Bu sebeple davacının talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olmadığından 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamında nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak ele alınması mümkün değildir. Doğum yerine ilişkin kayıtların ancak bir hata varsa düzeltilmesi mümkün olup, sırf haklı sebeple değiştirilmesine dair yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. Her ne kadar 0 8.05.2020 tarih ve 2505 sayılı olup, 9 Mayıs 2020 tarihinde Resmi Gazetede ilan edilen Nüfus Hizmetleri Uygulama Yönetmeliğinde yurt dışında doğanların doğum yerinin ülke ismi ile birlikte yazılması gerektiğine ilişkin bir düzenleme getirilmemiş ise de, yukarıda izah edildiği üzere, nüfus kütükleri resmi sicillerdir ve belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluştururlar....
Dosyada mevcut nüfus kayıt örneğinden, İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nün 25/9/1997 tarih 97/10015 sayılı yazısına istinaden davacının Türk vatandaşlığından çıkmasına izin verilerek, kaydının kapatıldığı anlaşılmaktadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 14. maddesinde; “ “Nüfus kaydının kapatılması; ölüm, gaiplik, Türk vatandaşlığının kaybı, evlenme, boşanma, evlat edinilme, soybağının düzeltilmesi veya reddi gibi olaylar nedeniyle bir kaydın üzerinde işlem yapılamaz hale getirilmesidir. Kaydın kapatılmasına ilişkin sebep ortadan kalktığında veya kaydın yeniden açılmasını gerektirecek yeni bir sepep ortaya çıktığında kayıt yeniden açılır. Kaydın açılmasından sonra kişisel durumda meydana gelmiş olan olaylar kişinin kaydına işlenir.” ” hükmü yer almaktadır....
Nüfustaki anne kaydının gerçeği yansıtmadığı, nüfusta anne olarak görünen davacının gerçekte anne olmadığı ve bu nedenle nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istemiyle açılacak davalar, “gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davasından ibaret olduğundan “soybağı davası” niteliği bulunmamaktadır. Nüfus kayıt düzeltim davalarının nüfus idaresi yanında verilecek karardan hukuku etkilenecek kişilerin davada taraf gösterilmesi suretiyle taraf teşkilinin sağlanması dava şartlarındandır. Dava, hatalı şekilde tescil edilen davacıların murisinin anne kaydının baştan itibaren hatalı olmasına dayalı kayıt düzeltilmesi istemine ilişkin olduğuna göre ve genetik babanın tespitine dair bir talep bulunmadığına göre talebin soybağı tespiti ile ilgisi bulunmamaktadır....
A.C.Budak İstanbul Barosu Dergisi, Cilt:85, Sayı:5, Yıl: 2011,sh:33-36) 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahısların yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır. Davacılar tarafından açılan davada, hem ismin değiştirilmesi hemde mükerrer kaydın iptaline istemine ilişkindir.İsmin değiştirilmesi davası , davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun yürürlüğünden sonra açılmasına göre Sulh Hukuk Mahkemesinin görevi kapsamında ise de ,davacıların mükerrer kaydın iptali talebinin de bulunması ,bu talebin hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin bulunduğu anlaşılmakla 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi gereğince davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
Dava, davacının evlenme ile kapatılan bekarlık hanesindeki soyadının düzeltilmesi istemine ilişkindir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 14. maddesinde; “(1) Nüfus kaydının kapatılması; ölüm, gaiplik, Türk vatandaşlığının kaybı, evlenme, boşanma, evlât edinilme, soybağının düzeltilmesi veya reddi gibi olaylar nedeniyle bir kaydın üzerinde işlem yapılamaz hale getirilmesidir. (2) Kaydın kapatılmasına ilişkin sebep ortadan kalktığında veya kaydın yeniden açılmasını gerektirecek yeni bir sebep ortaya çıktığında kayıt yeniden açılır. Kaydın açılmasından sonra kişisel durumda meydana gelmiş olan olaylar kişinin kaydına işlenir.” hükmü düzenlenmiştir....
