Karar sayılı kararında özetle “yabancı mahkeme kararlarının salt gerekçesinin bulunmamasının kesinleşmiş yabancı mahkeme kararlarının tenfizine engel olmayacağı ve bu hususun 5718 sayılı MÖHUK'un 54/c maddesi anlamında kamu düzenine açıkça aykırılık sayılmayacağı belirtilmiştir. Anılan bu kararda yabancı mahkeme kararının tenfizinin reddini temin edebilecek tek imkanının yabancı mahkeme kararının Türk kamu düzenine açıkça aykırı olması hali olduğu” noktasına işaret edilmiştir. Nitekim; karar gerekçesinin içeriğindeki “Türk tenfiz hukuku yabancı mahkeme kararının taşıdığı hükümlerin açıkça Türk kamu düzenini ihlal edip etmeyeceği konusu ile ilgilenir” ifadesi ile de Türk kamu düzeninin korunması ilke ve amacına açık bir şekilde vurgu yapılmıştır. Kamu düzenine aykırılık hali MÖHUK'un 60. maddesinde red sebebi olarak sayılmakla birlikte kamu düzenine aykırılıktan kasıt, yabancı mahkeme kararının doğru olarak verilip verilmediği hususunun denetlenmesi değildir....
Maddesi uyarınca düzenlenen ve nüfus kütüğü ile ilgisi bulunmayan geçici koruma kimlik belgesi düzenlenmiştir. Bu işlem 5490 sayılı kanun ile düzenlenen nüfus hizmeti olmayıp idari niteliktedir. Bu sebeple davacıların talepleri nüfus kütüklerindeki kayıtların düzeltilmesine yönelik olmayıp, geçici koruma kimlik belgelerindeki doğum tarihi bilgilerinin düzeltilmesine yönelik olduğu, bu yönüyle taleplerin Nüfus Kanunu kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmıştır....
Dava dilekçesinde dava değeri gösterilmediğinden tenfizi istenen yabancı mahkeme kararında hükmedilen 4.446,17 Euro'nun dava tarihindeki Türk Lirası karşılığı olan 30.791,95TL mahkememizce dava değeri olarak kabul edilmiştir. Yabancı Mahkememe kararlarının tenfizi ve tanınması usulü, 5718 Sayılı MÖHUK nun 50 ve devamı maddelerinde sayılmıştır....
Yabancı mahkeme kararıyla kısıtlanması istenen ... ili, Merkez İlçe, ... cilt: 117/01, aile sıra no: 18, sıra: 16, aile nüfus tablosunun eş ve çocukları da gösterir şekilde celbedilmesi, eksikliğin ikmalinden sonra dairemize gönderilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine İADESİNE, oybirliğiyle karar verildi. 02.06.2008 (pzt.)...
Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, yabancı ülkeden alınan vesayet kararının Türkiye’de tanınması istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, Türk Medeni Kanununun 397. maddesinde vesayet makamının Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğu ve HUMK’nun 8. maddesinde bu ve diğer yasaların Sulh Mahkemesini görevlendirdiği işlerin Sulh Hukuk Mahkemelerinde görüleceği hususunda yasal düzenleme yer aldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, 2675 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk Ve Usul Hukuku Hakkında Kanununun 35. maddesi uyarınca yabancı mahkeme kararlarının tenfizi için görevli mahkemenin münhasıran Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda yabancı ülkeden alınmış olan vesayet kararının Türkiye’de tanınması istenmektedir....
Tanıma ve tenfiz kararının önemi dolayısıyla yabancı kararı veren mahkemenin hangi mahkeme olduğuna bakılmaksızın asliye mahkemelerinin görevli olması uygun görülmüştür. Burada, tanıma ve tenfiz davasının, yerel mahkeme içinde sulh hukuk mahkemesine göre daha üst düzey bir mahkeme olan asliye mahkemesi tarafından bakılması amaçlanmıştır (Nomer, E.: Devletler Hususi Hukuku, İstanbul 2013, s. 492). Yabancı mahkeme ilamının tanınması ve tenfizinde asliye mahkemeleri de görev ilişkisi çerçevesinde davaya bakar ( HGK 15.06.2016 tarihli ve 2014/19- 1090 E., 2016/819 K.) Görüldüğü üzere ilgili madde, asliye mahkemesini görevli kabul etmekte ve davanın konusunu teşkil eden ihtilafın niteliğini göz önünde bulundurmamaktadır. İhtilâfsız yargı alanında verilen mahkeme kararlarının tanınması da aynı hükümlere tabi tutulmuştur (MÖHUK m. 58/2). Yabancı ülkedeki kararı veren yabancı mahkemenin sulh veya asliye yahut da istinaf mahkemesi olması tanıma ve tenfiz davasında görevli mahkemeyi etkilemez....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/304 KARAR NO : 2021/449 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : GEYVE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/12/2019 NUMARASI : 2018/106 ESAS, 2019/546 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Ana-Baba Adının Düzeltilmesi/Değiştirilmesi İstemli) KARAR : Dairemizde bulunan istinaf başvurusunun yapılan açık incelemesi sonunda; Davalı Nüfus İdaresi Temsilcisinin istinaf başvurusu üzerine Geyve Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/106 Esas sayılı dosyası ve dava dosyasında verilen 18/12/2019 tarihli 2019/546 Karar sayılı gerekçeli kararı incelendi....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/304 KARAR NO : 2021/449 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : GEYVE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/12/2019 NUMARASI : 2018/106 ESAS, 2019/546 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Ana-Baba Adının Düzeltilmesi/Değiştirilmesi İstemli) KARAR : Dairemizde bulunan istinaf başvurusunun yapılan açık incelemesi sonunda; Davalı Nüfus İdaresi Temsilcisinin istinaf başvurusu üzerine Geyve Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/106 Esas sayılı dosyası ve dava dosyasında verilen 18/12/2019 tarihli 2019/546 Karar sayılı gerekçeli kararı incelendi....
Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede; Dava, nüfusta yabancı kadın ile evlilik şerhindeki ismin düzeltilmesi ve müşterek çocukların nüfusa tescili istemine ilişkindir. Mahkemece yetkisizlik kararı verilmiştir. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının "düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi”dir. Nüfus kütüklerindeki “doğru olmayan kayıtların” düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur....
Taraflar Türk vatandaşlığından çıkmış bulunduğundan nüfus kayıtları kapalı görülmektedir. Taraflar yabancı ülke vatandaşı olup, boşanma kararının kesinleşmesiyle nüfus kayıtlarına işlendiğine göre, kural olarak yabancı mahkemenin boşanmaya ilişkin kararının tenfiz edilmesinde mal rejimleri açısından pratik bir hukuki yararın olup olmadığı da tartışma konusudur. Türk mahkemelerinden Türk hukukuna göre verilecek mal rejimine ilişkin kararın infazı hiç şüphesiz mümkündür. Bu nedenle tenfiz kararının olup olmamasının sonuca etkisi pek görülmemektedir. Ancak, miras hukuku açısından durum farklıdır....