Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in dosyada bulunan mirasçılık belgesinde ve geri çevirme kararımız üzerine getirtilen nüfus kaydında soyadı Sürmeli olduğu halde tapu kaydında Sürmene olarak belirtildiği görülmüştür. Mahkemece davacıya öncelikle tapuda soyisim tashihi davası açmak üzere süre verilerek, tapu kaydı ile nüfus kaydı arasında uygunluk sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı ...ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 09.07.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Mahkemece; "Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, dava, soyadı düzeltme istemine ilişkin açılan nüfus kayıt düzeltim davasıdır. Ad ve soyadı düzeltilmesine ilişkin davalar, diğer kayıt düzeltme davaları gibi kamu düzeni ile yakından ilgili bulunduğundan, hâkim istekle bağlı kalmayarak, kendiliğinden de yapacağı araştırma ile elde edeceği bulgulara göre ve öteki kayıtlarla çelişki meydana getirmeyecek şekilde karar vermek zorundadır. Öte yandan, nüfus kütükleri resmi sicillerdir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 7. maddesine göre resmi sicil ve senetler belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur. Bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça herhangi bir şekle bağlı değildir. Uyuşmazlık; davacının, nüfus kaydında "SEMİZ" olan soyadının "KADIOĞLU" olarak değiştirilmesine yasal olanak bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır....

    HMK’nın 383. maddesine göre çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesidir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 36. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde; “Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılır” düzenlemesi yer almaktadır. Nüfus kayıtlarına ilişkin her türlü düzeltme ve tespit davalarında görevli mahkeme anılan 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 36. maddesinin 1/a bendine göre asliye hukuk mahkemesidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.11.2010 gün ve 2010/18-563 E., 2010/554 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 36. maddesinde herhangi bir ayrım yapılmadan kayıt düzeltme davaları düzenlenmiş olup, madde uyarınca ad ve soyadı değişikliği davaları da nüfus davalarının bir türüdür....

      Dava, soy isim ve yaş tashihi talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde soyisim değişikliği talebi yönünden davanın kabulüne, yaş tashihi talebi yönünden davanın reddine karar verilmiş, yaş tashihi talebinin reddine dair karar yönünden davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Nüfus kütükleri resmi sicillerdir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 7. maddesine göre resmi sicil ve senetler belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur, bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça herhangi bir şekle bağlı değildir....

      Mahkemece, davanın kabulüne, tapu maliklerinin baba adları ile birlikte anne isimleri, nüfus kimlik numaraları, doğum ve ölüm tarihleri ve nüfusa kayıtlı olduğu köylerin tespiti ile birlikte tapu kayıtlarının bu tespitlere göre düzeltilmesine şeklinde 20.03.2008 tarihinde karar verilmiştir. Davalı idare vekili, tapu kütüğünde bulunması zorunlu olmayan nüfus bilgilerinin kütüğe ilavesi şeklinde yasaya aykırı karar verildiği nedeni ile ve resen görülecek yönlerden temyiz etmiştir. 1- Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre davalı idare vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2- “Mülkiyet Hakkının Tescili” başlıklı Tapu Sicil Tüzüğünün 25. maddesinde kütükte bulunması zorunlu bilgiler, malikin adı, soyadı, baba adı, edinme nedeni, tarih ve yevmiye numarasından ibarettir. Görülüyor ki; bunların arasında kararda yazılı olan diğer nüfus bilgileri yer almamıştır....

        Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve tescil olunur. 2525 sayılı Soyadı Kanununa göre taşınması zorunlu önad ve soyadı, Türk Medeni Kanunu'nun 27. maddesi hükmünün kapsamındadır....

        Bu nedenle mahkemece, öncelikle tapuda soyadı ilavesi istenen kişinin yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri gereğince doğum ve ölüm kayıtlarının nüfus kütüğüne işlenmesi hususunda davacıya önel verilerek, tapu ve nüfus kaydı arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandıktan sonra, sonucu çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Kararın bu yönde bozulması gerekmiş ise de Dairemizce verilen 08.05.2009 tarihli onama kararının yukarıda belirtilen Hukuk Genel Kurulunun 15.07.2009 tarihli emsal kararına uygun olmadığı bu defa yapılan incelemede anlaşılmakla mahkemenin 25.12.2008 tarihli ret kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

          Sözü edilen bu madde bendine göre "aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davası ancak bir kere açılabilir; soyadı değişikliğinde Nüfus Müdürlüğü eş ve ergin olmayan çocukların soyadını da düzeltir." Dosyada toplanan bilgi ve belgelerden, özellikle ilgili Nüfus Müdürlüğünden getirtilen nüfus kayıt örneğinden davacının babası ...'ın Boğazlıyan 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.07.1991 gün ve 1991/106-166 Esas ve Karar sayılı ilamı ile "..." olan soyadının "..." olarak değiştirildiği anlaşılmaktadır. 07.05.1990 doğum tarihli olarak 20.08.1990 tarihinde nüfusa tescil edilen davacının soyadı da bu bağlamda değişmiştir. Soyadı, aile adıdır. Türk Medeni Yasasının 321. maddesi hükmü uyarınca çocuk doğduğu anda ana ve baba evli ise ailenin, evli değilse ananın soyadını taşır. Babanın soyadının değişmesi ile ailenin (bu kişinin kendisi ile birlikte eşinin ve ergin olmayan çocukların da) soyadı düzeltilir....

            Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; Davacı, 18.12.2006 tarihli dilekçesi ile 6 sayılı parsel 19601 m2 bahçe cinsli taşınmazda 273/19601 pay maliki olup, tapuda "... oğlu ." yazılı soyadının nüfus kaydına uygun olarak "... oğlu ..." şeklinde düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı idare vekili temyiz etmiştir. Dava, tapuda isim tashihi isteğine ilişkindir. Davacı, taşınmazdaki payını dosya içerisindeki 23.08.1977 tarihli resmi senetle iktisap ettiği, yine 16.07.1980 tarihli resmi senet ile bir kısım payını dava dışı şahsa sattığı, resmi senetlerin ... oğlu . ismi ile işlem gördüğü anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacının nüfus kaydı getirtilerek soyadı değişikliğinin nereden kaynaklandığı araştırılıp yukarıda belirtilen ilkelere uygun inceleme ve araştırma yapılarak neticesine göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde inceleme yapılmadan verilen kararın bozulması gerekmiştir....

              Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; Tapu kayıtlarının nüfus kimlik bilgilerine uygun düzeltimi davalarında üzerinde önemle durulması gereken husus düzeltimle mülkiyet aktarımına neden olunmamasıdır. O yüzden mahkemece Dairemizin kararlılık kazanan ilkesi doğrultusunda araştırma yapılması zorunludur. Ne var ki, mahkemece Nüfus Müdürlüğünden kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydı olup olmadığı değil, davacının düzeltilmesini istediği (Çelik) soyadına göre araştırma yapılmıştır. Bundan ayrı Cumhuriyet Savcılığı aracılığı ile taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı isim ve soyadı taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı da araştırılmamıştır. Eksik araştırma ve inceleme ile kurulan hükmün bu nedenle bozulması gerekir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 16.10.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu