KARAR Davacı dava dilekçesinde, nüfusa kaydedilmediğini, kendisinden önce doğup nüfusa işlenen ve küçük yaşta ölen ablası Nagihan'ın nüfus kaydını kullandığını, gerçekte doğum tarihinin 17.04.1984 olduğunu ileri sürerek doğum tarihinin düzeltilmesini istemiş, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesi, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 15, 31 ve 33. maddelerine göre nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olup, nüfusa kayıt edilmeden kendisinden önce doğup ölen kardeşine ait nüfus kaydını kullanan kişinin nüfusa tescili dolayısıyla saklı nüfustan sicile yazılması da idari bir işlem niteliğindedir....
dan olma çocuklarını kendi evliliğinden doğmuş gibi nüfus kütüğüne tescil ettirmekten ibaret oluşa uygun olarak sübutu kabul edilen eylemlerinin, gerçeğe aykırı oluşturulan nüfus kütüğünün "sahteliği sabit olana kadar geçerli belgelerden" olmaması nedeniyle 765 Sayılı TCK'nun 342/1. (5237 Sayılı TCK. nun 204/1. ) maddelerinde öngörülen resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde fazla ceza tayini, 2-Sanığın, birlikte yaşadığı F.. K..'...
nın, Bergama Devlet Hastanesinde düzenlenen doğum bildirimi ile 02.03.1967 doğumlu olarak 03.04.1967 tarihinde kaydedildiği ve muhtarlıkça düzenlenen doğum kağıdı ile de 04.03.1967 doğumlu olarak da 05.05.1967 tarihinde bir kez daha kaydedildiği, böylece aynı kişinin nüfus kütüğüne mükerrer olarak tescil edildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda saptanan olgu mahkemece de kabul edildiğine göre; bir kimsenin nüfus kütüğüne birden fazla kaydedilmesi mümkün bulunmadığından, mükerrer olan kaydın iptaline karar verilmelidir. Kamu düzenini ilgilendiren böyle bir davada mahkemece istemle bağlı kalınmayarak mükerrer kaydının iptali istenilen ve dava tarihinde ergin olan (...) ... ... da yöntemince davaya dahil edilip, tüm deliller toplanıp mükerrer olduğu anlaşılan kaydın iptaline ve iptal edilen kayıttaki nüfus hareketlerinin diğer kayda aktarılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir....
in nüfus kütüğüne kaydedilmediği anlaşılmaktadır. Doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne kaydedilmesi nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olduğu gözetilerek mahkemece HUMK.nun 7/1. maddesi uyarınca davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken davaya bakılıp esasdan reddine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı ise de sonucu itibariyle doğru olan bu ret kararının gerekçesi yukarıdaki gibi değiştirilerek ONANMASINA, 4.4.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dosya içindeki bilgi ve belgelerden, 03.01.1930 tarihinde nüfus kütüğüne tescil edilen davacı 01.01.1930 doğumlu olduğunu ileri sürdüğüne göre mahkemece davanın esasına girilerek toplanacak delillere göre istem hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.01.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
un gerçek annesinin kendisi olduğunu ileri sürerek, çocukların kendi nüfus kütüğüne kayıtlarının yapılmasını istemiş, mahkemece davanın kabulü ile adı geçen küçüklerin nüfus kütüğünde "..." olan anne adlarının "..." olarak düzeltilmesine karar verilmiş, hüküm Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde, ... ve ...'un gerçek annelerinin kendisi olduğunu, babaları davalı ...'ün nikahlı eşi ...'dan doğmuş gibi tescil edildiklerini ileri sürerek çocukların kendi nüfus kütüğüne geçirilmesine karar verilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilerek çocukların anne adları ... olarak düzeltilmiştir. Nüfus kayıtlarındaki düzeltme davaları kamu düzeni ile yakından ilgili olup mahkemeler hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorundadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı dava dilekçesinde, ... ile evlendiği halde nüfus kütüğüne ... ile evlenmiş gibi yapılan kaydın düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davada, davacı ...'ın ... ile evlenmiş olmasına karşın nüfus kütüğüne davacının eşi olarak ... yerine kardeşi ...'ın yazıldığı ileri sürülerek evliliğin tescili sırasında yapılan bu hatanın düzeltilmesi istenilmiştir. Dosyada toplanan bilgi ve belgeler, özellikle aile nüfus kayıt tabloları ve evlenme işlemi ile ilgili tüm kayıtlar incelendiğinde davacı 01.01.1977 doğumlu ...'ın 06.05.1978 doğumlu ... ve ... kızı ... ile 11.09.2007 tarihinde evlendikleri, evlenmenin tescili sırasında davacı ...'...
in 48 aile sıra numarasına nüfus kaydını yaptırmak suretiyle kimliğine kavuştuğunu, eşi ile resmen evlenirken ve kimliği çıktığında babasının adının (...) olduğu halde (...) olarak yazıldığını, baba kütüğüne yazılmadığını ve bugüne kadar saklı nüfus olarak kaldığını ileri sürerek, (...) iken nüfusa (...) olarak yanlış yazılan baba adının düzeltilmesini, saklı nüfus olarak bugüne kadar baba kütüğüne yazılmamış olması nedeniyle baba kütüğü Diyarbakır ... ... Köyü Cilt No: ..., Aile Sıra No: ...'ye nüfus kaydının tescil edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp, hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
Bu istek dikkate alındığında doğum ve ölüm vukuatının nüfus kütüğüne geçirilmesinin nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olduğu cihetle dava dilekçesinin HUMK'nun 7. maddesinin 1. fıkrası uyarınca görev yönünden reddine karar verilmesi gerekir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 21.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu ise nüfus kaydının düzeltilmesi davası ile mümkündür. Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler dikkate alındığında davalı ...'ın gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan kardeşi ... ile Naime hanesindeki nüfus kaydının iptali ile gerçek annesi 1914 doğumlu ..nüfus kaydına tesciline ilişkin talep nüfus kayıt düzeltme davası olup asliye hukuk mahkemesi görev alanında kalmaktadır. İkinci talep olan 1908 doğumlu Nebi Elkılıç'ın davalı ...'ın gerçek babası olduğunun tespiti talebi ise biyolojik anne olduğu iddia edilen Aslı ile baba olduğu iddia edilen Nebi'nin evli oldukları, ancak nüfus kayıtlarında evlilik tarihleri olmasa da 1948 ve 1971 tarihleri arasında evlilik içi doğum olarak çocuklarının nüfusa tescil edildikleri davalı ...'ın da 1957 olan doğum tarihi dikkate alındığında evlilik birliği içinde doğan çocuğun babası yasa gereği koca olduğundan artık bu durumda babalığın hükmen tespitinden söz edilemeyecektir....