Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın ölüm araştırması nedeni ile kapalı olan nüfus kaydında yazılı olmayan ölüm tarihinin tespiti ve nüfus kaydına işlenmesi istenmektedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 44/2. maddesi gereği her ilgilinin cesedi bulunamayan kişinin ölü veya sağ olduğunun mahkemece tespitini dava edebileceği hükmü ile gerçek durumu göstermeyen nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davada 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesine göre Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. Ne var ki; 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinin 1/a bendine göre nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları düzeltmeyi isteyen şahsın yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılması gerekir. Bu yer mahkemesinin yetkisi itiraza tabi olmayıp kamu düzenine ilişkin kesin yetkidir. Dolayısıyla mahkemece itiraz olup olmadığına bakılmaksızın bu husus mahkemece resen gözetilir. Dosyadaki nüfus kaydında davacının dava tarihi itibariyle yerleşim yerinin Konyaaltı/......

    Dosyada mevcut nüfus kayıt örneğinden, ismi düzeltilmek istenen ...'in 27.10.1995 tarihinde Türk vatandaşlığını kaybetmesi nedeniyle nüfus kaydının kapatıldığı anlaşılmaktadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 14. maddesinde; "Nüfus kaydının kapatılması; ölüm, gaiplik, Türk vatandaşlığının kaybı, evlenme, boşanma, evlat edinme, soybağının düzeltilmesi veya reddi gibi olaylar nedeniyle bir kaydın üzerinde işlem yapılamaz hale gelmesidir. Kaydın kapatılmasına ilişkin sebep ortadan kalktığında veya kaydın yeniden açılmasını gerektirecek yeni bir sebep ortaya çıktığında kayıt yeniden açılır. Kaydın açılmasından sonra kişisel durumda meydana gelmiş olan olaylar kişinin kaydına işlenir." hükmü yer almaktadır. Mahkemece ismi düzeltilmek istenen ...'...

      Dosyada mevcut nüfus kayıt örneğinden doğum tarihinin düzeltilmesi istenilen ...'nın 11.06.2001 tarihinde Türk vatandaşlığını kaybetmesi nedeni ile nüfus kaydının kapatıldığı anlaşılmaktadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 14. maddesinde; "Nüfus kaydının kapatılması; ölüm, gaiplik, Türk vatandaşlığının kaybı, evlenme, boşanma, evlat edinilme, soybağının düzeltilmesi veya reddi gibi olaylar nedeniyle bir kaydın üzerinde işlem yapılamaz hale getirilmesidir. Kaydın kapatılmasına ilişkin sebep ortadan kalktığında veya kaydın yeniden açılmasını gerektirecek yeni bir sebep ortaya çıktığında kayıt yeniden açılır. Kaydın açılmasından sonra kişisel durumda meydana gelmiş olan olaylar kişinin kaydına işlenir" hükmü yer almaktadır. Mahkemece doğum tarihi değiştirilmek istenen ...'...

        Dayanak belgelerindeki bilgilerin aile kütüklerine işlenmesi sırasında yapılmış bir maddî hata söz konusu değil ise aile kütüğünün herhangi bir kaydında düzeltme veya değişiklik ancak mahkeme kararı ile yapılabilecektir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 35. maddesinde “kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez…” ibaresi yer aldığından, her hangi bir sınırlama olmaksızın nüfus kütüğünde mevcut her kaydın düzeltilmesinin istenebileceği kuşkusuzdur. Zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü delile başvurulabilir (YHGK, 11.2.1998 gün ve 2- 87/77 sayılı). Şu durumda; zamanaşımı veya hak düşürücü süreye bağlı olmaksızın açılabilen nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davada resmi kayıt ve belgelere başvurulabileceği gibi tanık da dinlenebilecektir. Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile ilgilidir....

        Bilindiği üzere doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesi, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 15, 31 ve 33. maddelerine göre nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olup nüfusa kayıt edilmeyerek kendisinden önce doğup ölen kardeşine ait nüfus kaydını kullanması nedeniyle bu kişinin nüfusa tescil edilmesi, dolayısıyla saklı nüfustan sicile yazılması da idari işlem niteliğindedir. Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik'in 35/1. maddesinde de "Saklı nüfus olduklarını iddia edenlerin aile kütüklerine tescil için müracaat makamı illerde valilikler, ilçelerde kaymakamlıklardır..." şeklinde hüküm bulunmaktadır. Doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne geçirilmesinin nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olduğu gözetilerek davanın görev yönünden reddine karar verilmelidir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Yargıtay Hukuk Dairelerinin görevlerini düzenleyen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesinde "Nüfus kütüğü ve yaş kayıtlarının düzeltilmesi, öz ve soyadının değiştirilmesi" davalarının Yargıtay 18. Hukuk Dairesi görevi kapsamında bulunduğu hüküm altına alınmış, 04.02.2010 tarih ve 1 sayılı Yargıtay Başkanlar Kurulu kararına göre de nüfus kayıt düzeltilmesine ilişkin davaların 04.02.2010 tarihinden itibaren sadece 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu ile sınırlı olmak üzere temyiz incelemesinin 18. Hukuk Dairesince yapılması gerektiği belirtilmiştir. Davacı dilekçesinde, .... ve ... kızı olmayıp gerçek anne babasının ... ve ... olduğunu ileri sürerek hatalı nüfus kaydının ve buna bağlı olarak adının ve nüfustaki ölüm kaydının düzeltilmesini istemiştir....

          'nın ölüm tarihlerini gösteren verasete esas olacak şekilde nüfus aile kayıt tablolarının ilgili nüfus müdürlüğünden getirtilerek evrakına eklenmesi, 4-Davalı taşınmazın tesbitine esas alınan 27.6.1972 tarih 91 sıra nolu tapu kaydının başka taşınmazlara revizyon görüp görmediğinin araştırılarak revizyon görmüşse o taşınmazların kadastro tutanak örneklerinin merciinden getirtilerek evrakına eklenmesi,ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 4.7.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı, dava dilekçesinde nüfus kütüğünde mükerrer olan kaydının iptalini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davada, davacı 1968 doğumlu olduğunu ve 1964 doğumlu olarak kaydının mükerrer yapıldığını ileri sürerek, bu kaydın iptalini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir....

              Bu durumda muris ... 18.03.1970 tarihinde öldüğü ancak ölüm tarihinden sonra 30.11.1987 tarihinde ise nüfus kaydından silindiği, murisin ölüm anında Türk vatandaşı olup olmadığı, nüfus kaydının silinmesinin ölüm tarihinden sonra yapılmış olduğu anlaşılmakla hangi tarihte Türk vatandaşlığını kaybettiği, murisin ölüm anında Türk vatandaşı olup olmadığının, Türk vatandaşlığını kaybettiği anlaşılması halinde hangi tarihten itibaren Türk vatandaşlığını kaybettiğinin tespit edilmesinin gerektiğinin yanı sıra, muris ...'un 30.11.1987 tarihinde etabli işlemi görmeyen, mübadeleye tabi Rumlardan olduğu tespit edilmiş olmakla buna göre mirasçılarının miras hakkının bulunup bulunmadığının da araştırılması gerekir. 2-Mahkemece, muris ... ’in mirasçılarından olduğu tespit edilen ... davacı tarafın beyanına göre Yunan vatandaşı olduğunun kabulü ile karşılıklılık araştırması yapıldığı ancak ......

                ettirdiğini, nitekim kök muris Ömer Güneş'in sahte verasetleri iptal ettirmesi sonrasında davalılara karşı pek çok tapu iptal/ tescil davasını kazandığını belirterek, Silo oğlu T16 nüfus kaydının düzeltilerek, dul ve çocuklu vefat eden kızı Meyse Güneş'in ve torunu Ömer Güneş'in kaydının nüfusa tescilini talep ve dava etmiştir....

                UYAP Entegrasyonu