Bu duruma göre bir kimsenin nüfus kütüğüne birden fazla kaydedilmesi mümkün bulunmadığından, mükerrer olan kaydın iptaline karar verilmelidir. Kamu düzenini ilgilendiren böyle bir davada kayıtlardan hangisinin iptal edileceğine davacının tercih ve istemine bakılmaksızın mahkemece karar verilmelidir. Somut olayda davacının ... ... adındaki çocuğunun kaydının aslında ... ...'a ait olduğunu ileri sürerek iptalini istemiş olması mahkemeyi bağlamayacak, koşulları gerçekleştiğinde diğer kaydın (... ...'ın kaydının) silinmesi yolunda da hüküm kurulabilecektir. Dava konusu edilen ve aynı kişiye ilişkin bulunan 2 kayıttan ilki hastanede tutulan doğum kağıdına dayanılarak nüfusa tescil edilmiş olup, hastane kayıtlarına göre -sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmış olmadıkça- yapılan tescil işlemi iptal edilemeyecektir. Ancak, olayımızda ilk kayıt içeriğindeki bilgiler hastane kayıtları ile uyum arzetmektedir. ...'...
Aynı Kanunun 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddeleri uyarınca, kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiç bir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz, ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir. Kayıt düzeltilmesi, aile kütüğüne işlenmiş kaydın bir kısmının düzeltilmesi veya değiştirilmesidir. Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur....
Kabule göre de; 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 14. maddesinde; "(1) Nüfus kaydının kapatılması; ölüm, gaiplik, Türk vatandaşlığının kaybı, evlenme, boşanma, evlât edinilme, soybağının düzeltilmesi veya reddi gibi olaylar nedeniyle bir kaydın üzerinde işlem yapılamaz hale getirilmesidir. (2) Kaydın kapatılmasına ilişkin sebep ortadan kalktığında veya kaydın yeniden açılmasını gerektirecek yeni bir sebep ortaya çıktığında kayıt yeniden açılır. Kaydın açılmasından sonra kişisel durumda meydana gelmiş olan olaylar kişinin kaydına işlenir." hükmü düzenlenmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının annesi olduğunu iddia ettiği T11'nun 18/08/1994 tarihinde vefat etmesi üzerine nüfus kayıtlarının kapatıldığı anlaşılmaktadır....
Bulut isimli şahısla evlenmesine rağmen baba hanesindeki nüfus kaydında soyadının boşandığı eşinin soyadı olan Özesen olarak geçtiğini belirterek, sözkonusu kaydın hali hazırda evli olduğu kocasının soyadı olan Bulut olarak değiştirilmesini talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun "Kaydın kapatılması ve yeniden açılması" kenar başlığını taşıyan 14.maddesinde yer alan hükme göre nüfus kaydının kapatılması; ölüm, gaiplik, Türk vatandaşlığının kaybı, evlenme, boşanma, evlat edinilme, soybağının düzeltilmesi veya reddi gibi olaylar nedeniyle bir kaydın üzerinde işlem yapılamaz hale getirilmesidir. Kaydın kapatılmasına ilişkin sebep ortadan kalktığında veya kaydın yeniden açılmasını gerektirecek yeni bir sebep ortaya çıktığında kayıt yeniden açılır ve kaydın açılmasından sonra kişisel durumda meydana gelmiş olan olaylar kişinin kaydına işlenir....
e ait mükerrer nüfus kaydının bulunduğunu ileri sürerek, nüfus kayıtlarının gerçeğe uygun olarak düzeltilmesini talep ve dava etmiş; Mahkemece, davacı tarafça ileri sürülen iddiaların ispatlanamadığı ve kapalı nüfus kayıtları üzerinde işlem yapılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 1. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 14. maddesinde; “(1) Nüfus kaydının kapatılması; ölüm, gaiplik, Türk vatandaşlığının kaybı, evlenme, boşanma, evlât edinilme, soybağının düzeltilmesi veya reddi gibi olaylar nedeniyle bir kaydın üzerinde işlem yapılamaz hale getirilmesidir. (2) Kaydın kapatılmasına ilişkin sebep ortadan kalktığında veya kaydın yeniden açılmasını gerektirecek yeni bir sebep ortaya çıktığında kayıt yeniden açılır. Kaydın açılmasından sonra kişisel durumda meydana gelmiş olan olaylar kişinin kaydına işlenir.” hükmü düzenlenmiştir....