Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İstifanın gerçekleştiği 2009 yılının bilançosunu 2010 yılında görüşen ve kabul ederek kesinleştiren genel kurul kararı ile gelir gider cetvelleri ve bilanço ve ekli belgeler öncelikle davalı kooperatiften, temin edilemediği halinde ilgili Ticaret Sicil Memurluğundan ya da anasözleşmenin 41. maddesi uyarınca Çevre ve Şehircilik ... İl Müdürlüğünden istenip yukarıdaki ilkelere uygun olarak genel gider payının mahsubu suretiyle davacının çıkma payının ek rapor alınarak hesaplanması ve sonucuna göre bir hüküm tesisi gerekir. Bu durumda, mahkemece, İİK'nın 195. maddesindeki iflasın açılmasının müflisin müeccel borçlarını muaccel kılacağı hükmü gözönünde bulundurularak ve çıkma payı alacağının muacceliyeti ile ilgili araştırma yapılması gerekmeden, davacının iflas tarihi itibariyle çıkma payı alacağı hesaplanıp, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeye ve eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması doğru olmamıştır....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davanın istifa nedeniyle çıkma alacağı / kayıt kabul olduğunu, istifa nedeniyle müvekkilinin kooperatif ile bağı kalmamış iken tapuyu alan kişiye husumet yöneltmesi gerektiği mantığının bilirkişinin mantığı olduğunu, hukuku ve mevzuatı uygulayacak olannın hakim olduğunu, dava dışı kişiye karşı çıkma alacağı istenemeyeceğini, davanın konusunun tapu iptali ve tescil olmadığını, bilirkişi tarafından müvekkilinin gider payı düşüldükten sonra 198.250,00 TL çıkma payı alacağının hesaplandığını, müvekkilinin çıkma payı alacağının ödenmesinden sonra tapu iptal ve tescil davasının 3. kişiye veya ...'e yöneltilmesi gerektiğini, müvekkilinin ...'...

      Bu olgu dava dışı hakim ortak ve yönetici müdürün asli görevlerini layıkıyla yerine getirmediğini göstermektedir. Açıklanan nedenlerle, davacının kar payı almaması ve şirketin kamu borçlarına maruz kalması hususları kümülatif olarak değerlendirildiğinde TTK'nın 638/2 maddesi gereğince çıkma için haklı sebebin somut olay itibariyle oluştuğunun kabulü gerekir....

        ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2018/141 Esas KARAR NO : 2019/202 DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) DAVA TARİHİ : 01/03/2018 KARAR TARİHİ : 07/03/2019 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle:davalı şirketin ortaklar marifeti ile ortaklık amacına aykırı olarak ve ortaklık manfaatinin zararına yönetiliyor olduğunu, ortakların ve ortaklığın hak ve menfaatlerinin korunabilmesi amacıyla tedbir kararı verilmesini, davalı şirketin uğradığı zararların tespitini, tespit edilen zararların şirket alacağı olduğu kabul edilerek müvekkilinin ortaklıktan çıkma hakkına dair hesaplama yapılmasını, hesaplanan zararların ortaklıktan ayrılma akçesinin davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmiş, cevap dilekçesi sunmamıştır....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibariyle; davacının davalı şirketten haklı nedenle çıkmasına ilişkin davadır. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle ------ kavramı üzerinde durulmasında yarar bulunmaktadır. Limited şirketlerde ortakların ortaklıktan doğan şahsi ve mali hakları söz konusudur. Ortakların pay hakkı, şirket kârına katılma hakkı gibi mali haklarının yanı sıra, oy kullanma hakkı, ortaklığı yönetim ve idare hakkı gibi şahsi hakları mevcuttur. Limited şirketlerde ortağın şahsi haklarından biri de dava tarihinde yürürlükte olan ve somut olaya uygulanması gereken 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 551. (6102 sayılı TTK’nın 638.) maddesinde düzenlenen, ortağın ortaklıktan çıkma hakkıdır. Çıkma hakkı, ortağın özgür iradesi ile ortaklıktan çıkma istemini içerir. Çıkma hakkını kullanarak ortaklıktan ayrılan ortağın, ortaklığa ait bütün hak ve mükellefiyetleri sona ererek şirketle arasındaki bütün ilişkisi kesilmiş olacaktır....

            Hukuk Dairesi tarafından onanarak kesinleşen mahkememizin 2014/68 Esas ve 2015/135 karar sayılı ilamına esas alınan 10/12/2014 tarihli bilirkişi raporunda davacının adi ortaklıktan ayrıldığı ve ortaklıktaki payını tahsil ettiği, ortaklıktan ayrılan ortağın çıkma payı hesaplanırken işletmenin tüm mal varlığı ve borçlarının hesaba katılacağı, bu hesaplamaya dağıtılmayan karlarında dahil olduğu, davacının tahsil etmiş olduğu tutar göz önüne alındığında sermaye koyarak verdiği tutarın oldukça üzerinde bir tutar olduğunun görüldüğü, yani davacının kar payı ve sermaye payının tahsil ettiği, buna yapılan yargılama neticesinde kar payı ile sermaye payı talep edemeyeceğine karar verilmiş olduğu, kararın kesinleştiği, iş bu davada davacının yeniden kar payı hesabının yapılmasına dair talebinin kesin hüküm sebebiyle mümkün olmadığı anlaşılmakla davacının alacak talebinin HMK'nun 114/1- i ve 115/1- 2 maddeleri gereğince kesin hüküm nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine; davacının ortaklığın...

            Hukuk Dairesi tarafından onanarak kesinleşen mahkememizin 2014/68 Esas ve 2015/135 karar sayılı ilamına esas alınan 10/12/2014 tarihli bilirkişi raporunda davacının adi ortaklıktan ayrıldığı ve ortaklıktaki payını tahsil ettiği, ortaklıktan ayrılan ortağın çıkma payı hesaplanırken işletmenin tüm mal varlığı ve borçlarının hesaba katılacağı, bu hesaplamaya dağıtılmayan karlarında dahil olduğu, davacının tahsil etmiş olduğu tutar göz önüne alındığında sermaye koyarak verdiği tutarın oldukça üzerinde bir tutar olduğunun görüldüğü, yani davacının kar payı ve sermaye payının tahsil ettiği, buna yapılan yargılama neticesinde kar payı ile sermaye payı talep edemeyeceğine karar verilmiş olduğu, kararın kesinleştiği, iş bu davada davacının yeniden kar payı hesabının yapılmasına dair talebinin kesin hüküm sebebiyle mümkün olmadığı anlaşılmakla davacının alacak talebinin HMK'nun 114/1- i ve 115/1- 2 maddeleri gereğince kesin hüküm nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine; davacının ortaklığın...

            Somut olayda; her ne kadar davalı ----- tarafından davadan sonra bir -------düzenlenmiş ve davacı ----- için ----- ise de, davalı ---- tarafından ----- sunulmadığı, davalı ------ göstermediği, ---boş olduğu, davalı şirketin ----- toplantıya---- sözleşmesinde gösterilen adresten başka bir adrese---- davacı ---- bildirildiğine ilişkin delil bulunmadığı, tebliğ çıkarılan ---- yılından itibaren dava dışı------mevcut ---- davacı ortağın davalı----- beklenemeyeceği, haklı sebep koşulunun oluştuğu kanaatine varılmakla; davacının, davalı şirketin ortaklığından çıkma isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar bilirkişi raporunda davacının çıkma payı hesap edilmiş ise de, davacı tarafça çıkma payı isteminde bulunulmayıp, yalnızca ortaklıktan çıkma talep edildiğinden; bu hususta herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır....

              e mahkeme tarafından atılan kayyumun yetkisiz bir takım işlemler gerçekleştirdiğini, müvekkillerinin dava süresince ortaklıktan doğan hak ve borçlarının teminat altına alınması amacıyla tedbir talep edildiğini belirterek ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılmasına, müvekkillerinin ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıya diğer önlemlere karar verilmesini, şirketin borçlanmasının önlenmesine ilişkin olarak davalı şirket mal varlığı kaydına ihtiyati tedbir şerhi konulmasına karar verilmesini istemiştir. HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Talep, ortaklıktan çıkma, çıkma payı ve kar payı alacağının ödenmesi istemlerine yönelik açılan davada ihtiyati tedbir kararı verilmesine ilişkindir....

                HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Talep, ortaklıktan çıkma, çıkma payı ve kar payı alacağının ödenmesi istemlerine yönelik açılan davada ihtiyati tedbir kararı verilmesine ilişkindir. HMK'nun 389/1. maddesi uyarınca, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak ya da tamamen imkansız hale gelecek ise veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK'nun 390/1 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir dava açılmadan önce esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden, dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilebilecektir....

                  UYAP Entegrasyonu