Aynı Kanun'un 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddesi uyarınca ''Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir.'' Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi ile “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” anlaşılır. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi”dir....
Diğer taraftan davacılar vekilinin, haklı sebep ile isim değiştirilmesi ile hatalı nüfus kaydının düzeltilmesi olmak üzere iki ayrı konuda talepte bulunduğu anlaşılmaktadır. Adın değiştirilmesi davasında davacı taraf, örfi yahut çevresel nitelikteki sebep veya sebeplere dayanıp, kendisini haklı gösterecek olguları ispat ederek, nüfus sicilinde değişiklik yapılmasını talep etmekte olup, esasen bu tür davalarda davacı ile hasım gösterilen Nüfus Müdürlüğü ile arasında gerçek bir uyuşmazlık olmayıp, nüfus müdürlüğü davada sadece yasal hasım olarak yer almaktadır. Nüfus Müdürlüğü, bu davada taraf değil, sadece ilgilidir. İlgililerin uzlaşması halinde çekişmenin ortadan kalktığından söz edilemez veya bu davalarda ilgili tarafın davayı kabulü sonuç doğurmaz. Taraflar arasında bu anlamda gerçek bir çekişmenin varlığı da söz konusu değildir....
Öncelikle; 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunuun 36.maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinin birinci cümlesinin (Aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davası ancak bir kere açılabilir) Anayasaya aykırılığı sebebi ile Anayasa Mahkemesinin 30.03.2012 gün 2011/34- 2012/48 sayılı kararı ile iptal edilip kararın 6 Ekim 2012 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlandığı anlaşıldığından; ayrıca Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarında da belirtildiği üzere, nüfus kaydının düzeltilmesi davaları 6100 sayılı HMK'nun 382 ve devamı maddelerine göre çekişmesiz yargı işlerinden olduğundan, aynı kanunun 388. maddesi hükmüne göre çekişmesiz yargı kararları maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyip, aksi sabit oluncaya kadar geçerli olduğundan davacı tarafından eldeki davanın açılabileceği sabittir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Nüfusta anneliğin tespiti ve nüfus kaydının bu haliyle düzeltilmesi istemine ilişkin olarak açılan davada Muğla 1. Asliye Hukuk ile Karabük Aile, Karabük 1. Asliye Hukuk, Muğla Aile Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik - görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, nüfusta anneliğin tespiti ve nüfus kaydının bu haliyle düzeltilmesi istemine ilişkindir....
Dava nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. 1. Nüfus Hizmetleri Yasası'nın 36. maddesi hükmüne göre, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine (ad ve soyadı değişikliği davaları dahil) ilişkin davalarda nüfus müdürü veya memurunun bulunması ve kararın onların önünde verilmesi zorunludur. Mahkemenin oluşumuna ilişkin bu yasa hükmü dikkate alınmadan nüfus idaresi temsilcisinin yokluğunda yargılama yapılarak karar verilmesi, 2. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında, kaydın düzeltilmesi durumunda hukukları etkilenecek kişilerin davada taraf olarak bulunmaları esastır. Bu bağlamda davanın kabulü halinde davacının babası olacak ...'ın tüm mirasçılarının davaya usulen katılımının sağlanması gerektiğinin dikkate alınmaması, 3....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, nüfus kaydının düzeltilmesi isteğine ilişkindir....
nun aynı kişi olduğunun tespiti ile nüfus kaydının düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili, dava dilekçesinde, davacının babası hanesinde...T.C. kimlik numarası ve ... ad ve soyadı ile kayıtlı olup evlenerek ... Mahallesi 93. cilde gittiği, evlenerek geldiği hanede ise ... T.C. kimlik numarası ve Melisa Mansuroğlu ad ve soyadı ile kayıtlı olduğunu bildirerek ... ile ...'nun aynı kişi olduğunun, ...'nın nüfus kayıt bilgilerinin ... bilgilerine göre düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece, adı geçenlerin aynı kişi olmadığı, kimlik sistemindeki adresin ...'e ait olup, bu kişinin de halen adresinde yaşadığının tespit edildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden; ... ve ... kızı ...'...
Maddesi ile 5490 sayılı kanuna eklenen Göçmenlerin Doğum Yeri Ve Tarihinin Düzeltilmesi başlıklı Geçici 9.maddesi gereğince davacının nüfus kaydındaki doğum tarihi Türk Vatandaşlığına alındığı sırada hatalı şekilde tescil edilmiş iddiası olduğundan bu hatalı kaydın düzeltilmesi görevi geçici bir süre için 5490 sayılı yasanın geçici 9.maddesi ile nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olduğundan, davacının doğum tarihinin düzeltilmesi talebinin görev yönünden reddine" karar verilmiştir....
Kimlik numaralı, T1'in "Halil" olan isminin ve "Sert" olan soyadının iptali ile adının "Hızır Atilla" soyadının "Reis" olarak nüfusa kayıt ve tesciline, nüfus kaydının isim ve soyisim hanesinin bu şekilde düzeltilmesine, 2- İsim değişikliğinin TMK 27....
Kimlik numaralı, T1'in "Halil" olan isminin ve "Sert" olan soyadının iptali ile adının "Hızır Atilla" soyadının "Reis" olarak nüfusa kayıt ve tesciline, nüfus kaydının isim ve soyisim hanesinin bu şekilde düzeltilmesine, 2- İsim değişikliğinin TMK 27....