Mahkemece Dairemiz bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda kesinleşen konularda karar verilmesine yer olmadığına, velayetin anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 1000 TL iştirak nafakasına karar verilmiş, hüküm davacı-davalı erkek tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece 09.02.2016 tarihli hükümle ortak çocuk lehine verilen aylık 600 TL iştirak nafakası davalı-davacı kadın tarafından temyiz edilmemiş, bu hükümdeki miktar yönünden davacı-davalı erkek yararına usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Bu sebeple bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davacı-davalı erkek yararına oluşmuş bulunan usuli kazanılmış hak gözetilmeksizin iştirak nafakasının arttırılarak hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 3-Mahkemece iştirak nafakasına ilişkin hükümde, iştirak nafakasının başlangıç tarihinin gösterilmemesi doğru olmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İştirak Nafakası-Velayetin Değiştirilmesi, Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı tarafından, her iki dava yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 28.02.2017 günü duruşma için tayin olunan tebligata rağmen taraflar adına gelen olmadı. İşin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı-davacı baba, evlilik dışında doğması sebebiyle velayeti annnede olan (TMK m.337/1) ortak çocuk 21.08.2004 doğumlu Yasin'in velayetinin değiştirilerek kendisine verilmesini talep etmiş, mahkemece velayetin değiştirilmesi talebinin reddine karar verilmiştir....
Somut olayda; çocuğun velayetinin önceden babasında olduğu, babanın anneye 05/03/2013 tarihinde ortak çocuk Mert'in velayetinin değiştirilmesi için dava açtığı, yargılama sırasında velayetin geçici olarak anneye verildiği ve anılan davanın 24/06/2013 tarihli ara kararı ile baba tarafından M.. yararına 21/05/2013 tarihinden geçerli olmak üzere aylık 400.00.- TL tedbir nafakası ödenmesine hükmedildiği, 30/10/2013 tarihli karar ile velayetin babadan alınarak anneye verildiği, tedbir nafakasının da karar kesinleşinceye kadar devamına hükmedildiği, anılan bu kararın Yargıtay 2. Hukuk Dairesi tarafından 02/04/2015 tarihinde onandığı, eldeki davanın da anne tarafından 31/12/2013 tarihinde açıldığı, yargılama sonunda dava tarihinden itibaren aylık 650.00.- TL iştirak nafakasına hükmedildiği, diğer bir anlatımla tedbir nafakası devam ederken iştirak nafakası ödenmesine de karar verildiği anlaşılmaktadır....
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; kanun gereği velayet annede olduğundan davacının velayetin değiştirilmesi yönündeki talebinde hukuki yarar bulunmadığını, annenin velayet görevini gereği gibi yerine getiremediğini, çocuğa babayı kötülediğini, maddi karşılık karşısında baba ile çocuğu görüştürdüğünü, velayet görevini kötüye kullandığını, küçücük çocuğu sigara almaya gönderdiğini, ortak velayet düzenlenmesi gerektiğini, davacının amacının maddi menfaat elde etmek olduğunu belirterek davacının velayete ilişkin talebinin hukuki yarar yokluğundan reddine aksi kanaatte ortak velayet düzenlenmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, yaşı itibariyle verile nafaka yeterli olduğundan iştirak nafakasının artırılması talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Aile Mahkemesinin 2020/669 Esas-2020/647 Karar sayılı ilamı ile velayeti ortak olarak belirlenen müşterek çocuk Ersen Kınık üzerindeki ortak velayetin kaldırılarak çocuğun velayetinin davalı-karşı davacı anne T3'ya verilmesine 2- Velayeti davalı-karşı davacı anneye verilen ortak çocuk ile davacı-karşı davalı baba arasında şahsi ilişki kurulmasına, 3- Velayeti davalı-karşı davacı anneye verilen ortak çocuk Ersen Kınık yararına dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ve tahsilde tekerrür olmaması kaydı ile aylık 500,00- TL iştirak nafakasının davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine,"karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı/ karşı davalı erkek vekili hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı/ karşı davacı kadın istinaf yasa yoluna başvurmamıştır....
Aile Mahkemesinin 2019/328- 476 E-K sayılı ilamı ile boşandıkları, reşit olmayan ortak çocuk 2009 d.lu Açelya'nın velayetinin anneye verildiği, kararın 31/10/2019 tarihinde kesinleştiği, davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davalının nikahsız bir şekilde bir süredir başka bir kişiyle yaşadığını, yaşadığı kişinin iki çocuğu bulunduğunu, ortak çocuğun psikolojik yıkıntılar içerisine girdiğini, mahkeme kararındaki görüşme izninin davalı tarafından engellendiğini, müvekkilinin hiç bir şekilde çocuk ile görüştürülmediğini, ortak çocuğun yaşadığı evde ayrı bir odası yada ders çalışacağı müsait bir ortam olmadığını ileri sürerek ortak çocuk Açelya'nın velayetinin davalı anneden alınarak davacı babaya verilmesini, müvekkili tarafından ödenen iştirak nafakasının kaldırılmasını dava ve talep ettiği, davalıya usulüne uygun tebligatlar yapıldığı halde cevap dilekçesi sunmadığı, duruşmalara katılmadığı, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, Tarsus 2....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını, protokol ile ortak çocuklar Melis ve Mira'nın velayetinin müvekkil babada olması konusunda anlaştıklarını, Melis ve Mira'nın babanın yanında yaşamaya devam ettiklerini, müvekkilinin çocuklara kendi annesinin yardımıyla baktığını, her türlü maddi manevi ihtiyaçlarını gidermeye çalıştığını, 2019 yılı içinde müvekkilinin yeni bir evlilik yaptığını, ortak çocukların da babası ve yeni eşiyle birlikte kalmayı kabul ettiklerini, bu süreçte ortak çocuklar Melis ve Mira'nın normal hayatlarına devam ettiklerini, çocukların her türlü ihtiyaçlarının karşılanmasına aynen devam edildiğini, çocukların hiçbir şekilde olumsuz bir etkenle karşı karşıya kalmadıklarını, müvekkilinin protokol çerçevesindeki kişisel ilişki kurulmasına ilişkin hükümlere de istisnasız uyduğunu, davacının iddia ettiği üzere çocukların davacıyla görüştürülmemesi gibi bir durum yaşanmadığını, davacının çocuklarla bu günlerde...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Düzenlenmesi-İştirak Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından; ortak çocuk yararına hükmolunan iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Temyize konu iştirak nafakasının yıllık miktarı 1.200,00 TL olup, karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı 1.690,00 TL'yi geçmediğinden Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/2. maddesi gereğince temyiz isteğinin reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz talebinin yukarıda gösterilen sebeple REDDİNE, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 26.03.2018(Pzt.)...
Kendisi yoksul olan davacı kadının, ortak çocuk için tedbir ve iştirak nafakasından sorumlu tutulamayacağı, bu itibarla ortak çocuk için baba lehine tedbir ve iştirak nafakası konusunda karar verilmemesinde bir isabetsizlik bulunmadığının anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 143.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 04.07.2018 (Çrş.)...
Bu nedenle, ortak çocuğun velayeti konusunda mahkemece görüşünün alınması, bu görüşün değerlendirilmesi ve gerçekleşecek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, ortak çocuk dinlenmeden hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı-davacının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 11.09.2017 (Pzt.)...