Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece davacıların soyadı değiştirilme istemleri aynı konuda ikinci kez dava açamayacakları gerekçesi ile reddeddilmiş ise de, bu hususu düzenleyen 25.04.2006 günlü 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36.maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinin "Aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davası ancak bir kere açılabilir" biçimindeki birinci cümlesinin Anayasa'ya aykırılığı nedeni ile Anayasa Mahkemesi'nin 30.03.2012 gün 2011/34-2012/48 sayılı kararı ile iptal edildiği ve kararın 6 Ekim 2012 tarihinde yayınlanmış olup, mahkemenin davayı reddine dair gerekçesi yerinde değildir. Öte yandan soyadı nizamnamesinin 6. maddesinde "soyadı ya yalnız olarak veyahut "oğlu" ile birlikte kullanılır" hükmü yer almaktadır....

    ın bu ilçeye naklen geldiği ....İlçesindeki nüfus kaydında “Dalgiç” olarak geçen soyadının “.....” olarak düzeltilmesini istemiştir.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; soyadının düzeltilmesi istenilen ..... Haneye “....” soyadı ile tescil edilmiştir. Adı geçen 1977 yılında İskenderun İlçesi 635 haneye naklen gidişi sırasında belgelere “Dalgıç” soyadı ile geçmiş ve soyadı “Dalgıç" olarak tescil edilmiştir. Dava, soyadının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 27.maddesi, haklı sebebin varlığı halinde soyadın değiştirilmesine ve bu değişikliğin nüfus siciline kaydına imkan vermekte ise de, birinci fıkradaki ifadeden bu değişikliği isteme hakkının ilgili kişiye ait olduğu açıkça anlaşıldığından, ölü olduğu da bilinen .....'ın soyadının değiştirilmesine ilişkin davada davacının aktif husumet ehliyeti bulunmamaktadır. Kaldı ki, ....'ın esas soyadı “....” olup naklen gittiği hanedeki soyadı aslına uygun olarak düzeltilebilir....

      AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 26/04/2022 NUMARASI : 2022/95 ESAS-2022/269 KARAR DAVA KONUSU : Soyadı Değişikliği KARAR : Yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; davacının nüfus kaydında soy isminin T1olarak geçtiğini ancak soy isminin yalnızca kimliğinde yazılı olduğunu, Aslan soy isminin kızlık soyadı, Demiraslan soy isminin ise eşinin soy ismi olduğunu ancak çocukluğundan bu yana davacının ailesi ve sosyal çevresinin soy ismini EREN olarak bildiğini, davacının Alanya 1....

      Soyadı değiştirilen erkek ise kendisi ile birlikte varsa karısının ve müracaat tarihinde ergin olmayan çocuklarının da soyadları düzeltilir. Soyadı değiştirilen kadın ise kendisi ile birlikte ergin olmayan evlilik dışı çocukları varsa onların da soyadları düzeltilir. Bu maddede belirlenen sürenin bir katına kadar uzatılmasında Cumhurbaşkanı yetkilidir." hükmü getirilerek belli şartlarda bir defaya mahsus idare tarafından ad ve soyadı için nüfus kayıtlarında mahkeme kararı aranmaksızın düzeltme yapılabilmesine olanak sağlanmıştır. Mahkemece ad değişikliği talebi bu yasal düzenleme gereği reddedilmiş ise de, görüldüğü üzere, değişiklik talebi olanlar için belirli bir süre için getirilen bu olanak, esasen nüfus kayıtlarında ancak mahkeme hükmü ile değişiklik yapılabileceği genel kuralına bir istisna olarak düzenlenmiş olup, mahkemelerin bu konudaki görev ve yetkisi kaldırılmış değildir....

      Uyuşmazlık; davada yetkili Mahkemenin, nüfus kaydı düzeltilmesi istenilen kişinin yerleşim yeri Mahkemesi mi yoksa düzeltmeyi isteyen kişinin (davacı) yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki Mahkemesi mi olduğu olduğu noktasında olup; 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun “Nüfus davaları” başlıklı 36. maddesine göre; “(1) Mahkeme kararı ile yapılan kayıt düzeltmelerinde aşağıdaki usûllere uyulur: a) Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılır. Kayıt düzeltme davaları nüfus müdürü veya görevlendireceği nüfus memuru huzuru ile görülür ve karara bağlanır. b) Ad değişikliği halinde, nüfus müdürlüğü bu kişinin çocuklarının baba veya ana adına ilişkin kaydı, soyadı değişikliğinde ise eş ve ergin olmayan çocukların soyadını da düzeltir....

      Somut olayda ise, davacının söz konusu karar ile evlat edinildikten sonra, 21.10.2009 tarihinde evlat edinmeye dayalı olarak soyadı değişikliği davası açtığı görülmüştür. 29.04.2006 tarih ve 26153 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun "Nüfus davaları" kenar başlığını taşıyan 36. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde: "Aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davası ancak bir kere açılabilir." hükmüne yer verilmiş ise de; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu evlat edinilenlere yeni durumları itibariyle soyadlarını, diledikleri takdirde yasalardaki koşullara uygun biçimde değiştirme hakkı tanımıştır. Bu hakkın, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasası'nın 36/b madde ve bendiyle ortadan kaldırıldığı düşünülemez. Bu dava niteliği itibariyle Türk Medeni Kanunu'nun 314. maddesine uygun şekilde açılmış bir davadır....

        in çocuğu olarak nüfus kütüğüne kayıtlı ...'in nüfus kaydının iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Nüfus Kanununun 36. maddesi hükmüne göre, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine (ad ve soyadı değişikliği davaları dahil) ilişkin davalarda Cumhuriyet Savcısı ile Nüfus Müdürü veya Memurunun hazır bulunması ve kararın onların önünde verilmesi zorunludur. Mahkemenin oluşumuna ilişkin bu yasa hükmü dikkate alınmadan Nüfus İdaresi Temsilcisinin yokluğunda yargılama yapılarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, nüfus kütüğünde ... olarak kayıtlı soyadının ... olarak düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı Nüfus Müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Nüfus Hizmetleri Kanununun 36.maddesi hükmüne göre, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine (ad ve soyadı değişikliği davaları dahil) ilişkin davalarda Cumhuriyet Savcısı ile Nüfus Müdürü veya Memurunun bulunması ve kararın onların önünde verilmesi zorunludur. Mahkemenin oluşumuna ilişkin bu yasa hükmü dikkate alınmadan Nüfus İdaresi Temsilcisinin yokluğunda yargılama yapılarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfus Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı dava dilekçesinde; kadın olan cinsiyetinin erkek olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiş, mahkemece nüfus idaresi davaya dahil edilmeden ve yokluğunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesine göre, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine (ad ve soyadı değişikliği davaları dahil) ilişkin davalarda nüfus müdürü veya memurunun bulunması ve kararın onların önünde verilmesi zorunludur. Mahkemenin oluşumuna ilişkin bu kanun hükmü dikkate alınmadan, nüfus idaresi temsilcisinin yokluğunda taraf teşkili sağlanmaksızın davanın esasına girilerek hüküm kurulması, doğru görülmemiştir....

              D… ….. ile evli olduğu anlaşılmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Yasasının 187. maddesinde "Kadın evlenmekle kocasının soyadını alır, ancak evlenme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir. Daha önce iki soyadı kullanan kadın, bu haktan sadece bir soyadı için yararlanabilir" hükmü yer almaktadır. Somut olayda davacı 06.06.1984 tarihinde Alman uyruklu J… ….. D… ….. ile evlendiğine ve bu evliliğin yasal olarak sona erdiğini gösteren bilgi ve belge olmadığına göre, mahkemece davanın reddine karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bu itibarla yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.'nun 427. maddesi gereğince sonuca etkili olmamak kaydıyla kanun yararına BOZULMASINA ve gereği yapılmak üzere kararın bir örneği ile dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 06.07.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu