Mahkemenin ilk kararı temyiz edilmediği gerekçesi ile kesinleştirilerek nüfus idaresine gönderilmiş ve bu şekilde kütüğe işlenmiştir. Bu arada Dairemizin bozma kararı doğrultusunda yerel mahkemece eksiklik tamamlanarak 19.12.2007 günü ... ...'ın doğum tarihi önceki gibi düzeltilmiştir. Sözü edilen bu son karar Nüfus İdaresi tarafından yaş düzeltimi istenen hakkında daha önceden Yığılca Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.03.2005 ... ve 2005/34-49 sayılı kararı 22.04.2005 günlü kesinleşme şerhi ile kendilerine gönderildiğini bu hali ile nüfus kütüğüne işlendiğini, aynı anda ikinci bir yaş tashihi yapılamayacağı gerekçesiyle kararın bozulması istenmiştir. Dosya içindekilerin incelenmesinden Yığılca Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen 24.03.2005 ... 2005/34-49 sayılı kararı kesinleşmeden yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir. 22.04.2005 günlü kesinleşme şerhi yok hükmündedir....
Kayıt maliki olduğu iddia edilen ... ... nüfus kaydına göre ... ve ... kızı 1926 doğumlu olup 1995 yılında vefat etmiştir. Kayıt maliki görülen ... kızı ... ... tespit bilirkişilerinin beyanına göre 1935 doğumludur. Nüfus Müdürlüğünden kayıt malikinin kimlik bilgileri ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulması gerekirken, nüfus ve zabıta araştırması, kayıt maliki olduğu iddia edilen kişinin kimlik bilgilerine göre yapılmıştır. Davacı dava dilekçesinde, ... ... (...) adında bir başka kişinin de bulunduğu şeklinde beyanıda nazara alındığında mahkemece yapılan araştırma ve soruşturma hüküm kurmaya yeterli değildir....
Zira, mahkemece nüfus müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı hususu tam olarak araştırılmamıştır. Zira, Şanlıurfa Valiliği Merkez İlçe Nüfus Müdürlüğünün 27.07.2009 gün 11386 sayılı cevabi yazısı “... Ay” isimli şahsa ait olup dosyamızla ilgisi yoktur. Diğer yandan, mahkemece dinlenen tanıklar kayıt malikinin baba adının “...” olduğunu söylemişlerdir. Yani, kayıt maliki ile kimlik bilgileri düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu hususundaki tereddütler tam olarak giderilememiştir. Mahkemece yapılması gereken; nüfus müdürlüğünden kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığını yeniden araştırmak, tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişilerini de taşınmaz başında dinleyerek keşif yapmak olmalıdır. Eksik araştırma ve inceleme sonucu verilen karar bu nedenle bozulmalıdır....
Tapu Sicil Müdürlüğüne yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir. 1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir. 3-Cumhuriyet Savcılığı aracılığıyla, taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. 4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır....
Koçer'in 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 20. maddesine göre Bakanlar Kurulu kararı ile Türk vatandaşlığından çıkmasına izin verildiği ve çıkma belgesini teslim aldığı 29.07.2003 tarihinde Türk vatandaşlığını kaybettiği, nüfus kaydının kapalı kayıt haline dönüştüğü anlaşılmaktadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 14. maddesinde; Türk vatandaşlığının her ne suretle olursa olsun kaybedilmesi halinde, kaybeden kimsenin kaydının kapalı kayıt haline geleceği ve bu şekildeki bir kaydın üzerinde işlem yapılamayacağı öngörülmüştür....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nüfus Kaydının İptali - Yaş Tashihi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm nüfus kaydının düzeltilmesi ve yaş tashihi talebine ilişkindir. Yargıtay 18. Hukuk Dairesi'nin 15.06.2010 tarihli ilamı ile de bozma kararı verilmiştir. Temyiz inceleme görevi 18. Hukuk Dairesi'ne ait olmakla birlikte, bu daire tarafından dosya Dairemize gönderilmekle temyiz incelemesinde görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 07.11.2012 (Çrş.)...
Nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa, gerçek durum her türlü kanıtla ispat edilebilir.” hükümlerini içermektedir. Bazı kötü uygulamaları önlemek amacı ile özel bir düzenleme getirilmiş ve belli sigorta kollarında, hangi doğum tarihinin esas alınacağını açıkça belirlenmiştir. 5....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Davacı tarafından, davalı aleyhine 21.07.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında isim tashihi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09.06.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı Av...., 20.07.2010 havale tarihli dava dilekçesinde, 607 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında "... kızı ..." şeklinde yer alan kayda soyisim ilavesi suretiyle tapu kaydının nüfus kayıtlarına uygun biçimde "... kızı ... ..." olarak düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmü davalı ... vekili temyiz etmiştir. Tapuda kayıt düzeltilmesi davasını, tapu maliki ile mirasçıları açabilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU KAYIT TASHİHİ Yanlar arasında görülen tapu kayıt tashihi davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, tapu kayıtlarında hatalı yazılan doğum tarihinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişmeye konu 111 ada 42 parsel sayılı taşınmazın 17.01.2006 tarihinde tesis kadastrosuna istinaden ... oğlu ... adına kayıtlı olduğu görülmektedir. Davacı, anılan taşınmazın kendisine ait olduğunu, ancak 1974 yılında doğduğu halde kadastro tespiti sırasında doğum tarihinin yanlışlıkla 1960 olarak yazıldığını ileri sürerek tapu kayıtlarında doğum tarihinin nüfus kaydına uygun olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı T31 istinaf dilekçesinde özetle, taşınmazların murisleri İsmail oğlu T66 ve İsmail oğlu T33 adına kayıtlı olduğunu, mahkemenin davayı tapuda isim tashihi davası olarak gördüğü, buna göre tapudaki ismin nüfus kaydındaki isme aykırı olması halinde kayıttaki ismin nüfus kaydına göre düzeltilmesi gerektiğini, oysa dava konusu olayda tapu ve nüfus kayıtlarındaki isimlerin aynı olduklarını, bir aykırılık bulunmadığını, mahkemece hatalı bir değerlendirme yapıldığı ileri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür....