Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2010/264 esas, 2011/347 karar sayılı dosyası ile davacı erkek tarafından açılan ve reddedilen boşanma davasına ilişkin kararın 10/01/2012 tarihinde kesinleştiği, tarafların reddedilen boşanma davasından sonra bir araya gelmediği ve 3 yıllık sürenin geçtiği, ne var ki davacı erkeğin davalı kadına maddi tazminat vermesini haklı kılacak derecede kusurunun bulunmadığı kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davanın TMK m. 166/son hukuksal sebebine dayalı olarak açıldığı, retle sonuçlanan boşanma davasını davacı erkeğin açtığı, o davadan sonra ortak hayatın yeniden kurulamadığı, eylemli ayrılık döneminde boşanmayı gerektiren kusurlu yeni bir vakıanın meydana gelmediği, bu haliyle ilk boşanma davasını açarak ayrılmaya sebebiyet veren ve boşanma sebebi yaratan davacı erkeğin tam kusurlu olduğu anlaşılmaktadır....

    Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2008/17 esas, 2009/32 karar sayılı dosyası ile davacı erkek tarafından açılan ve reddedilen boşanma davasına ilişkin kararın kesinleştiği, tarafların reddedilen boşanma davasından sonra bir araya gelmedikleri ve 3 yıllık sürenin geçtiği, ne var ki anılan davada tarafların kusur durumunun tespit edilmediği, eldeki davaya göre tarafların eşit kusurlu olduğu belitilerek, tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davanın TMK 166/son maddesi uyarınca fiili ayrılık hukuksal sebebine dayalı olarak açıldığı, retle sonuçlanan boşanma davasını davacı erkeğin açtığı, o davadan sonra ortak hayatın yeniden kurulamadığı, eylemli ayrılık döneminde boşanmayı gerektiren kusurlu yeni bir vakıanın meydana gelmediği, bu haliyle ilk boşanma davasını açarak fiili ayrılığı başlatan ve boşanma sebebi yaratan davacı erkeğin tam kusurlu olduğu anlaşılmaktadır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma-Ziynet ve Çeyiz Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı (koca) tarafından; asıl davada hükmün tamamı ve kendi davasına ilişkin hüküm kurulmaması yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, kadının boşanma davası kabul edilmiş, kocanın boşanma davası hakkında ise hüküm kurulmamıştır. Karşılıklı dava açılması durumunda mahkemece davaların her biri hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir. Açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı (koca)'nın boşanma davası hakkında da olumlu olumsuz bir hüküm kurulması gerekirken, bu yönün gözetilmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.(HMK 297/2 md)....

        Aile Mahkemesinin 2019/121 esas sayılı dosyasında davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davacının boşanma davasında çok açık görüleceği üzere davalının tam kusurlu olduğunu, ayrıca boşanma davasıyla birleşen davalının açmış olduğu davanın reddine karar verildiğini bildirerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 35.000- TL maddi tazminatı boşanma karının kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak kendisine verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "...Toplanan delillerden taraflar arasında ortak hayatın çekilmez hal aldığı, birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte, şiddetli bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, davacı birleşen dosya davalısı kocanın kumar alışkanlığının olduğu ve bu alışkanlık sebebiyle aile yükümlülüklerini ihlal ettiği ve evi terk ettiği anlaşılmıştır....

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/09/2020 NUMARASI : 2017/256- 2020/231 DAVA KONUSU : Boşanma (Ortak Hayatın Yeniden Kurulmaması Sebebiyle) KARAR : Dairemizin 24/12/2020 tarih, 2020/1058 Esas, 2020/1064 Karar sayılı ilamı Yargıtay 2....

        Aile Mahkemesinin 2011/99- 940 E_K sayılı dosyasında 04/02/2015 tarihinde açtığı boşanma davasının 12/11/2015 tarihinde reddine karar verildiği, kararın 05/01/2016 tarihinde kesinleştiği, eldeki bu davanın ise 12/01/2019 tarihinde ikame edildiği, aradan geçen 3 yılı aşkın süreçte tarafların karı-koca gibi ortak hayatı yeniden kurmak için hiç bir araya gelmedikleri, ortak hayatın bu süreçte yeniden kurulamadığı, bu durumun evi terk edip başka bir kadınla yaşamaya başlayan ve eşine karşı sadakatsiz davranan davacı kocadan kaynaklandığı, TMK'nun 166/4 m.sinde eylemli ayrılık için aranılan yasal şartların oluştuğu, ilk derece mahkemesince yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu gibi kusur belirlemesinde hata yapılmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin bu yönlerden istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b-1 m.sine göre ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

        Aile Mahkemesinin 2011/99- 940 E_K sayılı dosyasında 04/02/2015 tarihinde açtığı boşanma davasının 12/11/2015 tarihinde reddine karar verildiği, kararın 05/01/2016 tarihinde kesinleştiği, eldeki bu davanın ise 12/01/2019 tarihinde ikame edildiği, aradan geçen 3 yılı aşkın süreçte tarafların karı-koca gibi ortak hayatı yeniden kurmak için hiç bir araya gelmedikleri, ortak hayatın bu süreçte yeniden kurulamadığı, bu durumun evi terk edip başka bir kadınla yaşamaya başlayan ve eşine karşı sadakatsiz davranan davacı kocadan kaynaklandığı, TMK'nun 166/4 m.sinde eylemli ayrılık için aranılan yasal şartların oluştuğu, ilk derece mahkemesince yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu gibi kusur belirlemesinde hata yapılmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin bu yönlerden istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b-1 m.sine göre ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

        olağan akışına uygun olmadığı gerekçesiyle davacı tarafça açılan boşanma davasının ve ispat edilemeyen ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir....

          Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının dava dilekçesinde fiziksel şiddete vakıa olarak ve ceza mahkemesi kararına da delil olarak dayanmadığı, erkeğin de davaya cevap vermemiş olması sebebiyle kadının süresinden sonra vakıa ve delile dayanamayacağı, kaldıki tarafların ceza yargılamasına konu fiziksel şiddet olayı sonrası birlikte yaşadıkları ve bu olaydan sonra açılan boşanma davasından feragat edilmekle fiziksel şiddetin kadın tarafından affedildiği, kadının tanık bildirmediği, idrak çağındaki ortak çocuk ...'...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Mahkemece, "Taraflar arasında uzun yıllardan beri ortak bir hayatın mevcut olmadığı, tarafların ayrı yaşadıkları, bir araya gelmelerinin mümkün olmadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı" gerekçesiyle boşanmalarına karar verilmiş ise de; davalı kadından kaynaklanan boşanmayı gerektiren maddi bir vakıa da ispatlanamamaktadır....

              UYAP Entegrasyonu