Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA KONUSU : Boşanma (Ortak Hayatın Yeniden Kurulmaması Sebebiyle) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı-karşı davalı vekili tarafından sunulan 18/11/2016 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının 14/07/1981 tarihinde evlendiklerini, müvekkilinin davalı eşi ile aile kararı ile evlendiğini, müvekkilinin ölen ağabeyi Necati'nin kendisinden 14 yaş büyük olan eşi ile yaşı da tutmadığı izin resmi nikahı olmaksızın evlendirildiğini, bu evlilikten 3 tane çocuklarının olduğunu, davacı müvekkilinin 14 yaşında baba olduğunu ve çok küçük yaşta aile reisi olmak zorunda kaldığını, davacı müvekkilinin 1974 yılında cezaevine girdiğini ve 1985 yılında cezaevinden çıktığını, tarafların resmi nikahlarının bu dönemde 1981 yılında yapıldığını, evliliğin ilk başlardan beri olmaması gereken bir evlilik olduğunu, günün şartlarında mecburen yapılan bir evlilik olduğunu, davacı müvekkilinin ceza evine...

(Y2HD, 05.05.2004, 4901-5829, GENÇCAN-Boşanma-2, s. 131) Görüldüğü üzere terk sebebiyle boşanma (TMK. m. 164) davası ancak “terk edilen eş” tarafından açılabilir. 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu m. 164 f. I hükmüne göre diğerini; -ortak konutu terk etmeye zorlayan, -haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de “terk etmiş” sayılır. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eşin açmış olduğu terk sebebiyle boşanma (TMK. m. 164) davası “bu sebeple” reddedilmelidir; “....Nafaka davasında dinlenen tanık beyanlarına göre boşanma davasının davacısı koca kadını evden kovmuş terke zorlamıştır. Eşini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuda dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır. Bu itibarla Türk Medeni Kanununun 164. maddesi koşulları gerçekleşmemiştir....

    Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı-karşı davacı kadın, karşı davasıyla zina (TMK m. 161) mahkeme aksi kanaatte olur ise evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuksal sebeplerine dayalı olarak boşanma talep etmiş, mahkemece kısa kararda hangi kanun maddesine dayanarak boşanma hükmü kurulduğu belirtilmeksizin "dava ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına" karar verildiği halde, gerekçeli kararın hüküm kısmında ise; her iki davanın da evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle (TMK m. 166/1) kabul edildiği belirtilmiştir....

      Dairemizin işbu bozma kararı ile ilk verilen hüküm karşılıklı davaların tüm yönleri bakımından tamamen ortadan kalkmıştır, öyleyse, Dairemizce 04.10.2016 tarihli bozma ilamında, 12.11.2015 tarihli karara ilişkin bilinçli olarak temyiz sınırlaması yapılmadığı halde mahkemece, “Boşanma, davacı-karşı davalının reddedilen boşanma davası, velayet, kişisel ilişkiye” dair kısımların, tarafların temyize konu etmediğini bu nedenle işbu hususların kesinleştiği gerekçesiyle, Dairemiz bozma ilamının amacına ve mahiyetine aykırı bir şekilde taraflar arasındaki karşılıklı davada kesinleşen her hangi bir yön bulunmadığı dikkate alınmaksızın, her iki dava ve fer’ileri yönünden yeniden hüküm kurulmaması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

        Eldeki davada tarafların uzun süredir bir araya gelmediği sabit ise de; yukarıda açıklandığı gibi tarafların ilk boşanma davasından sonra bir süre bir araya geldikleri, yeniden açılan ve reddedilen bir boşanma davasının da olmadığı sabittir. Bir araya geldikten sonra yeniden birlikteliğe bu davaya kadar ara vermelerinin TMK nın 166/4 maddesi uyarınca her hangi bir sonuç doğurmayacağı anlaşıldığından TMK. nun 166/son maddesinde belirtilen ortak hayatın yeniden kurulmamış olması koşulu oluşmamıştır. Bu nedenle davanın reddedilmesi gerekmiştir. HMK 353/1- b-2 maddesine göre ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verilir....

        ın 28.04.2014 günü ölümü sebebiyle kararı imzalaması mümkün olmamıştır (HMK m.299). 06.05.2014...

          Öyleyse, mahkemece bozmaya uyulduğu halde, boşanma hükmü yönünden kesinleştiği kanaatiyle hüküm kurulmaması dikkate alındığında, mahkemece uyulan bozma ilamının gereğinin yerine getirilmediğinin kabulü gerekecektir. Bu bağlamda mahkemece, temyiz incelemesinde, bozma sebebine göre inceleme kapsamı dışında kalması zaruri hale gelen; boşanma hükmü bakımından kararın kesinleştiğinden bahisle bozma sonrası verilen 21.11.2016 tarihli ikinci kararda bu yöne ilişkin yeniden hüküm kurulmaması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 02.10.2018(Salı)...

            Davacı, dava dilekçesinde daha evvel boşanma davası açtığını davasının reddedildiğini, 3 yıllık süre içerisinde bir araya gelmediklerini belirterek boşanmalarına karar verilmesini istemiş, boşanma dosyasını da delil olarak göstermiştir. Bu haliyle, davacının davasının ortak hayatın yeniden kurulamaması hukuki sebebine (TMK m. 166/son) dayandırdığı anlaşılmaktadır. Davacıya daha evvel reddedilen dosya ile ilgili bilgileri sunması için usulünce kesin mehil verilip, ilgili dosyanın getirtilerek delillerin birlikte değerlendirilip, sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, davanın Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi kapsamında değerlendirilip, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 20.03.2017 (Pzt.)...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı karşı davacı erkeğin, harcı ve kaydı bulunmayan katılma yolu ile temyiz isteğinin incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı karşı davalı kadının temyiz isteğinin incelenmesine gelince, Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle boşanma sebebinin ispatlandığının ve ortak hayatın yeniden kurulması olasılığının bulunduğunun anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, manevi tazminat talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm tesisi yönünden; davalı erkek tarafından ise, tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle ortak çocuk lehine takdir edilen iştirak nafakasının boşanma kararının kesinleşme tarihinden itibaren hüküm ifade edeceğinin anlaşılmasına göre,davalı erkeğin temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı kadın, cevaba cevap dilekçesinde 30.000 TL manevi tazminat isteğinde bulunmuş olup, bu isteğin esası hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu