"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, davacının 14.01.1949 olan doğum tarihinin 30.08.1951 olarak düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde davacı, 30/08/1951 tarihinde doğduğu halde nüfus kütüğüne tescil edilmediğini, 14/01/1949 tarihinde doğup daha sonra ölen kardeşinin ismi ve doğum tarihi ile yaşadığını, kendisinin nüfusa kayıt edilmediğini bu nedenle 14/01/1949 olan doğum tarihinin ay ve gün baki kalmak üzere 30/08/1951 olarak düzeltilmesini istemiştir....
Nüfus kayıtlarında doğum ay ve günleri yazılı olmıyanlar 1 Temmuzda, doğum ayı yazılı olup da günü yazılı olmıyanlar o ayın 1 inde doğmuş sayılır.” denilmektedir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu'nda da aynı yönde hükümler getirilmiştir. Yaş düzeltilmesi ile ilgili yasal düzenlemelere gelince; 29.4.2006 tarihinde yürürlüğe giren ve 1587 sayılı Nüfus Kanunu'nu yürürlükten kaldıran 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 10.maddesi “(1) Kurumlarda kişiyle ilgili olarak yapılan işlemlerde nüfus kayıtları esas alınır. Kayıtlar arasında farklılık olması halinde nüfus kayıtlarında değişiklik yapılmaz, usulüne göre diğer kayıtlar düzeltilir.”, Yasanın 35. maddesi ise; “…(1) Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz....
Doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesi, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 15, 31 ve 33. maddelerine göre nüfus idaresine verilmiş idari bir görevdir. Doğum tarihinin düzeltilmesi istenilen davacının nüfusa kaydedilmediği, kendisinden önce doğarak nüfusa 18.04.1967 doğum tarihi ile tescil edilen ve öldüğü halde ölü kaydı düşürülmediğinden sağ görünen kardeşinin kaydını kullandığı anlaşılmıştır. Mahkemece, doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesinin nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olduğu gözetilerek Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 7/1. maddesi gereğince görev yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Kabule göre de; Mahkemece, davacının doğum tarihi 18.04.1971 olarak düzeltilmiş ise de, nüfus kaydına göre davacı, 19.04.1967 tarihinde nüfusa tescil edilmiştir. Bir kimsenin doğmadan önce nüfus kütüğüne tescili mümkün değildir....
Yaş düzeltilmesi ile ilgili yasal düzenlemeler de, 29.4.2006 tarihinde yürürlüğe giren ve 1587 sayılı Nüfus Kanununu yürürlükten kaldıran 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 10.maddesi “ “(1) Kurumlarda kişiyle ilgili olarak yapılan işlemlerde nüfus kayıtları esas alınır. Kayıtlar arasında farklılık olması halinde nüfus kayıtlarında değişiklik yapılmaz, usulüne göre diğer kayıtlar düzeltilir.” ” ve Yine aynı Yasanın 35.maddesi “ “…(1) Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir… …” şeklindedir. Diğer taraftan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 30.maddesi “ “- Doğum ve ölüm, nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunur....
Sigortalılığın; zorunlu, kişiye bağlı ve özellikle devredilmez bir hak olduğu ve bu nedenle bu tür davaların özel bir duyarlılığı gerektirdiği gözetilerek çalışmaların başka bir sigortalıya ait olup olmadığı noktasında titizlikle inceleme yapılması ve toplanan delillerle hiçbir kuşku ve duraksamaya yol açmayacak şekilde hizmetin gerçekte kime ait olduğunun saptanması gerektiğinden mahkemece yapılan araştırmanın dışında, nüfus kayıtlarında davacının kardeşi olarak gözüken ...'ın gerçekte var olup olmadığının yeterince araşıtrılması gerekir. Yapılacak iş; nüfus kayıtlarında ... TC Kimlik numarası ile kayıtlı 1952 doğumlu ...'ın gerçekten yaşayıp yaşamadığı, nüfus kayıtlarındaki bu karışıklığın neden kaynaklandığı araştırılarak, gerekirse nüfus kayıtlarındaki bilgilere göre ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfus Kayıt Düzeltilmesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı dilekçesinde; Türk Vatandaş...'ın sağ olduğunun,...ile Suriye uyruklu ...'in aynı kişi ve davacı ...'in de oğlu olduğunun tespitine karar verilmesini istemiş; mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. 1...ın 22.12.1972 tarihli ölüm tutanağı tanıklarının duruşmaya çağrılarak dinlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, 2-Dava sonucu itibariyle miras hukukunu yakından ilgilendirdiğinden; ...ile aynı kişi olduğu iddia edilen ...'...
Yaş düzeltilmesi ile ilgili kanuni düzenlemelere gelince; 29/06/2006 tarihinde yürürlüğe giren ve 1587 sayılı Nüfus Kanunu'nu yürürlükten kaldıran 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 10. maddesi; “(1) Kurumlarda kişiyle ilgili olarak yapılan işlemlerde nüfus kayıtları esas alınır. Kayıtlar arasında farklılık olması halinde nüfus kayıtlarında değişiklik yapılmaz, usulüne göre diğer kayıtlar düzeltilir.”, aynı Kanun'un 35.maddesi; “… (1) Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir…” şeklindedir. Diğer taraftan 4721 sayılı Kanun'un 30. maddesi “Doğum ve ölüm, nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunur....
Yaş düzeltilmesi ile ilgili yasal düzenlemelere gelince; 29.4.2006 tarihinde yürürlüğe giren ve 1587 sayılı Nüfus Kanunu'nu yürürlükten kaldıran 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 10.maddesi “(1) Kurumlarda kişiyle ilgili olarak yapılan işlemlerde nüfus kayıtları esas alınır. Kayıtlar arasında farklılık olması halinde nüfus kayıtlarında değişiklik yapılmaz, usulüne göre diğer kayıtlar düzeltilir.”, Yasanın 35. maddesi ise; “…(1) Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir…” şeklindedir. Diğer taraftan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 30. maddesi “Doğum ve ölüm, nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunur....
ın sorgusu yapıldığı, getirtilen nüfus kaydında ... ...'ın 1953 doğumlu olup sağ olduğu, ... 1.1.1928 doğumlu olup ölüm tarihinin 18.2.2009 olduğu anlaşılmasına göre dosya sanığınının hüviyeti kesin olarak tesbit edilip iddianamede buna göre düzeltilmesi gerektiği gözetilmeden hem ölüm sebebi, hem de zamanaşımı sebebi ile davanın düşürülmesi şeklinde ikilemli karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, müdahil vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 14.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
in anne ve baba nüfus kaydının ve ... ...'in ölüm tarihinin düzeltilmesi, ... ...'in ölüm kaydının iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ... ... vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Baba isimlerinin değiştirilmesi isteminin babalık davasının konusu kapsamına girmesi nedeniyle davanın ayrılmasına karar verilerek yeni esasa kaydına ilişkin hüküm sonucuna göre tefrik edilen davanın yeni esasa kaydedilip kaydedilmediği araştırılarak kaydedilmiş ise dava dosyasının aslının bu dosya içerisine konulmasından sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere iadesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, ........2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....