Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, haklı sebeple limited şirketin feshi davasının şirket tüzel kişiliğine karşı yöneltilmesi gerektiği, ortağın haklı sebeple fesih davasında pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davalı ... hakkında açılan asıl davanın pasif dava ehliyeti yokluğu nedeni ile reddine; şirketin feshine ilişkin menfaatlerin ağır bastığı, şirketin feshi ve tasfiyesinin en uygun çözüm olduğu gerekçesiyle birleşen fesih ve tasfiye davasının kabulüne; karşı davanın TTK'nın 640/III. madde hükmüne göre şirket tüzel kişiliği tarafından açılması gerekir iken aynı zamanda müdür olan adı geçen ortak tarafından açıldığı, kaldı ki, karşı davacının aktif dava ehliyetinin varlığı ve iki kişilik limited şirkette genel kurul kararının aranmaması kabul edilse dahi, şirketin ekonomik yönden kötü durumda olması, ortaklık işletmesinin sürekli olarak verimsiz hale gelmesi, kronik hale gelen kârlılık kaybının ortaklığın devamını güçleştirmesi ve şirketin...

    Bu nedenle taraflar arasında kurulu bulunan adi ortaklığın mahkemenizce haklı sebebe dayalı olarak feshi ve ortaklık mallarının tasfiyesi için mahkemenize başvurmak zorunluluğu doğmuştur. Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı müvekkilim ile davalı arasında mevcut olan adi ortaklığın haklı nedenlerle feshine, adi ortaklığın kuruluşundan dava tarihine kadar karpaylarına her yıl için ayrı ayrı reeskont faiz işletilerek hesaplanacak miktarın davalı T4'dan alınarak müvekkile verilmesine, tüm davalıların sermaye borcundan dolayı beraber sorumlu olduklarını kabul etmelerinden dolayı, müvekkilimize olan sermaye borçlarının tasfiye sırasında hesaba katılarak müvekkilimize ödenmesine ve feshedilen adi ortaklığın mahkemenizce tasfiye edilmesine ve yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini saygıyla talep ederiz....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça ihtar şartının yerine getirilmediğini, adi ortaklığın kurulduğu işin henüz geçici kabul safhasında olduğunu, geçici kabulün yapılmadığını, davacı şirketin ortaklıkta yönetici ortak konumunda olmadığını ve emeğinin bulunmadığını, sermaye de koymadığını, ihale teminatının kendi şirketlerince yatırıldığını, davalı şirketin itibarlı bir şirket olduğunu, dava konusu işte emeğinin ve sermayesinin olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, henüz üstlenilen işin tamamlanmadığı gözetildiğinde adi ortaklığın sona ermediği, ve haklı fesih sebebi bulunduğu davacı tarafından usulüne uygun olarak ileri sürülüp ispatlanamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, adi ortaklığın tasfiyesi istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki sözleşme ile adi ortaklığın kurulduğu anlaşmazlık konusu değildir....

      Hukuk Dairesi’nin 17.09.2013 gün ve 2013/9762 E. 2013/12790 K. sayılı kararı ile; “...Davada; taraflar arasında yazılı sözleşme ile adi ortaklık kurulduğu, (davalının malik olduğu arsa üzerine tüm masraflar davacıya ait olmak üzere tesis yapılmak ve işletilmek üzere) davalının yükümlülüklerini yerine getirmediği, sözleşmede yazılı parselleri ortaklığa vermediği, işletme sermayesi olarak hiç para koymadığı, mal bedellerinin davacı tarafından ödendiği, dava dışı şirkete arsa üzerinde intifa hakkı tesis ettiği, davacı tüm edimlerini yerine getirip tesisi kurduğunu belirterek, adi ortaklığının haklı sebeplerle feshi, ortaklığın tasfiyesi ve sermaye olarak konulan bedel ve tesis bedeli talep edilmiştir....

        Haklı sebeplerle davalı şirketin feshi ve tasfiyesine ilişkin davada, ortaklığının satış yolu ile giderilmesine karar verilen davalı şirket taşınmazları dava ve uyuşmazlık konusu olmadığından HMK'nın 389. maddesindeki ihtiyati tedbir şartları bulunmadığı gibi şirketin feshi ve tasfiyesi davasına bakan mahkemece, davalı şirket taşınmazlarının ortaklığının satış yolu ile giderilmesine dair başka mahkemece verilen kesinleşen kararı bertaraf edici şekilde satış dosyasındaki satış işlemlerinin tedbiren durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesi de mümkün bulunmadığından mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir....

          UETS DAVA : Adi Ortaklığın Fesih ve Tasfiyesi İSTİNAF KARARININ KARAR TARİHİ : 17/11/2021 YAZIM TARİHİ : 17/11/2021 Taraflar arasında görülen davada Konya Asliye... Ticaret Mahkemesi'nin... Esas- ......

            Bu durumda, davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur. Eldeki davada uyuşmazlık, taraflar arasındaki adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi ile davacı payına düşen hak ve alacakların davacıya ödenmesine ilişkin ihtilaftan kaynaklandığı, Ticaret Sicil Müdürlüğü cevabında davacı ...'ın herhangi bir kaydının olmadığının bildirildiği, Vergi Dairesi kayıtlarında davacının vergi kaydının bulunmadığının tespit edildiği, davacının tacir olmadığı gibi dava konusunun TTK'nun da belirtilen ticari iş niteliğinde olmadığı anlaşıldığından, ihtilafın TBK'da düzenlenen hükümler çerçevesinde çözümlenmesi gerekir....

              ADİ ORTAKLIĞIN TASFİYESİ 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 538 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki tespit ortaklığın tasfiyesi davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Davacı banka, davalı A... İnşaat A.Ş.'nin kendisinden aldığı krediyi ödemediğini, bu nedenle bu davalının, davalı G...-A... adi ortaklığındaki tasfiye hissesine haciz konulduğunu öne sürerek, ortaklık sona erdiği halde tasfiye işlemleri ortaklarca yapılmayan adi ortaklığın tasfiye işlemlerini yapmak üzere üçüncü bir şahsın tasfiye memuru tayin edilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı taraf, davanın reddini savunmuştur....

                Şti. yönünden ise; hükme esas bilirkişi raporları doğrultusunda ....07.2007 tarihi itibariyle adi ortaklık sözleşmesi geleceğe etkili olarak ortadan kalkmış olmakla feshine, tasfiye zımnında 426.914,80 TL sabit tesis bedeli, 167.753 TL akaryakıt bedeli ve 29.597,89 TL'nin davalı mirasçılarından tahsiline karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmektedir. Davalı ve davacı şirket arasında 26.07.1998 tarihli adi ortaklık sözleşmesi imzalandığı sabittir. Davada ortaklığın feshi ve tasfiyesi talep edilmiştir. Uyuşmazlık ve maddi vakıa bu şekilde değerlendirilmekle inceleme bu yönde yapılmalıdır. Mahkemece, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı ve 642. vd. maddelerindeki tasfiye hükümlerinin somut olaya uygulanması gerekmektedir....

                  in ölümüne müteakiben terekesinde yer alan taşınmazlar ve 150 dolayında koyunun taraflar arasında taksim edilmeyerek birlikte kullanıldığını, edinilen gelirlerle taşınır ve taşınmaz mallar alınarak bazı ortaklar adına tescil edildiğini ve böylece ortaklığın devam ettirildiğini, tarafların çalışma, kar ve zararı paylaşma konusunda anlaşamadıklarından bu ortaklığın sürdürülme imkanının kalmadığını ileri sürerek taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile davacının payının yasal faizi ile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir. 1-) Dava konusu uyuşmazlık, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu madde 6 gereğince, "Kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür." Kural olarak, adi ortaklık ilişkisinin geçerliliği herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ihtilaf çıktığında, adi ortaklık ilişkisinin varlığını ispat yükü iddia eden düşer....

                    UYAP Entegrasyonu