"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 09.05.2008 gününde verilen dilekçe ile tapuda kayıt tashihi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04.11.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı idare vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, murisinin isminin "." olmasına rağmen tapuda yanlışlıkla "." olarak yazıldığını ileri sürerek tapu kayıtlarının nüfus kaydına uygun olarak düzeltilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı idare vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Davacının murisi "."...
'nin gerçekte kendisinden olmadığını, evliliklerinden önce doğduğunu, bunu bilerek nüfusa babasıymış gibi üzerine kayıt edildiğini bildirerek, davacının nüfusundaki kaydın iptaline karar verilmesini istemiştir. Dava soybağının düzeltilmesine ilişkin olup, Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen ve bu niteliğiyle yalnız hatalı yazılan nüfus kaydının iptali mahiyetinde olmayan davanın Aile Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Mersin 3. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 31.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DAVA TÜRÜ :Nüfusta Ana Adı Tashihi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Davacı ve davalıların vukuatlı nüfus kayıt örneklerinin eklenerek gönderilmesi, 2-Nüfus Müdürlüğüne karar ve temyiz dilekçesinin tebliğ edilmesi, 3-Davalı ... dışında diğer davalıların temyiz dilekçesi tebliğ edilmemiştir.Diğer davalılara da temyiz dilekçesinin usulüne uygun tebliğ edilmesi, 4-Davalı ...'na karar ve temyiz dilekçesi Tebligat Kanununun 21. maddesine göre yapılmış haber verilen komşunun adı soyadı ve imzası alınmamıştır....
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; ... oğlu 25.01.1960 ... doğumlu ...'nın 23.03.1969 tarihinde işe girdiğini gösterir işe giriş bildirgesinin bulunduğu, Aile Nüfus Kayıt tablosuna göre ... ve ... oğlu 25.01.1960 doğumlu ...'nın, 19.02.1968 tarihinde işlediği müessir fiil suçu nedeniyle ... C.Başsavcılığı'nca 04.04.1969 tarihinde kamu davası olarak yaş tashihi davası açıldığı, ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 27.04.1970 tarih 1969/141 Esas ve 1970/144Karar sayılı kararı ile ...'nın 25.01.1960 olan doğum tarihinin 25.01.1954 olarak düzeltildiği görülmektedir. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunun 120/2 maddesi, (... Yasanının 66. maddesi) bazı kötü uygulamaları önlemek amacı ile özel bir düzenleme getirmiş ve belli sigorta kollarında, hangi doğum tarihinin esas alınacağını açıkça belirlemiştir....
ye ait nüfus bilgilerinin nerede tespit ettirilerek bu yerden adı geçenin anne, baba ve kardeşlerinin nüfus kayıt örnekleri istenmeli, sözü edilen bu iki kayıt birlikte düşünülmeli, kuşku halinde taşınmaz başında keşif yapılarak hem davacıların varsa bu kişiden gelen miras haklarına kolay kavuşacakları düzeltme yolu ile kabul edilmeli, yok ise mülkiyet nakline neden olunamayacağından ...'ye ilişkin düzeltme isteminin reddine bundan sonra karar verilmelidir. Karar açıklanan bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 10.06.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan “doğru olmayan kayıtlar”, ilgilileri veya Cumhuriyet Savcısı tarafından açılacak olan “kayıt düzeltme davası” ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır. Önemle vurgulanmalıdır ki; zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2-87/77). Şu durumda; nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davada resmi kayıt ve belgelere başvurulabileceği gibi, tanık da dinlenebilecektir, Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının “gerçek durumu” yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiğinden söz edilmesi gereklidir. (HGK 30.01.2008 gün 2008/2-36-47 sayılı kararından) Somut olayda; davacının iddiası, davalılar ... (...) ve ... Nüfus İdaresine yanlış beyanda bulunarak ...'in davalı ... (...) adına tescil edildiğine ilişkindir....
DAVA TÜRÜ :Nüfus Kayıt Tashihi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılabilmesi için, duruşma isteyenin tebligat giderlerini eksiksiz olarak istek sırasında vermesi gerekir. Aksi halde istek dikkate alınmaz. Açıklanan biçimde ödenen gideri yerel mahkeme dosya ile birlikte Yargıtay’a göndermek zorundadır (HUMK.m.438/1, Yazı İşleri Yönetmeliği 53/6, Yargıtay İç Yönetmeliği 96/g, 102 ). Temyiz edenin murafaa giderini ödediği * 1.8.2006 tarihli temyiz dilekçesine yazılı açıklama ve 6.9.2006 tarihli dosya gönderme formundan anlaşılmakta ise de bu giderlerin Yargıtay’a gönderilmediği Yargıtay kaleminde düzenlenen ve bir örneği dosya arasına konulan tutanakla sabittir....
Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir. 1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir. 3-Taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. 4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır. Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir....
Nüfus Müdürlüğünden alınan yazı cevabı ekinde 1905 doğumlu ... ... ve 1934 doğumlu ... ...'a ait nüfus kayıt örnekleri gönderilmekle, tapu kayıt maliki ile aynı adlı kişinin nüfusta kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece mülkiyet nakline sebep olunmaması için Nüfus Müdürlüğünden, davacının murisi ...'un annesi ...'ye ait ana baba ve kardeşlerini gösterir nüfus aile kayıt tablosu getirtilerek tapunun oluşumuna esas tapulama komisyon kararıyla bağlantı oluşturacak şekilde inceleme yapılmalı, ayrıca davacının murisi ile aynı adlı kişinin nüfusta kayıtlı olduğu bildirilmekle, sağ ise 1934 doğumlu ..., ölmüş ise mirasçıları çağrılarak dava konusu taşınmazda mülkiyet hakkı iddiaları olup olmadığı sorularak sonuca gidilmelidir. Tüm bu araştırmalara rağmen kesin bir kanaat oluşmadığı takdirde taşınmaz başında keşif yapılarak tapu ve nüfus bilgileri arasında paralellik sağlanmaya çalışılmalıdır....
Bu tür davalarda amaç tapu kaydında yazılı malike ait kimlik bilgilerinin nüfus kayıt bilgilerine uygun hale getirilmesidir. Hal böyle olunca muris ... kızı ... ...'ın evlendikten sonra soyisminin nüfusta "... kızı ... ..." olarak kayıtlı olup, evlilik öncesi "..." soyisminin son nüfus kaydında bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle nüfus kaydında yer almayan evlilik öncesi "..." soyisminin eklenmesi suretiyle düzeltme yapılması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiş ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK'nun 438/VII maddesi gereğince hükmün düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur....