kayıtlarında bu bağlantıyı gösteren satış kayıtları bulunduğunu, müvekkilinin gelinen aşamada ortaklıktan ayrılma talebini davalı şirkete ilettiğini ancak yanıt alamadığını,şirket ana sözleşmesinde pay devrinin genel kurulun iznine tabi bulunduğundan müvekkilinin bedeli mukabilinde ortaklıktan çıkma dışında bir seçeneğinin kalmadığını ileri sürerek TTK 595/5 maddesi gereğince müvekkilinin sermaye payının gerçek değerinin ödenerek ortaklıktan çıkarılmasına,bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde davalı şirketin feshine karar verilmesi talep ve dava etmiştir....
Maddesi uyarınca, kooperatif üyeliğinden çıkan ya da çıkarılan ortağın hakları, ortaklıktan çıktığı veya çıkarıldığı yılın bilançosu çerçevesinde iade edilir. Alacak, anılan bilançonun genel kurulda kabulünden itibaren bir ay içinde muaccel hale gelir. Ortak ödemiş olduğu aidatın tamamını değil, ortaklıktan ayrıldığı yıl bilançosuna göre hesaplanacak olan masraf hissesi düşüldükten sonra payına düşen miktarı, kooperatifin temerrüde düştüğü tarihten itibaren faizi ile birlikte isteyebilir. Ayrıca, 1163 sayılı yasanın 17/2 maddesi uyarınca, çıkan yada çıkarılan ortağa yapılacak ödemeler, kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikte ise, genel kurulca üç yılı aşmamak üzere geciktirilebilir. Taraflar arasında davacının, davalı kooperatif üyesi olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamakta, uyuşmazlık davacının istifası ve çıkma payı alacağı hususundadır....
yevmiye sayılı ihtarnamesi ve tebliğ şerhi incelendiğinde ise; davacı ortağın davalı Şirketin yönetimi ve yapılan işlemlerden haberdar olmadığını, şirketin kendisine kâr dağıtımı yapmadığını ve şirket bilançolarını inceleme ve bilgi alma hakkının kullandırılmadığını ihtaren belirterek ortaklıktan çıkma hakkını kullanmak istediğini belirterek söz konusu hakkının kullandırılmaması halinde ortaklıktan haklı nedenle çıkma davası açılacağını bildirdiği, dava dilekçesi ekindeki PTT gönderi takip çıktısına göre ihtarnamenin adreste şirketin tanınmadığından bahisle bila tebliğ iade edildiği anlaşılmıştır....
Hesap senesinin son ayı içinde istifa edilmesi durumunda ise, çıkma payı alacağı takip eden bir sonraki senenin bilançosunun kabul edildiği genel kurul toplantısının yapıldığı tarihten itibaren bir ay sonra muaccel hale gelecektir ve çıkma payı alacağından düşülmesi gereken genel giderler de o senenin bilançosuna göre belirlenecektir. Bu durumda davacının çıkma payı alacağı 31/12/2009 tarihli bilançoya göre hesaplanmalıdır. Davacının sunduğu ödeme belgeleri ve davalı kayıtlarına göre davacı tarafından ödenen aidat toplamı 47.200,00 TL'dir. Bilirkişi tarafından tespit edilen 2.761,03 TL'lik genel gider payı düştükten sonra davacının 44.438,97 TL çıkma payı alacağının bulunduğu anlaşılmaktadır. Diğer taraftan, dava konusu yapılan alacağın muaccel olduğu tarihin de belirlenmesi gerekmektedir. 31/12/2009 tarihli bilanço 04/04/2010 tarihli genel kurulda onaylanmıştır....
O halde, mahkemece, davacı kooperatifin ortaklarına ilişkin kayıtların Ticaret Sicili Müdürlüğünde bulunup bulunmadığı sorularak ve yukarıda açıklanan hususlar üzerinde durularak davalının istifasının kooperatifçe benimsenip benimsenmediği, benimsenmiş ise istifasının hangi tarihte gerçekleştiği belirlenerek, 1163 sayılı Kanunun 17. ve anasözleşmenin 15. maddesine göre ayrılmanın gerçekleştiği yıl bilançosuna göre hesaplanacak çıkma payı alacağının takip tarihinde muaccel olup olmadığı ve davalının ne kadar çıkma payı alacağı bulunduğu belirlenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. 2- Bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir....
ün ortaklıktan çıkmasına kararına ilişkin ortaklar kurulu kararı alınması ve tescil başvurusunda bulunması hususunun 13/07/2021 tarih ve ... sayılı yazı ile davalı şirkete ihtar edildiği anlaşılmakla, davacı ... tarafından TTK 33. maddesi ve Ticaret Sicil Yönetmeliği 36. maddesi gereğince yapılması gereken işlemlerin usulüne uygun yerine getirildiği ancak davalı şirket tarafından tescili zorunlu olan ortaklıktan çıkmaya ilişkin .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... Esas, 2014/... Karar sayılı ilamı doğrultusunda ortaklar kurulu kararı alınmadığı ve tescil isteminde bulunulmadığı anlaşıldığından, davacı ... tarafından resen yapılan inceleme sonucunda dava dışı şirket ortağı ... ...'ün ortaklıktan çıkmasına ilişkin mahkeme kararının tescili ve ortaklık payı hakkında karar verilmesi gerektiğinden ve bu hususta dava dışı ... ...'ün .... Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasında ortaklıktan çıkma karşılığı ortaklık ve kar payı talebi bulunmadığı anlaşıldığından dava konusu ...'...
Çıkma payı bir nevi tasfiye payıdır. Yani çıkan ortak için tasfiye payının yerine geçmektedir. Bu nedenle bu hak, farazi tasfiye payı olarak ifade edilmektedir. Çıkma ile ortaklık, sadece çıkan ortak için sona erdiğinden, ona düşen payın verilmesi amaçlanmaktadır, zira diğer ortaklar için ortaklık ilişkisi devam etmektedir. Bu bağlamda ayrılma payını, ortaklıktan ayrılan ortağa esas sermaye payını ve bu payın ona sağladığı ortak sıfatını kaybetmesine karşılık kendisine ödenmesi gereken değer olarak kabul etmek gerekir. (Bkz. Yrd. Doç. Dr. Nihat TAŞDELEN, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa Göre Limited Ortaklıklarda Çıkma Çıkarılma ve Fesih, Ankara 2012, sf. 179 vd.)...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 07/10/2020 NUMARASI : 2020/281 Esas 2020/570 Karar DAVANIN KONUSU : Anonim Şirketten Çıkma, Ayrılma Akçesi ve Kar Payı Alacağı İstemi KARAR TARİHİ : 22.09.2023 KARAR YAZIM TARİHİ : 22.09.2023 Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 07.10.2020 gün ve 2020/281 Esas 2020/570 Karar sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye ... tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA :Davacı vekili, müvekkilinin davalı ... A.Ş.'...
-K A R A R- Davacı vekili, davalı kooperatif üyeliğinden 2006 yılında ayrılan müvekkiline, kooperatif yönetimince, çıkma payı alacağının karşılığı olarak ... adet bono verildiğini, bu bonoların bir kısmının bedelinin ödendiğini, ödenmeyen ....900,00 TL'lik bono bedelinin tahsili amacıyla başlatılan ... takibine, davalının haksız yere itiraz ettiğini sürerek, itirazın iptali ile %40 ... inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının ortaklıktan ayrıldığı 2006 yılı bilançosunun, eski yöneticilerin bir takım usulsüz işlemleri nedeniyle, henüz onaylanmadığını ve kesinleşmediğini, bu nedenle alacağın muaccel hale gelmediğini, takibe dayanak teşkil eden bonolarda imzası bulunan eski yöneticiler hakkında ceza davası açıldığını, öte yandan çıkma payı alacağından genel giderlerin mahsup edilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....
, borca batık olan şirkette davacıya ödenecek bir çıkma payının da bulunmadığı, bu haliyle davanın kabulü ile davacının ortaklıktan çıkmasına izin verilmesine, ancak şirketin malvarlığının borca batık olduğu gözetilerek çıkma payı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ile davanın tümden reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı, davacı vekilinin istinafında haklı olduğu anlaşılmakla, istinaf talebinin kabulü ile istinafa konu kararın kaldırılmasına, yapılan yanlışlık yeniden yargılamayı gerektirmediğinden Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına ve davanın kısmen kabulü ile davacının ortaklıktan çıkmasına, ancak çıkma payı talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....