Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet veya diğer hak sahiplerinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu nedenle de bu tür davalarla kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Somut olayda; davacı, kardeşi ...'ın 1971 yılında vefat ettiğini kardeşinin "ölü" kaydının kendi nüfus kaydına yazıldığını, Kayseri Asliye Hukuk mahkemesinin 1980/645 E 1980/437 K sayılı kararı ile kendisinin sağ olduğunun tespiti ve nüfus kaydındaki "ölü" ibaresinin iptaline karar verildiğini belirterek dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki “... oğlu ...” şeklindeki kimlik bilgilerinin “ ... oğlu ...” olarak düzeltilmesini istemiştir. Dava konusu taşınmazın edinilmesine ilişkin 10.02.1975 tarihli resmi senet incelendiğinde taşınmazın ...'...
ın yapılan araştırmalarda ölü olduğunun tespit edildiği ancak nüfus kayıtlarında sağ gözüktüğü anlaşıldığından, durumun 1. derece yakınlarından yeniden araştırılarak ölü olduğunun saptanması halinde nüfusa ölü kaydının düşürülerek güncel nüfus kaydının dosya içerisine konulması, sağ olduğunun belirlenmesi halinde ise gerekçeli kararın kendisine tebliğ edilerek temyiz süresinin beklenmesi, bundan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 13.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu durumda yapılması gereken iş, ... oğlu ... isimli kişiler sağ ise kendilerinin, ölü ise mirasçılarının dinlenmesi sureti ile çekişme konusu taşınmazlarda hak iddia edip etmediklerinin sorulmasından ibarettir. Ne var ki, Mahkemece bu husus yerine getirilmemiştir. Hal böyle olunca, komşu taşınmaz tapu kayıtlarının getirilerek, dava konusu taşınmazları yön olarak kayıt maliki kim okuduğunu araştırılmasına, nüfus müdürlüğünden kayıtları gönderilen ... oğlu ... isimli kişiler sağ ise kendileri, ölü ise mirasçıları dinlenerek 256 ve 279 parsel sayılı taşınmazlarda mülkiyet iddialarının olup olmadığının sorulması, kadastro tutanağında bahsi geçen ... oğlu ...'...
kızı ... ’ın mirasçısı ve oğlu olduğu belirtilen ... oğlu ... tarafından Av. ... ’a verilen 25.04.1961 tarihli vekaletname bulunduğu, ancak sonrasında 18.12.1986 tarihinde ... ’ın kendisine bozma öncesi 1971/91 Esas sayılı karar tebliği yapıldığı ve dosya içerisinde nüfus kaydının bulunmadığı anlaşılmakla; 25.04.1961 tarihli vekaletnamede yer alan ...’a ilişkin bilgiler de dikkate alınarak ... ’ın nüfus bilgilerinin etraflıca araştırılması, şayet sağ ise kendisine ölü ise tespit edilecek mirasçılarına kararın 7201 sayılı Tebligat Kanunu ile Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde tebliğ edilerek temyiz süresinin beklenmesi; 3. Karar başlığında davalı ... oğlu ... ismiyle yer alan kişinin aslında Ali oğlu ......
İ.. ile tapu malikleri arasındaki Hukuki ilişkiyi gösterir aile nüfus kayıt örnekleri ve veraset ilamları dosya arasına alındıktan, 4) Tapu maliki olarak görünen Penhan İrtürk'ün sağ ise aile nüfus kayıt örneği, ölü ise veraset ilamı dosya arasına alındıktan, 5) Tapu malikleri Nazan, Sümbül, Yakup ve Ahmet'in tapu kaydında soyadları yazılı olmadığından bu kişiler ile davalılar N.. Y.., S.. A.., Y.. İ.. ve A.. İ.. arasındaki bağlantıyı sağlayacak var ise tapuda isim tahsisine ilişkin mahkeme ilamı dosya arasına alındıktan, Sonra, birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 30/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
nun nüfus kaydı getirtilerek sağ mı ölü mü olduğunun tespiti yapıldıktan sonra sağ ise davalıya, ölü ise mirasçılarına gerekçeli kararın yöntemince tebliğ edilerek temyiz süresinin beklenmesinden sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere iadesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 10.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, davacının nüfus kaydında annesi olarak görünen ... ile ...'nün (...) aynı kişi olduğunun tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde, nüfus kaydında anne adının ... olarak geçtiği halde annesi ile arasında bağ kurulmadığını bildirerek, nüfus kayıtlarındaki hataların düzeltilmesi suretiyle, annesi olarak görünen ...'nin ... ve ... kızı ... olduğunun tespitine karar verilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava, nüfus kaydının anne yönünden düzeltilmesi istemine ilişkindir....
dosyada mevcut nüfus kaydında sağ görünüyor ise de ölü olduğundan bahisle hükmün kendisine tebliğ edilemediği dosya içeriğiyle anlaşılmaktadır. İlgiliye ait nüfus kaydı getirtilerek sağ mı, ölü mü olduğunun belirlenmesi, sağ ise aleyhindeki mahkeme hükmünün 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Nizamnamesi uyarınca yöntemine uygun şekilde tebliği, temyiz süresinin beklenilmesi, ölü ise tüm mirasçılarını gösterir nüfus aile kayıt tablosunun ilgili Nüfus Müdürlüğünden getirtilmesi; 2-Davalı... mirasçıları ..,....,....,....,....,...,....,....,’e aleyhlerindeki mahkeme hükmünün tebliğini içeren belgeler dosyada bulunmamaktadır....
Dosya içerisinde bulunan belgeler incelendiğinde, nüfus müdürlüğünden ve zabıta marifetiyle yapılan araştırmada davacının murisi “...” dışında “...” isminde başka kimsenin olup olmadığı sorulmuştur. Oysa ki mahkemece yapılması gereken iş; nüfus müdürlüğünden ve zabıtadan tapuda malik görünen “...” isminde başka kimsenin bulunup bulunmadığını araştırmak olmalıdır. Ayrıca taşınmazın tapulama tutanağı incelendiğinde malik hanesindeki “... oğlu ...” isminin daha sonra “... oğlu ...” olarak değiştirildiği anlaşıldığından mahkemece “... oğlu ...” isminde bir kimsenin olup olmadığı da araştırılarak verilecek cevaba göre; sağ ise kendisini ölü ise mirasçıları dinlenerek mülkiyet iddiaları olup olmadığı sorulmalıdır. Değinilen husus gözardı edilerek eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....
Buna göre mahkemece yapılması gereken iş: 1- Öncelikle; dava konusu taşınmazın tapu kaydı, tapulama tutanakları ve tüm tedavülleri ile birlikte ilgili birimden getirtilerek, dosyadaki belediye yazı ekinde bulunan emlak bildiriminde yazılı adres, vergi kimlik numarası ve cep telefonu numarası da belirtilmek suretiyle, emlak bildiriminde adı geçen T3 adlı kişinin baba adının, varsa T.C. kimlik numarasının ne olduğu, bu arada nüfus yazısı ekinde gönderilen "Mehmet Emin oğlu T3" adlı kişinin emlak bildiriminde adı geçen T3 ile aynı kişi olup olmadığının irdelenmesi, ayrıca bu kişinin; tebliğe yarar adresinin, sağ veya ölü olup olmadığının, ölü ise mirasçılarının kimlik ve adres bilgilerinin yeniden nüfus ve zabıta marifetiyle araştırılması, 2- Bu araştırmalardan sonra; emlak bildiriminde adı geçen T3 adlı kişinin veya ölü ise mirasçılarının açık kimlik ve adres bilgilerinin tespit edilmesi halinde, belirlenen kişiye veya mirasçılarına dava dilekçesi ile yargılama sırasında yapılan tüm işlemler...