WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yasa düzenlemesi gereği T3 veya görevlendireceği memurunun katılımı olmaksızın yargılamanın sürdürülmesi mümkün değil iken duruşmanın nüfus memurunun yokluğunda yapılması, 2- Davacı tarafça mükerrer kayıt iddiası ile TC kimlik numaralı Fuat Kınoğlu'nun nüfus kaydının iptali talep edilmesine rağmen dava dilekçesinde sadece T3 davalı olarak gösterilmiştir. Oysa ki talep bakımından; TC kimlik numaralı Fuat Kınoğlu'nun kaydının iptali halinde hukukları etkilenecek olan mirasçılarının ve mükerrer kayıt olduğu bildirilen davacının babası TC kimlik numaralı Fuat Kınoğlu'nun davacı dışındaki mirasçılarının tespiti ile sağ iseler kendilerinin, vefat etmiş iseler mirasçılarının davada yer almaları gerekirken davaya katılmaları sağlanmadan eksik taraf teşkili ile yargılamaya devam olunması, 3- Nüfus kayıtlarının düzenlenmesi istemi şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hakkın kullanımı niteliğindedir....

Soybağının reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir. Ancak bu doğru daha sonra soybağının reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur (HGK'nin 30.01.2008 tarihli ve 2008/2- 36- 47 sayılı kararı). Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, davacı öz anne ve babası olmadığı halde aslında amcası ve yengesi olan Yusuf ve Fevziye'nin çocuğuymuş gibi yanıltıcı beyanla kütük kaydının oluşturulduğu iddiasındadır. Tescil işlemi yapıldığı sırada davalı Fevziye'nin davacının kendi çocuğu olmadığını bildiğini beyan ettiği de görülmekle, gerçeğe aykırı beyanıyla oluşturulan nüfus kaydının iptaline ilişkin talebin nüfus kayıt düzeltme davası olarak nitelendirilmesi gerekmektedir. Nüfus kayıt düzeltme davaları asliye hukuk mahkemesi görev alanında kalmaktadır....

Dava, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamında nüfus kayıt düzeltme istemine ilişkinde Nüfus kayıtlarının düzeltilmesi ve nüfus kayıtlarına yönelik tespit davaları kamu düzeni ile yakından ilgili bulunduğundan, hakim istemle bağlı kalmayarak kendiliğinden de yapacağı araştırma ile elde edeceği sonuçlara göre karar vermek zorundadır. Resmî sicil ve senet içeriklerinin aksinin ispatı, kanunda başkaca bir hüküm bulunmadıkça herhangi bir şekle bağlı olmaksızın her türlü delille kanıtlanabilir (Hukuk Genel Kurulu’nun 07.11.2012 tarihli ve 2012/18-548 E. ve 2012/763 K. sayılı kararı da aynı yöndedir). Eldeki dava; nüfus kaydının düzeltilmesi istemli olup, bu tür bir davada resmî sicil veya senedin aksinin nasıl ispatlanacağına dair özel yasalarda herhangi bir hüküm bulunmadığından mevcut iddia her türlü delil ile kanıtlanabilir....

    Aynı Kanun'un 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddesi uyarınca ''Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir''. Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi, "nüfus kayıtlarının düzeltilmesi'’ davalarının konusunu oluşturur. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi” dir. Bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır. Nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, resmi kayıt ve belgelere başvurulabileceği gibi tanık dahil her türlü kanıta başvurulabilir....

    Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur (HGK'nin 30.01.2008 tarihli ve 2008/2-36-47 sayılı kararı). Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre davacı ...'in 05.04.1946 doğumlu olarak ... ve ...'ın çocuğu olarak 18.06.1956 tarihinde nüfusa tescil edilmiştir. Gerçek anne olduğu ileri sürülen 01.07.1923 doğumlu ...'un bekar olarak 17.10.2001 tarihinde; baba olduğu ileri sürülen 1922 doğumlu ... ve ...'dan olma ... ise yine bekar olarak 23.02.1942 tarihinde vefat ettiği anlaşılmıştır. Somut olayda dava, ...'un, ... ve ...'ın çocuğu olarak gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kaydının iptali ile gerçek annesinin ..., gerçek babasının da ... olduğunun tespiti ve buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir....

      İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2- 87/77 sayılı kararı). Soybağının reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Soybağının reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir. Ancak bu doğru daha sonra soybağının reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür....

      nin çok erken yaşta anne ve babasının kaybetmesi üzerine yakın akrabaları olan ... tarafından kızıymış gibi nüfus hanesine geçirildiğini, aradan yıllar geçtikten sonra davacı ...'nin ... ile evlilik yaptığını, ... Asliye Hukuk Mahkemesine açılan evliliğin iptali davasında eldeki nüfus kaydının düzeltilmesi davasının bekletici mesele yapıldığı anlaşılmıştır. Dava, nüfus kayıt tashihi istemine yönelik olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36-a maddesi ve Nüfus Hizmetleri Kanununun uygulanmasına ilişkin 29.09.2006 tarih ve 2006/11081 sayılı Yönetmeliğin 60. maddesi gereğince "Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde açılır. Kayıt düzeltme davaları nüfus müdürü veya görevlendireceği nüfus memuru huzuru ile görülür ve karara bağlanır." hükmünü içermektedir. Somut olayda, ... İlçe ......

        C)İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, davanın nüfus kayıtlarında sağ olarak gözüken kişinin öldüğünün tespiti ile nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin olduğunu, 5490 sayılı kanunun 36/1- a maddesine göre nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davaların ilgilinin yerleşim yeri adresinin bulunduğu mahkemede görüleceğini, ilgiliden kastın ise kaydının düzeltilmesi istenen kişi olduğunu, Servet Dülge'nin nüfus kaydında yerleşim yeri adresinin bulunmadığını, yerleşim yeri olarak Demirci Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğunu, Hukuk Genel Kurulu kararının da bu yönde olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ölümün ve ölüm tarihinin tespiti ile nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir....

        Somut olayda davacı, nüfus kayıtlarında ... ve ... isimli kişilerin kızları olarak kaydedildiğini, bu kaydın hatalı olduğunu, bu kişilerin kızları olmadığını, gerçekte de bu kişilerin hiç yaşamadıklarını belirterek nüfus kayıtlarının düzeltilmesini talep etmiştir. 01.12.2015 tarihli kolluk araştırmasında da davacının ... ve ... adında kızlarının bulunmadığını, gerçekte de var olmadıklarını belirtmiştir. Dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp, hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medenî Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 1....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.11.2014 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesinin iptali ve nüfus kaydının düzeltilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, mirasçılık belgesinin iptali ve nüfus kaydının iptaline dair verilen 28.04.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ..., ... ve ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, evliliğin butlanı suretiyle nüfus kaydının düzeltilmesi ve mirasçılık belgesinin iptali isteğine ilişkindir. Davacılar vekili, davacıların murisi ...'...

            UYAP Entegrasyonu