Dosya kapsamından orman tahdidinin kesinleştiği, dava konusu edilen bölüm hakkında kadastro tutanağı düzenlenmediği, taşınmazın kesinleşen orman tahdidi içinde olduğu ve bu bölüme yönelik eski tapuya dayalı olarak orman tahdidinin iptali ve tescilinin istendiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görülüp çözümlenmesi gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Kaş Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 26.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dosya kapsamından orman tahdidinin kesinleştiği, dava konusu edilen bölüm hakkında kadastro tutanağı düzenlenmediği, taşınmazın kesinleşen orman tahdidi içinde olduğu ve bu bölüme yönelik eski tapuya dayalı olarak orman tahdidinin iptali ve tescilinin istendiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görülüp çözümlenmesi gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Kaş Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 26.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dosya kapsamından orman tahdidinin kesinleştiği, dava konusu edilen bölüm hakkında kadastro tutanağı düzenlenmediği, taşınmazın kesinleşen orman tahdidi içinde olduğu ve bu bölüme yönelik eski tapuya dayalı olarak orman tahdidinin iptali ve tescilinin istendiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görülüp çözümlenmesi gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Kaş Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 26.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dosya kapsamından orman tahdidinin kesinleştiği, dava konusu edilen bölüm hakkında kadastro tutanağı düzenlenmediği, taşınmazın kesinleşen orman tahdidi içinde olduğu ve bu bölüme yönelik eski tapuya dayalı olarak orman tahdidinin iptali ve tescilinin istendiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görülüp çözümlenmesi gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Kaş Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 26.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Köyünde orman tahdidinin 1939 yılında 3116 sayılı Yasa'ya göre yapılarak kesinleştiğini, bilahare 1974 yılında 6831 sayılı Kanun' un 1744 sayılı Yasa ile değişik 2. madde uygulamaları yapıldığını, ancak itirazlar üzerine yapılan komisyon çalışmaları sonuçlandırılıp ilan edilmediğinden bu çalışmaların geçerlilik kazanmadığını, daha sonra 1988 yılında 94 Nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından 6831 sayılı Kanun'un 3302 sayılı Yasa ile değişik 2/B madde uygulaması yapıldığını ve 19.4.1990 tarihinde ilan edildiğini, bu çalışmalar sırasında halen orman niteliği taşıyan yerlerin orman dışına çıkarıldığını, bu hususların müfettiş incelemeleriyle de tespit edildiğini ve 2/B işlemini yapan memurlar hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, soruşturma neticesinde ... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından zamanaşımı nedeniyle takipsizlik kararı verildiğini, hatalı 2B işlemlerinin yok hükmünde sayılması için ... 2....
Dava, öncesi orman olan ve kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalıp nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1946 yılında 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan ve kesinleşen orman kadastrosunda dava konusu parsel orman sınırları içinde bırakılmış, 1986 yılında yapılan ve 08/01/1987 tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2B madde uygulaması ile Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılmış, 1969 yılında yapılan arazi kadastrosunda ise taşınmazın daha önce yapılan orman kadastrosu sınırları içinde olduğu gözönünde bulundurulmadan ikinci kadastro yoluyla kişiler adlarına özel mülk olarak tesbit ve yolsuz olarak tescil edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki orman tahdidinin iptali davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... Bakanlığı ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine açtığı davada ... Köyü 110 parsel sayılı 9290 m2 yüzölçümündeki kendi adına tapuda kayıtlı olan taşınmazın yörede yapılan orman kadastro çalışmalarında kısmen orman sınırları içinde kaldığını belirterek, orman tahdidinin iptalini talep etmiştir. Davanın takip edilmemesi nedeniyle mahkemece dava H.Y.U.Y.'nın 409/5. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm davalı ... Bakanlığı ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 10 yıllık süre içinde açılan orman tahdidinin iptali niteliğindedir....
Beşkardeşin kullanımında olduğuna dair şerhin iptali ile eylemli orman olduğunun beyanlar hanesine yazılmasına ve tarla olan niteliğinin orman olarak düzeltilerek Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 2/B madde uygulaması nedeniyle Hazine adına adına tespiti yapılan taşınmazın beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhine ve niteliğine yönelik olarak açılmış kadastro tespitine itiraza ilişkindir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
taşınmazların toprak yapısı da orman vasfı toprağı vasfında olmayıp, kumlu, killi, balçıklı yapıda olduğunu, bu hali ile taşınmazların tascil harici bırakılması gerekirken orman vasfı ile hazine adına tescil edilmesinin hatalı olduğunu, tescil harici bırakılması gereken ırmak yatakları, göl alanları ve derelerin devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerler olduğunu, dava konusu taşınmazlara da HES kapsamında ihtiyaç olduğunu, bu nedenler ile söz konusu taşınmazların yapılan orman kadastrosu ve 2B çalışmaları sonucunda tescil harici bırakılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa aleyhine hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
taşınmazların toprak yapısı da orman vasfı toprağı vasfında olmayıp, kumlu, killi, balçıklı yapıda olduğunu, bu hali ile taşınmazların tascil harici bırakılması gerekirken orman vasfı ile hazine adına tescil edilmesinin hatalı olduğunu, tescil harici bırakılması gereken ırmak yatakları, göl alanları ve derelerin devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerler olduğunu, dava konusu taşınmazlara da HES kapsamında ihtiyaç olduğunu, bu nedenler ile söz konusu taşınmazların yapılan orman kadastrosu ve 2B çalışmaları sonucunda tescil harici bırakılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa aleyhine hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....