Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, adi ortaklık ilişkisinin varlığı iddiasına dayalı ortaklığın sona erdiğinin tespiti ile tasfiyesi, adi ortaklıktan kaynaklanan alacak ve tazminat istemlerine ilişkindir. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır....

Kuyumculuk Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'ndeki müdürlük görevinin sona erdiğinin tespitine ve tescil ve ilanına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin Davalılar üzerine müştereken ve müteselsilen bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; Hisse devri sözleşmesi ile hissenin devri sonucu doğmayacağını esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayı şart olduğunu, devir bu onayla geçerli olacağını, dava konusu ............

    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının, davalı şirketteki 1400 hissesini davalılar Mehmet Güraslan ve ...'a devrettiği, pay devir işlemlerinin şekil şartlarına uygun olarak yapıldığı, davacının ortaklık sıfatının 19.04.2013 tarihinde sona erdiği, payın bütün aktif ve pasifleri ile mali ve hukuki yükümlülükleri ile devredildiği, devir sözleşmesinde aksi kararlaştırılmadığından paya bağlı tüm hakların devralana geçtiği, davacının hisse devir tarihi itibari ile dava şirketteki ortaklık sıfatının sona erdiği, dava konusu kâr paylarını davalı taraftan talep etme hakkının kalmadığı gerekçesiyle aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kiracılık sıfatının tespiti Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kiracılık sıfatının tespiti davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kiracılığın tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili; taraflar arasındaki 8.9.2004 başlangıç tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesi ile ......

        CEVAP VE SAVUNMA: Davalı vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle; Anonim şirketlerde hisse devirleri ve buna bağlı olarak ortaklık yapılarının Türk Ticaret Kanununa göre tescil ve ilana tabi olmadığını, TTK 31 ve Ticaret Sicil Yönetmeliği’nin 29.m. gözetildiğinde tek pay sahipliği tesciline ilişkin evraklarda tek pay sahibinin adının ,soyadının, kimlik numarasının, yerleşim yeri ve vatandaşlığının da tescil ve ilan edilmesi gerektiği kanun ve yönetmelik maddelerinde açık olduğunu, ...İnşaat Taah....

          CEVAP VE SAVUNMA: Davalı vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle; Anonim şirketlerde hisse devirleri ve buna bağlı olarak ortaklık yapılarının Türk Ticaret Kanununa göre tescil ve ilana tabi olmadığını, TTK 31 ve Ticaret Sicil Yönetmeliği’nin 29.m. gözetildiğinde tek pay sahipliği tesciline ilişkin evraklarda tek pay sahibinin adının ,soyadının, kimlik numarasının, yerleşim yeri ve vatandaşlığının da tescil ve ilan edilmesi gerektiği kanun ve yönetmelik maddelerinde açık olduğunu, ...İnşaat Taah....

            Bir şirketin sona erme sebepleri Türk Ticaret Kanunu’nun çeşitli maddelerinde belirtilmiş olup, örneğin, anonim şirketin özel haller dahil sona erme sebepleri TTK 529, 530 ve 531’inci maddelerde, limited şirketle ilgili sona erme sebepleri de 636’ıncı maddede sayılmıştır. Diğer taraftan, şirketlerin sona ermesi halinde sona ermenin tescil ve ilan edileceği yine TTK’nın çeşitli maddelerinde hüküm altına alınmıştır. Dolayısıyla, şirketlerin çeşitli sebepler dolayısıyla sona ermeleri halinde TTK’nın ilgili maddeleri gereğince ticaret siciline tescil ve ilan ettirilmesi gerekmektedir. Diğer taraftan İcra İflas Kanunu'nun md.44/1 hükmü gereği ticareti terk eden bir tacir 15 gün içinde keyfiyeti kayıtlı bulunduğu ticaret siciline bildirmeye ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini gösteren bir mal beyanında bulunmaya mecburdur....

              Somut olayda, davalı derneğin hem sona erdiğinin tespiti, hem de tasfiyesine karar verilmesi istenmekte olup, Dernekler Kanununda ve Türk Medenî Kanununun 87/son maddesinde, derneğin kendiliğinden sona erdiğinin tespitine sulh hukuk mahkemelerince karar verileceği düzenlenmiş ise de; sona eren derneğin para, mal ve haklarının tasfiyesinde açıkça sulh mahkemesinin görevli olduğuna dair bir hüküm bulunmamaktadır. Derneğin kendiliğinden sona erdiğinin tespitine (münfesih hale düştüğüne) sulh mahkemesince karar verilecek olması, tasfiyesinin de bu mahkemece yapılacağı anlamına gelmez. Derneklerin tasfiyesi işleminde asliye hukuk mahkemeleri görevli olup uyuşmazlığın Kocaali Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Kocaali Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 13/06/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....

                Mahkemece; davaya konu adi ortaklığın ticari işletme ile ilgili olduğu, dolayısıyla adi ortaklığın sona erdiğinin tespitine ve tasfiyesine ilişkin uyuşmazlığın, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4/1. maddesine göre, Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılmasının gerektiğinden bahisle, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, adi ortaklığın fesholunduğunun tespiti ve tasfiyesi istemine ilişkindir. Bilindiği üzere, adi ortaklık; iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir(TBK. 620/1 md.)....

                  .....ın borçlarının tasfiyesinden arta kalan mal ve haklar ise Genel Müdürlüğe devredileceği hüküm altına alınmıştır. 1-Vakfın malvarlığının bulunup bulunmamasının tasfiye kurulu oluşturulmasına engel olmadığı hususu da dikkate alınarak mahkemece, yukarıda belirtilen emredici düzenlemeler doğrultusunda, vakfın sona ermesi (dağılması) halinde artan mal ve hakların nereye devredileceğinin vakıf senedinin 26.maddesindeki düzenleme de gözönünde bulundurulup yöntemince tespitinden ve uygulamada duraksamaya sebebiyet vermemek için bir tasfiye kurulunun belirlenmesinden sonra vakfın sona erdiğine karar verilmesi yerine, tasfiye kurulu oluşturulmadan davanın kabulü, 2-Kabule göre de; Vakfın sona erdiğinin tespiti ve tasfiye kurulu oluşturulması ile birlikte TMK'nın 52.maddesi gereğince vakfın tüzel kişiliği ile ehliyetinin tasfiye amacıyla sınırlı olmak üzere tasfiye sonuna kadar devamına karar verilmemesi, doğru görülmemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu