Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın soyadı ".... iken Nevşehir 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.10.1994 gün ve 1994/291E-353 K. sayılı ilamı ile "..." olarak değiştirildiği, adı geçenin düzeltme tarihinde ergin olmadığı, babasının açtığı dava sonucu düzeltimin yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacının babası tarafından açılmış dava sonunda soyadının Nüfus Müdürlüğü tarafından yukarıda sözü edilen madde hükmü gereğince değiştirilmiş olması halinde davacı tarafından açılmış bir davadan sözedilemez. İdari nitelikteki soyadı değişikliğinin, aynı konuya ilişkin nüfus kaydının düzeltilmesi davasının ancak bir kere açılabileceği hükmü kapsamında değerlendirilmesi haklı nedenlerin varlığı halinde davacının dava açma hakkını engellemesi sonucunu doğuracağından, çoğunluğun davacının babası tarafından dava açmak suretiyle yapılmış bir soyadı düzeltimi bulunduğu takdirde davacının ergin olduktan sonra açtığı soyadı düzeltimi davasının reddi gerektiği yolundaki görüşüne katılmıyoruz....

    Karşı Oy: 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 36/1-b maddesi ve bendinin birinci cümlesinde aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davasının ancak bir kere açılabileceği, son cümlesinde de Nüfus Müdürlüğünün soyadı değişikliğinde eş ve ergin olmayan çocukların soyadını da düzelteceği öngörülmüştür. Dosya içindeki nüfus aile kayıt tablosu ve karar örneğinde davacının babası R....... Ç....'in soyadının Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.12.2003 gün ve 2003/986-1401 sayılı kararıyla Ç.... iken S...... olarak değiştirildiği ve davacının doğum tarihine göre babasının soyadının düzeltildiği tarihte reşit olmadığından babasının düzeltilen soyadına göre idari olarak soyadı düzeltimi yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacının babası tarafından açılmış dava sonunda soyadının Nüfus Müdürlüğü tarafından yukarıda sözü edilen madde hükmü gereğince değiştirilmiş olması halinde davacı tarafından açılmış bir davadan sözedilemez....

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/10/2020 NUMARASI : 2020/167 ESAS, 2020/43 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Ad Ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli) KARAR : Taraflar arasındaki nüfus kayıt tashihi davasının yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı kaydının düzeltilmesi istenen davalı Nüfus Müdürlüğü tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla 6100 sayılı HMK'nın 353 ve 356. Maddeleri uyarınca duruşmasız olarak ve aynı yasanın 355. maddesine göre istinaf sebepleriyle bağlı olarak dosya incelendi....

      İdari nitelikteki soyadı değişikliğinin, aynı konuya ilişkin nüfus kaydının düzeltilmesi davasının ancak bir kere açılabileceği hükmü kapsamında değerlendirilmesi haklı nedenlerin varlığı halinde davacının dava açma hakkını engellemesi sonucunu doğuracağından çoğunluğun davacının reşit olmadığı dönemde babası tarafından açılan dava sonucu yapılmış bir soyadı düzeltimi bulunduğu takdirde davanın reddi gerektiği yolundaki görüşüne katılmıyorum. Bu halde mahkemenin soyadı değişikliği davasını kabulü yönündeki hükmünün onanması gerektiği görüşündeyim....

        Sulh Hukuk Mahkemesi'nce, tapuda isim tashihi davalarında Tapu Sicil Müdürlüğü'nün hasım olduğu, bu durumda çekişmesiz yargı davası olarak kabulü mümkün olmadığından, davalara bakma görevinin asliye hukuk mahkemelerinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. İstanbul Anadolu 15. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, tapu kaydındaki isim tashihi davalarının çekişmesiz yargı işi olduğu, bu nedenle sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda davacı, muris babasına ait gayrimenkulün tapu kaydında babasının isminin nüfus kaydına uygun olmadığını belirterek tapu kaydındaki ismin nüfus kaydına uygun şekilde düzelmesini talep etmiştir. Tapu kayıtlarında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi davalarında Tapu Sicil Tüzüğünün 25. maddesinde belirtilen ve kütükte bulunması zorunlu olan kimlik bilgilerinden tapu malikinin adı ile soyadı, baba adındaki yanlışlıkların düzeltilmesi istenebilir....

          Mahkemece tapu kayıt malikinin soyadı yasasının yürürlüge girmesinden evvel öldüğü ve soyadının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. 2525 sayılı Soyadı Kanunu 21.06.1934 tarihinde kabul edilerek 02.07.1934 tarihli resmi gazetede yayınlanmak suretiyle yürürlüğe girmiştir. Dosya içinde bulunan nüfus kayıtlarının incelenmesinden “Müheymit oğlu ...’ın” 1917 tarihinde öldüğü anlaşılmıştır. Soyadı kanunundan önce ölen kişinin soyadı kullanması olanaksız ise de; nüfus kayıtlarına “Müheymit oğlu ...’ın” soyadının “ ...” olarak yazıldığı ve soyadı aldığı anlaşılmaktadır. Nüfus kayıtlarına soyadı yazıldığından dava kanıtlandığı taktirde tapu kaydına da soyadın yazılması olanaklıdır. 2010/7589-9359 Öte yandan, davacının tapu kayıt malikinin baba adının düzeltilmesi istemine ilişkin olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi de doğru değildir Karar açıklanan bu nedenlerle bozulmalıdır....

            Tapuda isim, soyisim, baba ismi gibi düzeltme davaları ile tapu kayıtlarındaki malike ait nüfus bilgilerinde yanlışlık olduğu takdirde bu kayıtların düzeltilerek nüfus kayıtlarına uygun hale getirilmesi amaçlanmıştır. Dava konusu taşınmazın tapu maliki ... kızı ... olup, tapu kaydında soyismi yazılı değildir. Taşınmaza ait kadastro tutanağının tüm aramalara rağmen bulunamadığı bildirilmiştir. Dosyadaki nüfus kaydına göre tapu maliki olduğu iddia edilen davacı murisi ... kızı ... soyadı almadan 16.10.1915 tarihinde ölmüştür. Bu tarihte Soyadı Kanunu yürürlüğe girmemiş olduğundan ve nüfus kaydında soyismi bulunmayan bir kişinin, tapu kaydına soyadı ilavesi mümkün olmadığından davanın reddi gerekirken aksi düşünce ile davanın kabulü yerinde görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda yazılı nedenlerle, davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 12.03.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              Türk Medeni Kanununun 187. ve Soyadı Nizamnamesinin 17. maddelerinde kadının evlenmekle kocasının soyadını alacağı, isterse kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabileceği, daha önce iki soyadı kullanan kadının bu haktan sadece bir soyadı için yararlanabileceği, Soyadı Nizamnamesinin 18. maddesinde de dul bir kadının evlenmekle yeni kocasının soyadını alacağı, Nüfus Hizmetleri Kanununun 23. maddesinin ikinci fıkrasında ise kadının evlenmekle kaydının kocası hanesine taşınacağı, koca ölse de kadın yeniden evlenmedikçe ölen kocasının aile kütüğünde kalacağı, ancak dilerse babasının kütüğüne dönebileceği öngörülmüştür. Bu durumda kadının kocasından aldığı soyadı ancak yeniden evlenmekle veya kendi isteğiyle babası kütüğüne dönmekle değişebilir. Açıklanan hususlar gözardı edilerek davacı ...'ın evlenmekle aldığı soyadını değiştirmesine ilişkin davanın kabulüne karar verilmesi, 2-Dosya içindeki nüfus kayıt örneklerinden, davacı ...'nın soyadı ... iken İstanbul 6....

                Yavuzarslan” olarak, yine “... kızı ...”nın nüfus kayıtlarına göre baba adının “...” olduğu anlaşıldığından tapu kaydındaki kimlik bilgilerinde “...” olarak yazılan baba adının “...” olarak düzeltilmesi doğru ise de nüfus kayıtlarında adı “...” olduğu halde hüküm sonucunda kimlik bilgilerinin “... kızı ... Yavuzarslan” şeklinde düzeltilmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca, Dairemizin daha önceki bozma ilamında da belirtildiği üzere getirtilen nüfus kayıtlarından, tapu maliki olduğu iddia edilen davacının murisi “... oğlu Yonus’un” 25.06.1934 tarihli ve 2525 sayılı Soyadı Kanununun yürürlüğe girmesinden önce 01.02.1929 tarihinde öldüğü ve soyadı bulunmadığı, yine tapu maliki olduğu iddia edilen davacının murisi “... kızı ...” soyadı almadan 21.01.1936 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. Bu nedenle, nüfus kayıtlarında soyadı bulunmayan bir kişinin tapu kaydına soyisminin yazılması mümkün değildir....

                  "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 07.06.2006 gününde verilen dilekçe ile tapuda soyadı tashihi ve baba adı tashihi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 02.10.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, yerel mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanunun 13/J maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, 05.02.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu