in Türk vatandaşlığından çıkarılması nedeniyle nüfus kaydının kapalı olduğu, bu nedenle nüfus kayıtları üzerinde herhangi bir işlem yapılamayacağı gözetilmeksizin isim düzeltilmesine ilişkin davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 18.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
nın nüfusta kayıtlı soyismi...'dir. Belirtilen nedenle istemin kabulü ile "..." olarak düzeltilmesi doğru olmadığından kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Davalı vekilinin yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının reddine, 2.bentte yazılı nedenlerle kabulü ile hükmün bu yönden BOZULMASINA, 27.02.2007 gününde oybirliği ile karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 26/08/2014 NUMARASI : 2014/383-2014/343 Dava dilekçesinde, davacının nüfusta olan adına " isminin eklenmesi ve Saraç olan soyadının da olarak düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından soyisim değişikliği yönünden temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin nüfus kaydında isminin , soyisminin olduğunu, iş hayatında ve yurtdışında ismi ile tanındığını, gerçek soyisminin de Saraçoğlu olduğunu bu sebeple müvekkilinin nüfus kaydındaki olan ismine David isminin eklenerek olan soyisminin olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı Ş.....
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerektiği gibi hak kaybına neden olacak bir sonuca da ulaşılmaması gerekir. Dava konusu 4 parsel sayılı taşınmazın mülkiyet sütunu “……....’ ın 40 seneden beri zilyet iken 1330 da ölümü ile veraseti evlatları .... ve....i bıraktığı” belirtilerek ve kadastro mahkemesine yapılan itirazın reddi ile mirasçılar adına oluşturulmuştur. Davacının murisi ..... ve ... kızı .... doğumlu ..... nüfus müdürlüğünden gelen yazıya göre; 1904 yılında eşi ile birlikte tescil edildiğinden anne, baba ve kardeşlerinin bilgilerine ulaşılamadığı belirtilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 11.03.2009 gününde verilen dilekçe ile tapuda isim tashihi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.06.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir....
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Nüfusa kaydedilmeden ölmüş veya herhangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de idari yoldan tapu kayıtlarında intikal yaptırılamadığından zorunlu olarak dava açılan bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilmelidir. Somut olayda, davacı murisine ait taşınmazın tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin nüfus kayıtları ile uyumlu hale getirilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 26.07.2007 gününde verilen dilekçe ile tapuda isim tashihi istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 28.05.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 26.07.2007 tarihli dilekçesi ile dava konusu parsellerde tapuda isminin nüfus kaydına uygun olarak "... kızı ..." şeklinde düzeltilmesini istemiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı istinaf dilekçesinde özetle; daha önce ailesinin avukatı aracılığı ile isim değişikliği talebinde bulunduğunu, bu kez kendisinin yeni bir isim talebi ile başvuru yaptığını, davanın esastan görülmesi gerektiğini, dava dilekçesinde ileri sürmediği iddianın duruşma tutanağında belirtildiğini belirterek kararın kaldırılmasını, davanın esastan görülmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava nüfusta isim değişikliği talebine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı istinaf etmiştir. Davacı dava dilekçesinde, nüfus kaydında T1 isminin Dıldar olarak düzeltilmesini istemiş; mahkemece aynı konuya ilişkin aynı mahkemede 2021/23 E sayılı dosyası ile açılan davada verilen kararın kesinleştiği, böylece HMK'nın 114/1- i ve 115. maddelerinde dava konusu uyuşmazlığın daha önce bir kesin hüküm ile çözümlenmemesinin olumsuz dava şartı olarak düzenlendiğinden davanın reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 12.11.2010 gününde verilen dilekçe ile tapuda isim tashihi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18.03.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı temsilcisi tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Davalı, cevap vermemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı temsilcisi temyiz etmiştir. Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Vesayet hukukuna ilişkin davada Sulh Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, isim değiştirme istemine ilişkindir. HMK.’nın 22/II. maddesinde “İki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde, görevli veya yetkili mahkeme, ilgisine göre bölge adliye mahkemesince veya Yargıtayca belirlenir.” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, Sulh Hukuk Mahkemesinin 9/10/2013 günlü kararının davacı tarafından temyiz edildiği anlaşılmakla, yargı yeri belirleme olanağı bulunmayan dosyanın, davanın niteliği gözetilerek temyiz incelemesi yapılmak üzere Yüksek Yargıtay 18. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesi gerekmektedir....