Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, davacı tarafından Hanak Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/62 E. sayılı dosyasında açılan anne ve baba adının değiştirilmesi istemli davada 20/01/2022 tarihli muhtıra ile ilgilinin kayden yaş durumunun düzeltilmesi istemli dava açmak üzere süre verildiği, davacının bu muhtıraya istinaden dava açtığı, yaş düzeltilmesi istenen kişinin ... (...) olduğu anlaşılmaktadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 36. maddesinin 1/a bendine göre nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılması gerekir. Bu yer mahkemesinin yetkisi itiraza tabi olmayıp kamu düzenine ilişkin kesin yetkidir. Dolayısıyla mahkemece itiraz olup olmadığına bakılmaksızın bu husus mahkemece re'sen gözetilir....

    Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 18.07.1957 tarihli ve 1956/858-1957/457 E K. sayılı kararı ile bu tarihte boşandığını, 1951 yılında imza karşılığı taşınmaz teslim alan ve 1957 yılında boşanan ...’nın 1943 yılında ölmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek, ...’nın 1943 olarak tescil edilen ölüm tarihine ilişkin kaydın iptaline karar verilmesi talep ve dava etmiştir. Dava, "...’nın idarece 00.00.1943 olarak tescil edilen ölüm tarihine ilişkin kaydın iptali ile adı geçenin gerçek ölüm tarihinin tespiti" talebine ilişkindir. Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile yakından ilgilidir. Nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunmaktadır. Bu bakımdan hakim resen araştırma ilkesinin sonucu olarak kendiliğinden delil toplama yetkisine sahiptir....

      KARAR Davacılar, tapu maliklerinden ...’ın kim olduğunun bilinmesine yarar bilgi ve belgenin bulunmaması ile ölüm nedenine dayanarak TMK’nın 713/2 maddesi uyarınca olağanüstü zamanaşımı gereğince, dava konusu 156 ada 7 parseldeki 14/96 pay maliki ... adına olan tapu kaydının iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Dahili Davalı ... Hazinesi vekili; TMK 713. maddede belirtilen kazanma koşullarının oluşmadığından bahisle davanın reddini savunmuştur. Mahkemece bozma öncesinde gidilen keşif sonucu 02.01.2012 tarihinde alınan fen bilirkişi raporunda ...’ın soyadının Görmez olduğu, 1299 ... -... doğumlu olduğu bildirilmiştir. Bu rapor üzerine İç İşleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü tarafından gönderilen yazıda ... isminde şahsa rastlanılmadığı ancak ... 01.07.1882 doğumlu ...Şarlak isminde bir kişinin kaydına rastlandığı bildirilmiştir. Davanın kabulüne ilişkin ilk kararın davalı ......

        İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2- 87/77 sayılı kararı), Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiği yada geçirilmediği söz konusudur. (HGK 30.01.2008 gün 2008/2- 36- 47 sayılı kararı) Hukukumuzda çekişmeli yargıya tabi davalarda "taraflarca hazırlama ilkesi" geçerlidir. Hakim tarafların talepleriyle bağlı olup talepte bulunan tarafın iddia ettiği olaylar ve ileri sürdüğü deliller ile yetinerek karar vermek zorundadır. Çekişmesiz yargıya tabi davalarda ise re'sen araştırma ilkesi egemendir....

        Ancak; Davacının dava dilekçesindeki beyanına göre nüfusta kayıtlı olmadığı ve ölen ablasına ait nüfus cüzdanını kullandığı anlaşılmaktadır. Doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesi, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 15, 31 ve 33. maddelerine göre nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olup, nüfusa kayıt edilmeden kendisinden önce doğup ölen kardeşine ait nüfus kaydını kullanan kişinin nüfusa tescili dolayısıyla saklı nüfustan sicile yazılması da idari işlem niteliğindedir. Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 4/z-ff. maddesine göre 18 yaşını tamamlayıncaya kadar herhangi bir nedenle aile kütüğüne geçirilmemiş olan kişiler saklı nüfustan sayılır....

          Köyüne naklen gittiği, bu hanede 1899 doğumlu...adında çocukları olduğu, 1978 yılında ise yine ...Haneye naklen gittiği, nüfus kaydının ölüm araştırması nedeni ile kapalı olduğu, bu kayıtlarda geçen ...'ın ... T.C. nolu olup, davacı ... tarafından verilen dilekçede de ...'ın babası olarak bildirilen kişinin yukarda bahsedilen ... olduğunun doğrulandığı görülmüştür. Nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkin bu davada, mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğu gözetilerek, somut olayda mahkemece sadece taraflar ve tanık beyanları ile yetinilmeyip re'sen yapacağı araştırma sonucu da elde edeceği kanıtlara göre, ve olayda hukuku etkilenecek olan ...'...

            "İçtihat Metni"Nüfus kaydında düzeltim istemine ilişkin davada Mahkemesi ve Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, nüfus kaydında ölüm kaydının işlenmesi istemine ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının, ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine savcıları tarafından, ilgilinin yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır. Somut olayda, davacının adrese dayalı nüfus kayıt sistemi bilgilerine göre ” adresinde olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda uyuşmazlığın Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....

              Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar, annelerinin gerçek adının Münevver, doğum tarihinin 01.07.1926 olduğu halde nüfus kayıtlarına adının Münük, doğum tarihinin 01.07.1925 olarak yazıldığını, bu yanlışlığın düzeltilmesini istemişler mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosyada mevcut nüfus kayıt örneğinden, davacıların annesinin adının ve doğum tarihinin 5490 Sayılı Kanunun 39. maddesine göre Nüfus idaresince re'sen yazıldığı ve adı geçenin 17.01.2010 tarihinde vefat ettiği ve nüfus kaydının kapatıldığı anlaşılmaktadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 14. maddesinde; "Nüfus kaydının kapatılması; ölüm, gaiplik, Türk vatandaşlığının kaybı, evlenme, boşanma, evlat edinilme, soybağının düzeltilmesi veya reddi gibi olaylar nedeniyle bir kaydın üzerinde işlem yapılamaz hale getirilmesidir....

                İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı temsilcisi istinaf dilekçesinde özetle; davacının vatandaşlıktan çıkma sebebi ile kaydının kapalı olduğunu ve kapalı kayıtlar üzerinde işlem yapılamayacağını, bunun dayanağının 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunun 14.maddesi olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının hukuka aykırı olduğundan kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ GEREKÇE : Açılan dava, nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Dosyada mevcut nüfus kayıt örneğinden davacının Türk vatandaşlığından çıkmasına izin verilerek Türk vatandaşlığını kaybettiği ve Avusturya vatandaşı olduğu görülmektedir. Bu şekilde davacının kaydının kapatıldığı anlaşılmaktadır. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunun 14.maddesinde "Nüfus kaydının kapatılması; ölüm, gaiplik, Türk vatandaşlığının kaybı, evlenme, boşanma, evlat edinilme, soy bağının düzeltilmesi veya reddi gibi olaylar nedeni ile bir kaydın üzerinde işlem yapılamaz hale getirilmesidir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Anne-Baba Yönünden Nüfus Kaydının İptali Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davalı ... vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmiş, işin niteliği gereği duruşma isteminin reddedilmesi üzerine, dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. ... A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin kocası .... 23/11/2010 tarihinde vefat ettiğini, evliliklerinden çocukları olmadığı halde, başkalarından olma davalı ...'...

                  UYAP Entegrasyonu