H.D'nin 21.10.2020 tarih 2017/1710E, 2020/3167K sayılı kararında belirildiği üzere ortaklıktan ayrılınan yılın genel giderlerinin ortağın payına düşen miktarının mahsubu gerektiği açıklanmış olmakla ortaklığın başından itibaren hesaplanacak genel giderlerin mahsup edilmesi gerektiğine yönelik istinaf itirazı haklı değildir. Davalı vekili, takas def'inde bulunarak davacının aidat borçu olduğunu, bu aidat borcu mahsup edildiğinde davacının alacağı kalmadığını istinaf nedeni olarak ileri sürmüş ise de eldeki dava kooperatifin açtığı aidat alacağı davası olmayıp ortaklıktan çıkan üyenin çıkma payı istemine ilişkin olmakla ortaklıktan çıkan kişi taşınmazı kooperatife bırakıp bu hakkından vazgeçtiği için imalat giderleri amacıyla toplanan aidatlardan sorumlu tutulması doğru olmayıp ortaklıktan ayrılmakla tarafların tüm hak ve yükümlülükleri karşılıklı olarak sona ereceği de açık olmakla bu yöndeki istinaf itirazı reddedilmiştir....
e mahkeme tarafından atılan kayyumun yetkisiz bir takım işlemler gerçekleştirdiğini, müvekkillerinin dava süresince ortaklıktan doğan hak ve borçlarının teminat altına alınması amacıyla tedbir talep edildiğini belirterek ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılmasına, müvekkillerinin ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıya diğer önlemlere karar verilmesini, şirketin borçlanmasının önlenmesine ilişkin olarak davalı şirket mal varlığı kaydına ihtiyati tedbir şerhi konulmasına karar verilmesini istemiştir. HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Talep, ortaklıktan çıkma, çıkma payı ve kar payı alacağının ödenmesi istemlerine yönelik açılan davada ihtiyati tedbir kararı verilmesine ilişkindir....
Mevcut düzenlemeler ve yukarıdaki açıklamalarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; ihtiyati tedbir talep eden davacılar vekilince dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalı limited şirket ortaklığından TTK'nın 638/2.maddesi uyarınca çıkma taleplerinin kabulüne, ödenmemiş kar payının ödenmesi ile davalı şirket hisselerine tedbir konulması ile birlikte, davalı şirket adına kayıtlı bulunan taşınmazlar ile şirket adına kayıtlı bulunan 6 adet araç kaydına ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2021/692 Esas KARAR NO:2024/322 ESAS DAVA (-----Ticaret Mahkemesi --- Esas) DAVA:Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı), Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) DAVA TARİHİ: 25/10/2021 BİRLEŞEN DAVA ( ----Asliye Ticaret Mahkemesi ---- Esas) DAVA: Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) DAVA TARİHİ:02/12/2022 KARAR TARİHİ:03/05/2024 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı), Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili esas davada dava dilekçesinde özetle; Davalı-------- -------- hizmet verdiğini, müvekkilinin, davalı şirkette %50 oranında hissedar olduğunu, müvekkilinin, mesleki bilgi ve birikimi ve özverili çalışmaları neticesinde firma sektöründe bilinen, tanınan, güvenilen bir marka haline geldiğini, şirketin adına kayıtlı oldukça kıymetli taşınmazlar...
Davalı şirket vekili, davacının sermaye taahhüdünü yerine getirmediği için ortaklıktan çıkarıldığını, şirketin zarar ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı uyarınca davacının ortaklıktan çıkarılma kararının hukuka uygun olarak gerçekleştirildiğini, dolayısıyla davacının ortak olma statüsünden kaynaklanan bir hak olarak kâr payı talep edemeyeceği, davalı şirketin 388.408,05 TL zarar ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....
toplam 460.552,85 USD kar payı alacağı ile yine 2001 ve 2002 yılları için toplam 49.500 USD yöneticilik alacağının, 10.468.241.922 TL ortaklık mallarından payına düşen alacağın, 1.050.000.000.000 TL maddi tazminatın, 700.000.000.000 TL manevi tazminatın faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Somut olaya gelince; davacı yanca, ortağı olduğu davalı şirketin haklı nedenle feshi olmadığı takdirde şirket ortaklığından çıkma istemli olarak işbu dava açılmıştır....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 18/11/2016 tarihinde davacının ortaklıktan haklı nedenlerle çıkarılmasına karar alındığını, kararın kendisine ihtar edildiğini, şirketin feshini gerektirecek herhangi bir durumun söz konusu olmadığını, davacının şahsi ciro talebi hakkında ise Şirketler hukukunda buna ilişkin bir hüküm olmadığını, ayrıca şirket ortakları arasında böyle bir uygulamanın yapıldığına dair yazılı belge olmadığını savunarak, davacının şahsi ciro, kar payı, sermaye payı talebi ve şirketin feshi talebi yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe ; Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin %10 nispetinde hissedarı olduğunu, şirketle ilgili müvekkiline bilgi verilmediğini, şirketin mali durumunun müvekkilinden gizlendiğini, hile ile şirketin zarar ettiğinin gösterildiği, bu şartlar altında müvekkilinin şirket ortağı olarak kalmak istemediğinden; ortaklıktan çıkmasına izin verilmesine, fazlaya ait hakları saklı tutularak şimdilik 10.000,00 TL ortaklık payının davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Bilirkişi raporlarının alınmasından sonra, davacı vekili, 17/10/2016 tarihli ıslah dilekçesi sunarak ve aynı tarihte ıslah harcı yatırarak, 977.181,56 TL ortaklıktan çıkma payı ayrılma akçesinin davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesi talep edilmiştir....
Başka bir anlatımla, şirket ana sözleşmesi gereği ortaklara tanınan çıkma hakkının kullanılabileceği gibi başka bir sebep olarak da şirket ortakları haklı sebeplere dayalı olarak ortaklıktan çıkmasına karar verilmesini mahkemeden isteyebilir. Şirket ana sözleşmesinde çıkma düzenlenmediğine göre, olayda çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; TTK'nın 638/2.madde kapsamında davacının, davalı şirket ortaklığından çıkarılmasını gerektirebilecek haklı nedenlerin bulunup bulunmadığıdır. Görüldüğü gibi ortaklıktan çıkartılmaya karar verilebilmesi için, ortaklıktan çıkmayı gerektiren haklı nedenlerin bulunması ön koşuldur. Yasada şirket ortaklıktan çıkarılmayı gerektiren "haklı nedenler" açıklanmamış olup; haklı nedenlerin bulunup bulunmadığı her somut olayın özelliklerine göre değerlendirmek gerekir. Somut olayda; davalı şirket ortaklığından çıkmayı gerektirebilecek haklı nedenlerin bulunup bulunmadığının tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, malimüşavir ... ve Prof....