hissenin elbirliği hükümlerine göre bağımsız olarak satışı mümkün değildir. Bu durumda borçlu ortağın miras payının da bulunduğu mal üzerindeki ortaklığın aynen taksim veya satış suretiyle giderilmesi söz konusu olup alacaklı da İİK’nun 121. maddesi uyarınca İcra Mahkemesinden alacağı yetki belgesine dayanarak bu davayı açabilmektedir. Kural olarak ortaklığın giderilmesi davasında dava hakkı ortaklardan bir yada birkaçına ait olup alacaklının dava hakkının borçlu ortaktan bağımsız olarak düşünülmemesi gerekir....