Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, nüfus kaydının düzeltilmesi talebine ilişkindir. Mahkemece, ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine dava açma yetkisi olan Cumhuriyet Savcılığı tarafından gerekli yasal koşullar oluşmadan ve usule aykırı olarak bu davanın kendiliğinden açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu (NHK) m. 36/1-a “Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılır. Kayıt düzeltme davaları nüfus müdürü veya görevlendireceği nüfus memuru huzuru ile görülür ve karara bağlanır.” şeklindedir. Nüfus kayıtları kamu düzenine ilişkin olup, kayıtların doğru ve gerçeği yansıtmalarında kamu yararı bulunmaktadır....

    Kayıt düzeltme davaları nüfus müdürü veya görevlendirileceği nüfus memuru huzuru ile görülür ve karara bağlanır." hükmü yer almaktadır. Bu maddeden anlaşıldığı gibi;nüfus kayıt düzeltme davaları nüfus müdürü veya görevlendirileceği nüfus memuru huzuru ile görülür ve karara bağlanacağı belirtilmiş olup nüfus müdürlüğünün temsilcisinin duruşmalarda bulunması bu maddeye göre zorunlu olup yokluğunda duruşma yapılmayacağı halde ilk derece mahkemesi tarafından Somut olayda, söz konusu ilkeler dikkate alınmadan nüfus müdürlüğünün temsilcisinin duruşmalara katılımı sağlanmadığı son duruşmada katılımı sağlanılarak sonuca gidildiği anlaşılmaktadır. Ayrıca nüfus müdürlüğüne duruşma gün ve saatini bildiren davetiye çıkartılırken, davetiyenin üzerine 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri kanunun 36/1- a maddesine göre, nüfus kayıt düzeltme davaları nüfus müdürü veya görevlendirileceği nüfus memuru huzuru ile görülür ve karara bağlanacağından duruşmaya katılmasının zorunlu olduğuna, dair şerh yazılır....

    Tescil işlemi yapıldığı sırada davalı Fevziye'nin davacının kendi çocuğu olmadığını bildiğini beyan ettiği de görülmekle, gerçeğe aykırı beyanıyla oluşturulan nüfus kaydının iptaline ilişkin talebin nüfus kayıt düzeltme davası olarak nitelendirilmesi gerekmektedir. Nüfus kayıt düzeltme davaları asliye hukuk mahkemesi görev alanında kalmaktadır. (emsal için bknz. Yargıtay 2.H.D. 2022/3347E. 2022/4272 K. Sayılı ilamı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2020/8- 269 E. 2021/228 K. Sayılı ilamı) Hâl böyle olunca; Kars 2 AHM tarafından davanın nüfus kayıt düzeltim davası olarak kabul edilerek işin esasına girilmesi, Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinde yer verilen kayıt düzeltme davalarının, nüfus müdürü veya görevlendireceği nüfus memuru huzuru ile görülüp karara bağlanması hükmü gereği davaya nüfus müdürlüğünün de katılımı sağlanarak tarafların gösterecekleri deliller toplandıktan sonra hasıl olacak netice dahilinde karar verilmelidir....

    nın çocuğu olarak gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kaydının iptali ile gerçek annesinin ..., gerçek babasının da ... olduğunun tespiti ve buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler dikkate alındığında....'nın gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan Leman ve Şemsettin hanesindeki nüfus kaydının iptali ile gerçek annesi... nüfus kaydına ilişkin ilk talebi nüfus kayıt düzeltme davası olup asliye hukuk mahkemesinin ...'...

      nin nüfus kayıtlarının düzeltilmesini istemiş ise de, nüfus kayıt düzeltme davalarının diğer kayıt düzeltme davaları gibi kamu düzeni ile yakından ilgili bulunduğu; çoğun içinde az da vardır ilkesinden hareketle, düzeltme davası içinde tespit isteminin de bulunduğu dikkate alınıp, hakimin doğru sicili oluşturmak zorunda bulunduğu gözetilerek taraf delilleri toplanarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi yerine davanın reddi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Davacının temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle, yerel mahkeme hükmünün, 6100 sayılı HMKnun Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMKnun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMKun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 26.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        un annesi ile dayı ve teyzelerini gösterir nüfus aile kayıt tablosu, ... ... .... ... Köyünde ... (yada ...) ile (muhtemel) ... oğlu 1311 doğumlu ...ile kardeşi ....'ın eş ve kendi kardeşlerini gösterir nüfus aile kayıt tabloları, ... ... .... ... Köyünde ... ve (...) ... kızı 1325 doğumlu....'ın anne baba ve babasının kardeşlerini gösterir nüfus aile kayıt tabloları 343 parselin tutanak ekindeki satış vaadi sözleşmesinde isimleri bulunan;... ... ... ... Köyü 42 hanede kayıtlı... ve ... oğlu 1319 doğumlu ... ile aynı yerde kayıtlı ... ve... kızı 1928 doğumlu...r'in nüfus aile kayıt tabloları ile...r'in annes...'nin kardeşlerini gösterir nüfus aile kayıt tablosu, ... ... ... .... Köyü 41 hanede kayıtlı ... ve ... oğlu 1929 doğumlu... (yada ...)'nün anne ve babasının nüfus kayıtları, ... ... .... Köyü Cilt:6 Sayfa: 151'de kayıtlı .. ve ... oğlu 1322 doğumlu....'ın anne ve babasının nüfus kayıtları, ... ... .......

          Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler ile UYAP kayıtlarına göre nüfus kayıt düzeltme davasının ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.01.2016 tarihli ve 2018/182-2019/78 sayılı dosyası üzerinden karar verildiği, temyiz üzerine dosyanın Yargıtay'a gönderildiği ve temyiz incelemesi için tevziiye hazır olduğu yani dosyanın derdest olduğu tespit edilmiştir. Somut olay yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda değerlendirildiğinde; bozma ilamında açıkça kayden baba Resul yönünden kayıt düzeltme davasının sonucu beklenerek babalık davası hakkında karar verilmesi gereğine işaret edilmesine rağmen mahkemece, uyulan bozma ilamı gereği kayden baba Resul ile davacı arasındaki nüfus kayıtlarındaki geçerli olan bağ ortadan kaldırılıp, kararın kesinleşmesi beklenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken mevcut bağın ortadan kaldırılmasına yönelik nüfus kayıt düzeltme davasının kesinleşmesi beklenmeksizin karar verilmesi doğru görülmemiştir....

            Tapu Sicil Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır....

              Mahkemece davanın kayıt tashihi davası olarak nitelendirilip asliye hukuk mahkemesinde bakılması gerektiğinden görev yönünden reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 33. maddesi uyarınca olayları açıklamak taraflara hukuki niteleme hakime aittir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36.maddesinde; "Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılır. Kayıt düzeltme davaları (..) nüfus müdürü veya görevlendireceği nüfus memuru huzuru ile görülür ve karara bağlanır." 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 301.maddesinde; "Çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesini ana ve çocuk isteyebilirler. Dava babaya, baba ölmüşse mirasçılarına karşı açılır....

                İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet Savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2-87/77 sayılı kararı). Soybağının reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Soybağının reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir. Ancak bu doğru daha sonra soybağının reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür....

                  UYAP Entegrasyonu