Dosya arasında bulunan nüfus kaydına göre davacınınn davadan önce öldüğü anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanunu'nun 28. maddesi hükmüne göre kişilik, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlar ve ölümle sona erer. Ölüm ile kişilik hakları son bulduğundan, ölü kişi tarafından dava açılamayacağı gibi 04.05.1978 gün, 4/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği üzere; ölü kişinin mirasçılarına davayı yöneltmek suretiyle davanın yürütülmesi mümkün bulunmamaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 51. maddesi ve 04.05.1978 tarih ve 4/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı gereğince; davada taraf ehliyeti Medeni Kanuna göre belirlenir ve taraf ehliyetinin birinci ve en önemli koşulu (ön şartı) kişinin sağ olmasıdır. Ölü kimsenin taraf ehliyeti yoktur. Taraf ehliyeti davanın ön şartıdır. Tarafların davada taraf ehliyeti olup olmadığına hakim re’sen bakmak durumundadır....
nun aynı kişi olduğunun tespiti ile nüfus kaydının düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili, dava dilekçesinde, davacının babası hanesinde...T.C. kimlik numarası ve ... ad ve soyadı ile kayıtlı olup evlenerek ... Mahallesi 93. cilde gittiği, evlenerek geldiği hanede ise ... T.C. kimlik numarası ve Melisa Mansuroğlu ad ve soyadı ile kayıtlı olduğunu bildirerek ... ile ...'nun aynı kişi olduğunun, ...'nın nüfus kayıt bilgilerinin ... bilgilerine göre düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece, adı geçenlerin aynı kişi olmadığı, kimlik sistemindeki adresin ...'e ait olup, bu kişinin de halen adresinde yaşadığının tespit edildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden; ... ve ... kızı ...'...
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde, davacının aile nüfus kütüğünde 07.05.1933 ve 20.03.1933 doğum tarihli olmak üzere iki kez kaydedildiğini ileri sürerek mükerrer olan kaydının iptalini istemiştir. Dava niteliği gereği soy bağını ve miras hukukunu ilgilendirdiğinden davacının kayden sağ görünen kardeşleri ve ölü olanların mirasçılarının da davaya yöntemince dahil edilip taraf teşkili sağlandıktan sonra hüküm kurulması gerekirken işin esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 27.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde, davacı aile nüfus kütüğünde .... doğumlu olarak kayıtlı 15.02.1961 doğumlu kardeşi olmadığını ileri sürerek bu kaydın iptalini istemiştir. Dava niteliği gereği miras hukukunu ilgilendirdiğinden, davacı ...'nun kayden sağ görünen kardeşleri ve ölü olanların mirasçılarının da davaya yöntemince dahil edilip taraf teşkili sağlandıktan sonra hüküm kurulması gerekirken işin esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 04.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hal böyle olunca; öncelikle, dava konusu taşınmazların dayanak belgelerdeki verileri ile davacıların miras bırakanına ait bilgilerin karşılaştırılması, iddialar konusunda tanık dinlenmesi, gerektiğinde yeniden keşif yapılarak taşınmazların kime ait olduğu ve kimin tasarruf ettiği, konusunda mahalli bilirkişilerin beyanlarının alınması tapu maliki ile aynı ismi taşıyan kişinin sağ olup olmadığının saptanması sağ ise kendisi ölü ise mirasçıları dinlenerek dava konusu taşınmazlarda hak iddia edip etmediklerinin sorulması ve mülkiyet nakline sebebiyet vermemek bakımından kayıt maliki ile davacıların murisinin aynı kişiler olup olmadığının tereddüde yer bırakmayacak biçimde açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Davalı İdare vekilinin, temyiz itirazları yerindedir....
Nüfus müdürlüğü yazısında, davacının babasının nüfus kayıtlarına ulaşılamadığı bildirilmiştir. Ancak, tapulama tutanağının iktisap sebebi bölümündeki tespitlere paralel olarak nüfus kayıtlarına göre de, muris ...’ın eşinin Iraz (...) ve murisin ölümü yani taşınmazın intikali tarihlerindeki tek çocuğu görünen Ziya’nın da davacının ağabeyi Ziya Sönmez olduğu görülmektedir. Gerek kadastro tutanağının iktisap sebebi bölümündeki taşınmazın intikaline ilişkin tespitler, gerekse keşif mahallinde dinlenen davacı tanığının beyanlarından dava konusu taşınmazın malik hanesinin geçerli bir tapu kaydına dayalı olarak Ölü ... ... mirasçıları adına oluşturulduğu, resmi nüfus kayıtlarından ve bu kayıtlara göre mahkemece verilen veraset belgesinden anlaşılacağı üzere kayıt maliki Ölü ...’ın da davacının babası ve murisi olduğu açıktır....
Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir. 1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir. 3-Taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. 4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır. Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir. Davanın niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir....
ın evli ve ölü olduğu halde babası hanesindeki kayıtta bekar ve sağ olarak gözüktüğünden buradaki kaydının da evli ve ölü olarak düzeltilmesi istemine ilişkin dava salt nüfus müdürlüğü aleyhine açılmışsa da, dava ekonomisi de gözönünde tutularak mükerrer kaydının iptali istenen kişinin mirasçılarının yöntemince davaya dahil edilip taraf teşkili sağlanarak işin esası hakkında hüküm kurulması gerekirken, davanın eksik hasımla açıldığı ve sıfat yokluğu nedeniyle reddi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.11.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVALILAR :1-... 2-... ve Ark. 3-...DAVA TÜRÜ :Nüfus (Ölüm Tespiti) Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm kişinin ölü olduğunun ve ölüm tarihinin tespiti istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 09.02.2012 tarihli 2012/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 18. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 18. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.06.05.2013(Pzt.)...
eşi... ın tüm mirasçılarını gösterir şekilde tam aile nüfus kayıt tablolarının (kapalı kayıt kalmayacak şekilde) getirtilmesi, ayrıca... eşi... hakkında ölüm araştırması bulunması halinde nüfus kaydındaki ölüm araştırması sonuçlandırılarak hukuken ölü veya sağ olduğunun saptanması, bundan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 29.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....