WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Nüfus kayıt düzeltmesi davalarına gelince; Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi, “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davalarının konusunu oluşturur (Özsunay, E.: Gerçek Kişilerin Hukuki Durumu, İstanbul 1982, s. 243). “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi” dir (Nüfus Yönetmeliği m.143). 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 35. maddesine göre; kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak, olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar, nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir....

    Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur. İşte bu noktada, nüfus kütüğündeki hatalı kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet Savcısı tarafından açılacak kayıt düzeltme davası ile gerçek duruma uygun hale getirilebilir ki bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda her türlü kanıta başvurulabilir . Nesebin reddi davası ile kayıt düzeltme davası sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Nesebin reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiş, ancak bu doğru daha sonra nesebin reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür....

    İşbu davanın nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak açıldığının istinaf dilekçesinde belirtildiği, ancak ilk derece mahkemesi tarafından davanın soybağına ilişkin olması sebebi ile Aile Mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verildiği, davanın ilk olarak Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı, kararın da Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verildiği, hal böyle olunca davacıların iddiası gibi işbu davanın nüfus kaydının düzeltilmesi davası mı yoksa, yoksa soy bağının tespiti davası mı olduğu hususunda Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesi tarafından incelenmesi gerektiği anlaşılmakla daireler arasındaki işbu uyuşmazlığın giderilmesi için dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu'na gönderilmesine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

    KARAR Davacılar vekili dava dilekçesinde, müvekkillerinin nüfus kayıtlarında müşterek çocukları olarak görünen ...'ın gerçek annesinin ..., gerçek babasının ise ... olduğunu ileri sürerek nüfus kayıtlarının gerçeğe uygun olarak düzeltilmesini istemiş; mahkemece, aile mahkemesi sıfatıyla yargılama yapılarak davanın kabulüne karar verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca, olayları açıklamak taraflara hukuki niteleme hakime aittir. Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 tarih 2008/2-36-47 sayılı içtihadında açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Somut olayda dava, ...'...

      in nüfus kayıtlarında babası görünen ...'in gerçekte dedesi olduğunu, babası Hüseyin Şeker'in müvekkil bebek iken öldüğünü, bunun üzerine dedesinin müvekkili kendi çocuğuymuş gibi nüfusa kaydettirdiğini iddia ederek, nüfus kayıtlarının düzeltilmesini talep ve dava etmiş, mahkemece davanın usulden reddine karar verilmiştir. Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 tarih 2008/2-36-47 sayılı içtihadında açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez....

        TMK hükümlerine göre soybağının reddi davası ancak babalık karinesi kapsamında yer alan, dolayısıyla babalık karinesinden faydalanan çocukların soybağının ortadan kaldırılmasını ifade eden bir davadır. Babalık karinesinden faydalanma söz konusu olmaksızın kocanın nüfus kütüğüne kaydedilen çocukla koca arasında soybağının kurulması söz konusu olmadığı için böyle bir durumda çocuk ile koca arasında soybağının bulunmadığının tespitine yönelik olarak açılacak dava, soybağının reddi davası değil, yanlış kaydın düzeltilmesi amacına yönelik kayıt düzeltme davası olduğu, Babalık karinesi çerçevesinde davalıların nüfus kaydına göre evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden itibaren üç yüz gün içinde doğmuş ise, ya da babanın ana ile evlenmesi durumunda ana olarak Lütfiye belirlendiği anda, baba olarak Bobuş belirlenmesi yasa gereği olacaktır. O halde yasa gereği baba belirlidir....

        in babasının ..., annesinin ... olduğu halde, nüfus kaydında dedeleri ve babaannelerinin çocukları imiş gibi tescil edildiğini bildirerek, davalılar .... , .... ve ...'in nüfus kaydındaki anne ve baba adlarının iptali ile gerçek anne ve babası olan ... ile ... olarak düzeltilmesini istemiştir. Görüldüğü gibi davacının birbiriyle bağlantılı iki ayrı davası vardır. İlki mevcut nüfus kaydındaki anne ve baba kaydının iptali, ikincisi ise genetik anne ve baba olan Hamit ile Hodo üzerine kayıt istemidir. Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 tarih 2008/2-36-47 sayılı içtihadında açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez....

          İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir....

          Dava, babalık ve nüfus kaydının düzeltilmesi davasının aile mahkemesine birlikte açılması sonucu nüfus kaydının düzeltilmesi istemi yönünden tefrik edilerek asliye hukuk mahkemesine görevsizlik kararı verilen yönü ile davacının, kayden baba Resul'ün nüfus hanesine tescil edilmesinin başlangıçtan itibaren hatalı oluşturulan nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. 1. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36.maddesi; "Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılır. Kayıt düzeltme davaları (...) nüfus müdürü veya görevlendireceği nüfus memuru huzuru ile görülür ve karara bağlanır." hükmü gereği nüfus müdürü veya görevlendireceği memurun katılımı olmaksızın yargılamanın sürüdürülmesi ile karar verilmesi, 2....

            ın nüfusta anne adının düzeltilerek, kendisinin çocukları olarak nüfus kayıtlarına işlenmesine karar verilmesini istemiştir. Bu türden yanlış ve yanıltıcı beyan ve işlemle yasaya aykırı olarak yapılan kayıtların düzeltilmesinin nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğu ve görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu açıktır (Hukuk Genel Kurulu 2013/18-354 E. 2013/1554 K. 13.11.2013 T.). Bu durumda, dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp, hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medenî Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ......

              UYAP Entegrasyonu