Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede; Dava, nüfusta sağ görünen kişinin ölümünün tespiti istemine ilişkindir. Davacı, annesi Alime Vegh'in tek kardeşi olan Halide Selihmet’in 24/06/1998 tarihinde vefat etmiş olmasına rağmen nüfusta sağ göründüğünü, bu kişinin tek mirasçısının da ölü olduğunu, bu nedenle davacının mirasçı olduğunu, Bakırköy 10. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2020/745 esas sayılı dosyasında mirasçılık belgesi için açılan davada alınan yetki belgesine istinaden davayı açtıklarını beyanla ölümün tespiti ile kayıtların düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; "Açılan Davanın Aktif Husumet Yokluğu Nedeniyle Reddine," karar verilmiştir. Doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesi, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 15, 31 ve 33. maddelerine göre nüfus idaresine verilmiş idari bir görevdir....

Böyle bir yetki verildiğinde yetkiye dayanarak dava açan kişinin aktif dava ehliyeti vardır. Tapu Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Yukarıda yapılan açıklamaların ışığında somut olaya gelince; davacı 399 parsel sayılı taşınmazda dedesinin baba adının düzeltilmesini istemiş ise de nüfus kaydı bulunmayan ... oğlu ...'nin mirasçısı olduğuna dair belge ibraz etmemiştir. Bu durumda mahkemece, davacı ile kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenen ... oğlu ... arasında irtibat kurulmak suretiyle davacının aktif dava ehliyeti bulunup bulunmadığı belirlenerek oluşan sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....

    Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, nüfusta kayıtlı ... ile ...’ın aynı kişi olduklarından mükerrer kaydın iptaline, aksi halde ...’ün ölüm tarihinin tespiti ile hakkındaki ölüm araştırmasının sonuçlandırılması ile doğru kayıt olan ... şeklindeki kaydın devamına karar verilmesini istemiş; mahkemece, ... ile ...’ın aynı kişiler olduğunun tespiti ile nüfus kayıtlarında gerekli bağlantının kurularak nüfusa kayıt ve tesciline karar verilmiştir....

      lerin ... ve ... kızı 01.01.1903 tarihinde doğan ve 25.05.1983 tarihinde ölen ... ... adlı kişi olduğunun tespiti ile bu şekilde nüfusa tesciline karar verilmiştir. 1-Dava, nüfus kaydının düzeltilmesi davası olup, ... ve ... kızı 01.01.1903 doğumlu olarak tespiti ve tesciline karar verilen ... .'ün annesi ve babası olarak belirlenen ... ve ...'ın tüm mirasçılarını gösterir nüfus kaydının getirtilerek (varsa veraset ilamının temini ile) mirasçılarının davalı sıfatı ile davaya katılmaları gerekirken, mahkemece re'sen gözetilmesi gereken bu durum nazara alınıp taraf teşkili de sağlanmadan ve bundan sonra tarafların gösterecekleri ve mahkemece re'sen tespit edilecek tüm delillerin toplanarak karar verilmesi gerekirken, yetersiz araştırma ile davanın esası hakkında hüküm kurulması, 2-Kabule göre de; nüfusta kayıtlı olmadığı bildirilen ... ...'ün tespiti ile yetinilmesi gerekirken, idarenin görevi kapsamında olan tescile de hükmedilmesi, Doğru görülmemiştir....

        Ancak; Davacı dava dilekçesinde, ... olarak nüfusta yazılı bulunan baba adının ... olarak düzeltilmesini istemiştir. Davacı ... Karagöz'ün dosyadaki nüfus kaydına göre 04.11.1978 günü öldügü ve nüfus kütüğündeki kaydının kapalı hale geldiği anlaşılmıştır. Nüfus Hizmetleri Kanununun 14. maddesine göre kapalı kayıtlar üzerinde işlem yapmak mümkün değildir. Davacı babasının ... olarak nüfusta gözüken adının ... şeklinde düzeltilmesini istemiş olmakla çoğun içinde az da vardır kuralınca mahkemece ...'in adının ... olarak tespitine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru değil ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 2 numaralı bendinin son satırında yer alan "tashihine ve nüfusa tesciline" sözcüklerinin metinden çıkartılarak yerine "tespitine" şeklinde yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 18.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Nüfusta ... ile evli gözüken ... 'un gerçekte ... ile evlenmediği, nüfus kayıtlarının benzerliği sonucu davalı ...'un gerçekte davalı ... (1924 d.) ile evli olduğu halde, 554 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince karı koca gibi yaşayanların evliliklerinin ve çocuklarının tesciline dair ilmuhaber ile sehven, nüfusta gerçeğe aykırı şekilde ... ile ... 'un (1936 d) evlenmiş gibi kaydın oluşturulduğu ileri sürülmüş ve nüfus kaydının gerçeğe uygun şekilde düzeltilmesi istenmiştir. İstek bu haliyle yok hükmünde olan evlenmenin tespiti ve buna ilişkin nüfustaki evlilik kaydında gereken değişikliğin yapılmasına yöneliktir. Bu durumda uyuşmazlığın Aile Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Kahramanmaraş 2.Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 18.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfusta Ad ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacılar vekili dava dilekçesinde, müvekkillerinin murisi ...'nın annesi ''...'' nin adının ''...'' olarak düzeltilmesine ve nüfusa tesciline karar verilmesini istemiş; mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Nüfus kayıtlarındaki düzeltme istemine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunmaktadır. Dosyanın incelenmesinden; davacıların murisi 01.07.1891 doğumlu 03.07.1969 ölüm tarihli ...'...

              Nüfusa kaydedilmeden ölmüş veya herhangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de İdari yoldan tapu kayıtlarında intikal yaptırılamadığından zorunlu olarak dava açılan bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilmelidir. Davaya konu olayda mevcut duruma göre tapu maliki olarak görünen kişinin artık nüfus siciline tescili mümkün olmadığından ve dolayısıyla tapu kaydındaki kimlik bilgileri de nüfus kayıtlarına göre düzeltilemeyeceğinden tapu kaydında intikal yaptırılabilmesi için mahkemece; dava konusu taşınmazın tapu kaydında tapu maliki olarak görünen ......

                Bu durumda bir kimsenin tescil tarihinden önce ölmüş olduğuna karar verilmesi yaşamın olağan akışı ile bağdaşmayacağından, 04.09.1945 tarihinde nüfusa kaydı için beyan edilen kişinin bu tarihten önce 05.05.1943 tarihinde öldüğünün tespitine karar verilmesi doğru olmadığı gibi ...'ün veraset ilamı getirtilip tüm mirasçıları davaya dahil edilerek taraf teşkili de sağlanmadan davanın kabulü doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 19.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  belirtilerek, davacının davasının kısmen kabulü ile taşınmazın 23/24 payının davacı, 1/24 payının ise davalı adına tesciline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsizliğine değinilerek bozulmuştur....

                    UYAP Entegrasyonu