Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, ... ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir. Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; davacının murisinin baba adının dosya içerisindeki nüfus müdürlüğünce düzenlenen 12.05.2011 tarihli nüfus kaydında ...", elektronik ortamda mernis sisteminden alınan 05.12.2011 tarihli nüfus kaydında ise ..." olarak farklı şekillerde yazılı olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, bu çelişki giderilmeden davanın sonuçlandırılması doğru değildir. Bu nedenle, her iki kayıt nüfus müdürlüğüne yazılacak yazı ekinde gönderilerek hangi kaydın doğru olduğu tespit edildikten sonra bu kayda göre düzeltme yapılmalıdır. Ayrıca; davacı, murisi olan ... malikinin sadece ... kaydındaki baba adı ve adının düzeltilmesini istemiş ve mahkemece de bu şekilde düzeltme yapıldığı görülmüştür. ......

    Örneğin kocanın eşi dışında bir başka kadın tarafından doğrulan çocuğu, eşinden doğmuş gibi nüfus kütüğüne kaydettirmesi ya da evliliğin sona ermesinden üçyüz gün geçtikten sonra doğan çocuğun üçyüz günlük süre içinde doğmuş gibi nüfusa kaydettirilmesi hallerinde durum böyledir. Nüfus kayıt düzeltmesi davalarına gelince: Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi, “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davalarının konusunu oluşturur. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi” dir (Nüfus Yönetmeliği m.143). 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 35. maddesine göre, kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak, olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar, nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir....

      in aile nüfus kayıt örneği incelendiğinde davalının, nüfusa kayıtlı olduğu yerin ... Köyü olduğu yerleşim yeri adresinin "... olduğu, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasası’nın 36/1-a maddesi gereğince nüfus kayıt düzeltme davalarının yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki Asliye Hukuk Mahkemelerinde açılması gerektiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Küçükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesince ise, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, yargılama için gerekli araştırmaların yapılacağı, düzeltilmesi istenen kaydın yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılması gerektiği, somut olayda ... TC kimlik numaralı mükerrer kayıt olduğu iddiası ile iptali istenen kaydın yerleşim yeri adresinin...olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ./.. Somut olayda, ...T.C. no'lu ...(...) ile ... T.C. nolu ...'...

        nin doğum tarihlerinin düzeltilmesi istenilmiş; mahkemece, kapalı kayıtlar üzerinde düzeltme yapılamayacağı ve hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddine dair verilen karar davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi kapsamında nüfus kayıt (yaş düzeltimi) düzeltme istemine ilişkindir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinin 1/a bendine göre nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılması gerekir. Bu yer mahkemesinin yetkisi itiraza tabi olmayıp kamu düzenine ilişkin kesin yetkidir. Dolayısıyla itiraz olup olmadığına bakılmaksızın bu husus mahkemece resen gözetilir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 7/g maddesine göre; kişilerin yerleşim yeri adreslerinin nüfus aile kütüklerinde bulunması zorunludur....

          Örneğin kocanın eşi dışında bir başka kadın tarafından doğrulan çocuğu, eşinden doğmuş gibi nüfus kütüğüne kaydettirmesi ya da evliliğin sona ermesinden üçyüz gün geçtikten sonra doğan çocuğun üçyüz günlük süre içinde doğmuş gibi nüfusa kaydettirilmesi hallerinde durum böyledir. Nüfus kayıt düzeltmesi davalarına gelince: Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi, “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davalarının konusunu oluşturur. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi” dir (Nüfus Yönetmeliği m.143). 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 35. maddesine göre, kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak, olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar, nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir....

            Yukarıda da açıklandığı gibi tapu kaydında isim düzeltme davalarında öncelikle mülkiyet nakline sebebiyet vermemek ve kayıtların doğru tutulmasını sağlamak gerekmektedir. Kayıt maliki olduğu ileri sürülen ...'un ikinci kez evlenerek ... soyadını aldığı belirtilmekte ise de ... soyadını taşıdığı nüfus kaydı mevcut değildir. Mahkemece kayıt maliki ...'nın ... soyadını taşıdığına dair resmi kayıtlar temin edilmeden dosya içerisinde mevcut nüfus kaydının aksine kayıt oluşturacak şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, 03.03.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı Efeler Nüfus müdürü tarafından istinaf edilmiştir. 5490 sayılı yasanın 36.maddesi,"(1) Mahkeme kararı ile yapılan kayıt düzeltmelerinde aşağıdaki usullere uyulur: a) Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılır. Kayıt düzeltme davaları nüfus müdürü veya görevlendireceği nüfus memuru huzuru ile görülür ve karara bağlanır..." şeklinde düzenlenmiştir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1- a maddesi gereğince, kayıt düzeltme davaları nüfus müdürü veya görevlendireceği nüfus memuru huzuru ile görülür. İlk derece mahkemesince kamu düzeni ile ilgili olan emredici düzenleme göz önünde bulundurulmaksızın, nüfus müdürü veya temsilcisinin yokluğunda duruşma yapılıp karar verilmesi doğru olmamıştır....

              şeklinde düzeltme yapılmasını talep etmiştir. Mahkemece, dava konusu taşınmazın maliki olduğunu kanıtlayamadığından bahisle dava reddolunmuş, hükmü davacı temyiz etmiştir. Kaydında düzeltme talep edilen taşınmazın kadastro tutanağı içeriğinde......’nun 1972 yılında ölümü ile karısı ... kızı ... ve evlatları ..., ....ve ...’yu terk ettiği belirtilerek bu kişiler adına verasette iştiraken tespit ve tescillerinin yapıldığının bildirilmesi ve dosyada davalı olarak gösterilen tapu kayıt maliklerinden ...’nun duruşmada davacının annesi olduğunu ve babası İbrahim’in vefatı ile başkası ile evlendiği için soyadı farklı olduğunu belirtmesine rağmen tapu kayıt maliki olarak gözüken ..., ..... ve ...’nun anne baba ve kardeşleri gösterir nüfus kayıt örnekleri getirtilip, davacının nüfus kaydı ve tapulama tutanağı içerisindeki açıklamalar arasında irtibatı sağlayacak inceleme ve araştırma yapılmadan davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

                Tapu Sicil Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır....

                  Kaydında düzeltme talep edilen taşınmazın kadastro tutanak içeriğinde .” isimli kişinin oğulları “. ve .”e bu yeri hibe etmesi nedeni ile taşınmasın . oğlu ... ve . adına tespit tescillerinin yapıldığının bildirilmesi ve dosya içerisinde bulunan nüfus kayıt örneklerine göre . oğlu. ve . isimli kişilerin bulunmadığının görülmesi ve davacının “.” isimli kişinin dedesi olduğunu, nüfus kayıt örnekleri celp edilen .” soy isimli kişilerin .’un resmi evliliğinden olan çocukları olduğu ve murisi babası ...’nin annesi . ve babası . arasında resmi evlilik bulunmadığından anne hanesine yazılması sebebi ile soyadlarının nüfus kayıtlarında .” olarak yazıldığının iddia edilmesine rağmen, davacıların nüfus kayıtları ile tapulama tutanağı içerisindeki açıklamalar arasında irtibatı sağlayacak incelme ve araştırma yapılmadan davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu