Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

'nin oy birliği ile müdür olarak atandığını, iş bu davanın vekil edenin kendisine Türk Ticaret Kanununda tanınan haklı sebeple ortaklıktan çıkma hakkını kullanması suretiyle ortaklıktan ayrılmamasına, ortalıktan doğan hak ve borçlarının tümünü dondurulmasına karar verilmesini" talep ettiği görülmüştür. SAVUNMA: Davalı adına usulüne uygun meşruhatlı davetiye tebliğine rağmen yazılı yada sözlü savunmada bulunmadığı görülmüştür. DELİLLER: Davalı şirketin sicil kaydının getirtildiği ... cevabında " Genel kurul toplantılarının yapılıp yapılmadığına ilişkin bilgi ve belgeye dosyasında rastlanılmamıştır." denildiği görülmüştür. Davalı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde alınan bilirkişi raporunda "...Davalı şirketin 2018-2019-2020 yıllarında şirketin amaç ve konusunda faaliyeti ve Gelir bulunmadığı ancak yapılması zorunlu kira vb....

    Mevcut düzenlemeler ve yukarıdaki açıklamalarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; eldeki davanın davalı limited şirketin ortağı olan davacının haklı sebebe dayalı olarak ortaklıktan çıkma ayrılma akçesi ile çıkma payı istemine yönelik olduğu, her ne kadar ilk derece mahkemesince davacı yanın ihtiyati tedbir talebinin, alacağının varlık ve miktarının yargılamayı gerektirdiği, tedbir talep edilen araçların ve malvarlıklarının dava konusu olmadığından bahisle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş ise de, 6102 Sayılı TTK'nın 638/2.maddesi gözetildiğinde ilk derece mahkemesi ret gerekçesi yerinde değildir....

      Türk Ticaret Kanunu'nun 616/1-e maddesi uyarınca limited şirketlerde kar payı hakkında karar verilmesi, kazanç paylarının belirlenmesi yetkisi genel kurula ait bir yetkidir. Somut davada, davalı şirketin sicil dosyasında ortaklara kar payı dağıtılması konusunda genel kurul tarafından alınmış bir karar bulunmamaktadır. Kar payı ödenmesine yönelik karar alınması şirket genel kurulunun devredilemez ve vazgeçilemez yetkileri arasında olup, mahkemenin genel kurul yerine geçerek doğrudan ortaklara kar payı ödenmesi konusunda karar vermesi mümkün bulunmadığı gibi, davacının TTK ve şirket ana sözleşmesi kapsamında, bu alacak talebi yönünden doğrudan dava açma hakkı da bulunmamaktadır. Bu nedenlerle, davalı ...'ya yönelik davanın, şirket ortağı olması sebebiyle tarafından kar payı alacağı talep edilemeyeceğinden pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir....

        (parasal yükümlülükler) maddeleri gereğince ortaklıktan çıkarılma kararı alındığını bu nedenle müvekkilinin ortaklığının bulunmadığının bildirildiğini, ne var ki kooperatif üyeliğinden/ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin yönetim kurulu kararının ana sözleşmeye, usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca usulüne uygun noter aracılığı ile ihtar yapılmaksızın kooperatif üyeliğinden ihraç kararı verilemeyeceğini, müvekkili hakkında verilen ortaklıktan çıkarılma kararının iptali gerektiğini ileri sürerek 06/12/2004 tarihli 384 sayılı kooperatif ortaklığından ihraç kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        Davalılardan ... vekili, şirketin faaliyet konusu olan acentelik sözleşmesi gereği kendi oturduğu evi Ak Sigorta A.Ş'ye teminat olarak gösterdiğini, davalının şirket kayıtlarını tutan mali müşavir olması yanında ortak olması nedeniyle şirketi zarara uğratma iddiasının doğru olmadığını, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/24813 soruşturma sayılı dosyasındaki şikayete kadar ortaklar arasında sorun olmadığını, davacının haksız rekabet yasağına aykırı olarak şirketin zararına, kendisine haksız kazanç sağlamak niyetiyle şirket müşterilerini başka acentelere yönlendirdiğini, davacının ortaklıktan çıkma ya da müvekkilinin ortaklıktan çıkarılması yönündeki taleplerinin haklı sebeplere dayanmadığını savunarak davanın reddini istemitir. Davalı şirket davaya cevap vermemiştir....

