Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, velayetin değiştirilmesi ve kişisel ilşkinin yeniden düzenlenmesi konusunda düzenlettirilen 02.02.2016 tarihli raporda; pedagog bilirkişi, tarafların ortak gocuğu İsmail Yiğit'e otizm tanısı konduğunu ve %80 engelli olduğunu belirtmiş, çocuğun yüksek menfaati gereği velayet hakkının anne de kalması, ancak kişisel ilişki yönünden ise alanında uzman bir hekimden görüş alınması tavsiyesinde bulunmuştur. Gerekçeli karardan anlaşıldığı üzere, uzman hekim telefon ile aranarak hastalık, hastalığın tedavi süreci ve kişisel ilişki konusunda bilgi alındığı belirtilmiş ise de, buna ilişkin her hangi bir rapor düzenlettirilerek, dosya arasına alınmamıştır. O halde, mahkemece dava konusu ortak çocuğun alanında uzman bir hekime sevki sağlanarak kişisel ilişki yönünden rapor düzenlettirilip, diğer delillerle birlikte değerlendirildikten sonra sonucu itibariyle bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir....

    Bu dava ise anne tarafından boşanma tarihinden sekiz gün sonra 21.09.2015 tarihinde açılmış, anne velayet kendisinde olan babanın velayet görevlerini yerine getirmediğinden bahisle ortak çocuğun velayetinin kendisine verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda da... 'nin velayeti babadan alınarak anneye verilmiştir. Toplanan delillere göre, boşanma kararının verilmesi ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen süre içerisinde velayetin değiştirilmesini gerektiren bir durum, olay, hal ve şartlarda değişiklik veya davalı babanın velayet görevini yerine getirmediği ve kötüye kullandığı hususları ispatlanamamıştır. Bu nedenlerle ortak çocuk ...'nin velayetinin anneye verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı geretirmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar 10.04.2013 tarihinde kesinleşen karar ile boşanmışlar; boşanma ilamıyla ortak çocuklardan 2007 doğumlu ...'ın velayeti davacı babaya, 2010 doğumlu ...'in velayeti ise anneye bırakılmış, temyize konu baba tarafından ... yönünden açılan velayetin değiştirilmesi davasında mahkemece, tarafların anlaşmalı boşandıkları ve boşanma tarihinden sonra şartların değişmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden, annenin beyanlarından anlaşıldığı üzere; davalı anne velayeti kendisinde olan ...'...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı anne tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı anne boşanma kararı ile birlikte velayeti babaya bırakılan ortak çocuklar 20/10/2006 doğumlu Emirhan ile 20/10/2010 doğumlu Esila'nın velayetinin değiştirilerek kendisine verilmesini talep etmiş, mahkemece; "Çocukları halen baba yanında oldukları, baba işteyken babanın halası tarafından bakıldıkları, çocukların babalarıyla sağlıklı sıcak ilişkileri olduğu, maddi ve manevi ihtiyaçlarının karşılandığı, çocukların kurulu düzeni olup, velayetin değiştirilmesini gerektirir bir durum olmadığı" gerekçesiyle velayetin değiştirilmesi talebinin reddi kararı verilmiş, hüküm davacı anne tarafından temyiz edilmiştir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir....

          (TMK m. 348) Toplanan delillerle ortaya çıkan durum yukarıda açıklanan şekilde nez şartlarının varlığına yeterli olmayıp, velayetin değiştirilmesine yol açar. (TMK m. 183,349) Öyle ise, olaya uygun kanun hükmünün belirlenmesinde hata ile velayetin değiştirilmesi (TMK m. 183, 349) yerine, Türk Medeni Kanununun 348. maddesi sonuçlarını doğuracak biçimde velayetin kaldırılmasına (nez'e) karar verilmesi bozmayı gerektirir. 3- Velayeti babaya verilen ortak çocuk M. 12.05.2000 doğumludur. Mahkemece anne ile her hafta sonu kurulan kişisel ilişki, çocuğun bedeni ve fikri gelişimini olumsuz etkileyebileceği gibi, babanın da velayet görevini yerine getirmesine engel olacak derecede fazladır. Küçüğün yaşı, eğitimi ve gelişimi, kişisel ilişkinin niteliği de göz önüne alınarak daha uygun süreli kişisel ilişki kurulması gerekirken, yazılı şekilde kişisel ilişki tesisi doğru görülmemiştir. 4- Ortak çocuk davanın devamı sırasında davalı- davacı baba yanında kalmaktadır....

            Kararın taraflarca temyizi üzerine, Dairemizin 20.12.2016 tarih ve 2016/20646 esas ve 2016/16256 karar sayılı ilamı ile hükmün velayetin değiştirilmesi davasının kabulü, iştirak nafakası ve kişisel ilişki yönünden onanmasına, ortak çocuğun anneye fiilen teslim tarihinden itibaren tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiğinden bahisle bozulmasına karar verilmiş ise de; dosya içeriğinden ortak çocuğun davadan üç yıl öncesinden itibaren fiilen anne yanında bulunduğu anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında ortak çocuk yararına dava tarihinden itibaren tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği yönünden bozma kararı verilmesi gerekirken ilk incelemede bu husus gözden kaçırılmış olduğundan davalı erkeğin karar düzeltme isteminin bu yönden kabulüne ve ortak çocuk yararına dava tarihinden itibaren tedbir nafakasına hükmedilmesi yönünden yerel mahkeme kararının değişik gerekçe ile bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

              velayet için tarafların istekli olmalarının gerektiğini, davacının davranışlarından ötürü ortak velayetin çocuğa fayda sağlamayacağından ortak velayeti istemediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

              velayet için tarafların istekli olmalarının gerektiğini, davacının davranışlarından ötürü ortak velayetin çocuğa fayda sağlamayacağından ortak velayeti istemediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

              Cevap dilekçesi: Davalı cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul ettiğini, çocuğa bakabilecek durumda olmadığını, velayetin babaya verilmesini kabul ettiğini beyan etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın kabulü ile velayeti annede olan müşterek çocuk Ayşe Ecrin'in velayetinin davacı babaya verilmesine anne ile şahsi ilişki tesisine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; davayı davalının tehdidinden ötürü kabul ettiğini, çocuğun kendisi ile yaşamak istediğini çalışmaya başladığını belirterek velayetin değiştirilmesi yönündeki talebin reddini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, velayetin değiştirilmesi talebine ilişkindir....

              Açıklanan sebeple olaya uygun kanun hükmünün belirlenmesinde hata ile Türk Medeni Kanununun 348. maddesi sonuçlarını doğuracak biçimde velayetin kaldırılmasına (...) karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. 2-Davaya konu ortak çocuk... idrak çağındadır. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. maddesi ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin 3. ve 6. maddeleri iç hukuk tarafından yeterli idraka sahip olduğu kabul edilen çocuklara kendilerini ilgilendiren davalarda görüşlerini ifade etmeye olanak tanınmasını ve görüşlerine gereken önemin verilmesi gerektiğini öngörmektedir. Bu bakımdan, ortak çocuğun mahkemece veya istinabe suretiyle eğitim, kültür, yaşam olanakları bakımından nerede yaşamak istediği konusunda bilgilendirilerek, velayet hakkındaki tercihinin kendisinden sorulması, tüm deliller birlikte değerlendirilip, velayet konusunda bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....

                UYAP Entegrasyonu