Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak; Davada, davacının nüfus kaydı düzeltilerek müteveffa ...'nin davacının babası olduğunun tespiti istenildiği halde, mahkemece babasının ... olduğunun belirlenmesi nedeni ile nüfusta anne adının da düzeltilmesine karar verilmesi, Kabule göre de; Dosyada bulunan nüfus kaydından, davacı ...'ın annesi olduğuna karar verilen ... 19.01.1954 tarihinde öldüğü, davacının ise 01.07.1954 tarihinde doğduğu anlaşılmakla, bir kişinin ölümünden sonra doğum yapması mümkün olmadığı anlaşıldığı halde, nüfus kayıtlarında bu şekilde düzeltme yapılması hayatın olağan akışına ters düşmektedir. Hakim, nüfus kayıtlarında düzeltme yapılmasına karar verirken bu kayıtlar arasında çelişki yaratmamak ve hayatın olağan akışına ters düşecek durumlara yol açmamaya özen göstermek durumundadır. Mahkemece bu hususa dikkat edilmeyerek yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....

    Nüfus hizmetlerinin uygulanmasına ilişkin yönetmeliğin 72. maddesinde belirtildiği üzere; nüfusta kaydı bulunmayanların ölüme ilişkin resmi veya özel sağlık kurumları veya kamu kurum ve kuruluşlarının kayıtlarına dayanılarak düzenlenmiş herhangi bir ölüm kaydı bulnmadığı takdirde nüfus kütüklerine tescilin yapılması kanunen mümkün değildir. Nüfusa kaydedilmeden ölmüş veya hergangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mükün değil ise de bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde çoğun içerisinde az da vardır " kuralı gereğince bu yönde bir "tespit kararı "verilmelidir. Somut olayda mevcut duruma göre "...'...

      Nüfus Hizmetlerinin Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 72. maddesinde belirtildiği üzere; nüfusta kaydı bulunmayanların ölüme ilişkin resmi veya özel sağlık kurumları veya kamu kurum ve kuruluşlarının kayıtlarına dayanılarak düzenlenmiş herhangi bir ölüm kaydı bulunmadığı takdirde nüfus kütüklerine tescilin yapılması kanunen mümkün değildir. Nüfusa kaydedilmeden ölmüş veya herhangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilmelidir. Somut olayda mevcut duruma göre davacıların murisi olan "...'...

        Nüfus hizmetlerinin uygulanmasına ilişkin yönetmeliğin 72. maddesinde belirtildiği üzere; nüfusta kaydı bulunmayanların ölüme ilişkin resmi veya özel sağlık kurumları veya kamu kurum ve kuruluşlarının kayıtlarına dayanılarak düzenlenmiş herhangi bir ölüm kaydı bulnmadığı takdirde nüfus kütüklerine tescilin yapılması kanunen mümkün değildir. Nüfusa kaydedilmeden ölmüş veya hergangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mükün değil ise de bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde çoğun içerisinde az da vardır " kuralı gereğince bu yönde bir "tespit kararı "verilmelidir. Somut olayda mevcut duruma göre muris "...”'...

          Nüfus hizmetlerinin uygulanmasına ilişkin yönetmeliğin 72. maddesinde belirtildiği üzere; nüfusta kaydı bulunmayanların ölüme ilişkin resmi veya özel sağlık kurumları veya kamu kurum ve kuruluşlarının kayıtlarına dayanılarak düzenlenmiş herhangi bir ölüm kaydı bulunmadığı takdirde nüfus kütüklerine tescilin yapılması kanunen mümkün değildir. Nüfusa kaydedilmeden ölmüş veya herhangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de bu gibi durumlarda tapu malikinin davacının murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde "çoğun içerisinde az da vardır" kuralı gereğince bu yönde bir "tespit kararı" verilmelidir. Somut olayda mevcut duruma göre "..."...

            Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir. 1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir. 3-Taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. 4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır. Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir. Davanın niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir....

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; davacının yeni kullanmak istediği "Olgaç" soyisminin makul bir isim olduğu, toplum değerlerine ters düşmediği, başkalarına ve çevreye de zarar vermediği, incitici nitelikte olmadığı, soyismini benimsemeyen davacının mevcut ismini ve soyismini taşımaya zorlanmasında hukuki ve toplumsal bir yarar bulunmadığı, isim ve soyisim değişikliklerinde kişinin tercih ve arzusunun ön planda tutulmasının ve onun öncelikle dikkate alınmasının gerektiği anlaşılarak davacı davasının kabülüne karar vermek gerekmiştir. Yaş tahsisi yönünden ise davacının nüfus kaydı incelendiğinde, nüfusta doğum tarihinin 01/09/1959, tescil tarihinin 19/09/1959 olduğu anlaşılmaktadır. Davacının iddia ettiği gerçek doğum tarihi ise 01/09/1964 tarihi olup nüfusa tescil edildiği tarihten sonradır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi K A R A R Prim kesinti belgelerinde ismi yazılı olan 1939 doğumlu İlyas oğlu ... isimli bir kişinin nüfusta kayıtlı olup olmadığını ... Nüfus Müdürlüğünden sorularak, verilecek cevap eklendikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 29.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Nüfusta kayıtlı anne ve baba adının gerçeği yansıtmadığı ve bu nedenle gerçek anne ve baba adının yazılması istemiyle açılacak ve nüfusa kayıtlı bulunan hanenin de değiştirilmesi sonucunu doğuracak davalarda iki iddia bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi, çocuğun kayden anne olan kadından değil, başka bir anneden doğduğu; ikincisi ise, kayden baba olarak gözüken kişinin genetik baba olmadığı iddiasıdır. Bu davada, kayden anne gözüken kişinin çocuğu doğurmadığı, genetik annenin başka bir kadın olduğunun tespit edilmesi halinde, yukarıda sözü edilen babalık karinesi aksi yönde işleyecek ve “genetik annenin kocası olmayan” kayden babanın babalık sıfatı, aksine bir iddia bulunmadığı takdirde, ortadan kalkacaktır. Mahkemece belirlenen genetik annenin, çocuğun doğduğu tarihte evli bulunduğunun anlaşılması halinde, TMK'nın 285. maddesinde yazılı babalık karinesi nedeniyle genetik annenin kocası olan erkek, baba sıfatını kazanacaktır....

                Nüfusta kayıtlı anne ve baba adının gerçeği yansıtmadığı ve bu nedenle gerçek anne ve baba adının yazılması istemiyle açılacak ve nüfusa kayıtlı bulunan hanenin de değiştirilmesi sonucunu doğuracak davalarda, esasen iki iddia bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi, çocuğun kayden anne olan kadından değil, başka bir anneden doğduğu; ikincisi ise, kayden baba olarak gözüken kişinin genetik baba olmadığı ididasıdır. Bu davada, kayden anne gözüken kişinin çocuğu doğurmadığı, genetik annenin başka bir kadın olduğunun tespit edilmesi halinde, yukarıda sözü edilen babalık karinesi aksi yönde işleyecek ve “genetik annenin kocası olmayan” kayden babanın babalık sıfatı, aksine bir iddia bulunmadığı takdirde, ortadan kalkacaktır. Mahkemece belirlenen genetik annenin, çocuğun doğduğu tarihte evli bulunduğunun anlaşılması halinde, TMK'nın 285. maddesinde yazılı babalık karinesi nedeniyle genetik annenin kocası olan erkek, baba sıfatını kazanacaktır....

                  UYAP Entegrasyonu