Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kararın 26/10/2008 tarihinde kesinleştiği dikkate alındığında TMK'nın 166/4. maddesi gereğince boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davada; somut olayımızda kararın kesinleşesinden itibaren 3 yıllık süre içerisinde her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılacağı, iş bu davanın, Şebinkarahisar Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen kararın kesinleşmesinden itibaren 3 yıllık süre geçtikten sonra açıldığı, bu tarihten itibaren başlayarak 3 yıl içinde tarafların bir araya gelmedikleri ve ortak hayatın yeniden kurulamadığının tarafların beyanları ve tanık beyanları ile de tartışmasız olduğu anlaşılmış olup taraflar arasında ortak hayatın yeniden kurulamadığı anlaşıldığından evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı kabul edilerek davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir." şeklindeki gerekçe ile "Davanın kabulü ile; Giresun İli, Şebinkarahisar...

Köyü'nde bilinmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, dolayısıyla davacının Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeğinin 5/1-b maddesinde belirtilen ortak nitelik şartını kaybettiğinden söz edilemeyeceğinden, tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir. TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının memurluğa alınma şartlarını taşımadığının sonradan anlaşılması üzerine görevine son verildiği, 2012 yılından sonraki dönemde ortak nitelik şartını kaybetmesi nedeniyle görevine son verilmediği, 2012 yılından önce bu şartı kaybetmesi ve bunun üzerine görevine son verilmesi sebebiyle, 2012 yılından sonra atanma şartlarını taşımadığının farkına varılması üzerine görevine son verildiği belirtilerek İdare Mahkemesi kararının hukuka ve mevzuata aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmasına karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir....

    CEVAP Davalı- karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin kusurlu olduğunu, evlilik birliğinden doğan birçok yükümlülüğünü ihlal ettiğini, çocuklarıyla ve ailesiyle ilgilenmediğini, kadına hakaret ve küfür ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, aldattığını belirterek asıl davanın reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuk...'nin velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. III....

      (Merkezi İtalya) Türkiye Ankara Şubesi vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı işçinin ortak girişim bünyesinde 04.04.2016 tarihinde çalışmaya başladığını, hak ediş teknikeri olarak görev yaptığı işine izinsiz ve mazeretsiz olarak 24.04.2019, 25.04.2019 ve 26.04.2019 tarihinde gelmemesi sebebiyle Ankara 54....

      DAVA Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların ortak bir çocuklarının bulunduğunu, davalı erkek son derece kıskanç olduğu için aralarında zaman içerisinde şiddetli geçimsizlik oluştuğu ve bu yüzden evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, davalı erkeğin ortak konutu terk ettiğini, ortak hayatın yeniden tesisinin de mümkün olmadığını beyanla, tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuk yararına 750,00 TL iştirak nafakasına, müvekkili lehine 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL manevî, 50.000,00 TL maddî tazminata, iki adet taşınmazın tespit edilecek katkı payları ve değer artışlarının yasal faizi ile birlikte davalı erkekten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II....

        O halde, mahkemece tarafların delilleri toplanarak bu süre içerisinde ortak hayatın kurulup kurulmadığının saptanarak sonucuna göre hüküm tesis edilmesi gerekirken, açıklanan gerekçeyle hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olmuştur....

          "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Özel hayatın gizliliğini ihlal Hüküm : TCK'nın 134/1, 134/1-2, 62/1, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: TCK'nın 134/1. madde ve fıkrasındaki özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun, aynı Kanun'un 139/1. madde ve fıkrası uyarınca soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabi olup, feragate yetkili olan mağdur vekili tarafından 29.01.2018 tarihinde elektronik imza ile imzalanarak Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden elektronik ortamda hüküm mahkemesine gönderilen ve “Mesleki mazeretimiz nedeniyle yukarıda numarası yazılı dosyanın duruşmasına katılamayacağız....

            Ancak, TMK. nun 197. maddesi uyarınca, eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın diğerinin birlikte yaşamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hale gelmesi üzerine de yukarıdaki istemlerde bulunabilir. Somut olayda; davalının sadakatsiz davranışlarının ortaya çıkması üzerine müşterek konutu terk ettiği ve açmış olduğu boşanma davasının reddedildiği sabit olup davacının ayrı yaşamada haklılığı kanıtlanmıştır....

              TMK.nun 197. maddesine göre: "Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi bicimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa, hakim, eşlerden birinin istemi uzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin malların yönetimine ilişkin onlemleri alır. Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın digerinin birlıkte yasamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hale gelmesi üzerinede yukarıdaki istemlerde bulunabilir." Somut olayda davacı,ayrı yaşamakta haklılık olgusuna dayalı olarak tedbir nafakası isteminde bulunmuştur....

                "Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddî biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın diğerinin birlikte yaşamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hâle gelmesi üzerine de yukarıdaki istemlerde bulunabilir. Eşlerin ergin olmayan çocukları varsa hâkim, ana ve baba ile çocuklar arasındaki ilişkileri düzenleyen hükümlere göre gereken önlemleri alır"(TMK m. 197 ). Eldeki dava, evlilik birliğinin devamı sırasında davacı kadın eş tarafından yapıldığı ileri sürülen giderin, payı oranında davalı erkek eşten tahsiline ilişkindir....

                  UYAP Entegrasyonu