          Bu yasal düzenlemeler gözetildiğinde, adi ortaklıktan ortaklar arasında elbirliği halinde mülkiyet olduğundan ortağın hissesinin haczi mümkün olmayıp, ancak tasfiye payının haczi kabildir. Tasfiye payının haczi için ortakların muvafakatı gerekmediği gibi adi ortaklık sözleşmesindeki ortakların işin bitimine kadar ortaklıktan ayrılamayacaklarına ilişkin kararlaştırma ancak ortaklar arasında hüküm ifade eder. Yasal koşullar oluştuğunda 3.kişi dahi ortaklığın fesih ve tasfiyesini isteyebirler. Bu bağlamda borçlu ortağın tasfiye payına haciz konulabilir. Bir ortağın tasfiye payına haciz konulması ise, BK'nun 535/3. maddesine göre adi ortaklığın fesih ve tasfiye sebebidir. Somut olayda adi ortaklığın ortağı ... Ltd. Şti. hakkında icra takibi yapılıp kesinleştiği ve tasfiye payı üzerine yöntemine uygun cebri icra vukuu bulduğuna göre, davacının adi ortaklığın fesih ve tasfiyesinin istemesinin yasal koşulları oluşmuştur....

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/603 KARAR NO : 2023/45 DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) Mahkememizde görülmekte bulunan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda; İDDİA: Davacı vekili mahkememize verdiği ... tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; davacının davalı şirketin ortağı olduğu, davacının şirket müdürü ... ile evli olduklarını ancak aralarında boşanma davası açıldığını, ...'ın şirketin % 85 hissesine sahip ortak olduğu, müvekkiline kar payı ödenmediğini, ortaklar arasında güven ilişkisi kalmadığını, anlaşmazlık bulunduğunu belirterek müvekkilinin ortaklıktan çıkmasına izin verilmesini, ortaklık payının ödenmesini, kar payının ödenmesini ve alacakların temini için davalı şirketin mal varlığı üzerine ihtiyati haciz konulmasını talep ve dava etmiştir....

              ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/99 Esas KARAR NO : 2023/470 DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) DAVA TARİHİ : 14/02/2023 KARAR TARİHİ : 14/06/2023 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; 25/02/2011 tarihinden bu yana......

                TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2016/290 Esas - 2018/48 DAVA : Ortaklıktan Çıkma DAVA TARİHİ : 12/05/2016 KARAR TARİHİ : 25/01/2018 Mahkememizde görülmekte olan Ortaklıktan Çıkma davasının yapılan açık yargılaması sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İSTEM : Davacı mahkememize verdiği 12/05/2016 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 18/10/2009 tarihinden bu yana davalı şirketin ortağı olduğunu, müvekkilinin ortaklığın başladığı tarihten bugüne kadar şirketin iş ve işleyişiyle ilgili diğer ortaktan bilgi alamadığı gibi, kendisine kar payı verilmemekte ve şirket bilançolarının gösterilmediğini, bu sebeplerle birlikte en önemlisi ise müvekkilinin diğer şirket ortaklarınca adeta şirketten mal kaçırmakla suçlanmış ve kendisine Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ......

                  Mahkemece iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, sermaye artırımı kararı üzerine davacıya yapılan artırım ihtarlarına rağmen davacının sermaye borcunu artırmadığı, bu nedenle ortaklıktan çıkarılma kararının haklı olduğu, davacının ortaklık payının 28.09.2009 ortaklıktan çıkarılma tarihi itibarı ile davacının şirketteki %10 hissesinin öz varlık tutarı üzerinden 36.855,12 TL olduğu, ortaklıktan çıkarılma tarihi itibarı ile davacının ödemesi gereken sermaye miktarı 24.500,00 TL olup ortaklıktan çıkarılması ile bu bedelin ödeme yükümlülüğü kalmadığı, kaldı ki sonrasında bu payın fark konulmadan aynı bedel üzerinden bir başka şirket ortağı tarafından alındığı, bu nedenle davacının talep edebileceği miktarın ortaklıktan çıkarılma tarihi itibarı ile öncesinde sahibi olduğu %10 pay değeri ile ödenmesi gereken sermaye arasındaki fark kadar bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 12.355,12 TL alacağın 28/09/2009 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte...

                    UYAP Entegrasyonu