in nüfus kaydının iptaline, bu kayıtta yer alan şahsi hale ilişkin değişikliklerin (evlenme, nakil, TC Kimlik numarasının, ön adının, olayların) baki kalması kaydıyla, nüfus kaydının annesinin ..., babasının ... olduğunun tespitine, nüfus kayıtlarında bu şekilde düzeltmenin yapılmasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği, davalılar Sermin ve ...'ın ise Düzce 1. Aile Mahkemesi'nin 2016/397 Esas 2016/506 Karar sayılı dosyası kapsamında davacıyı evlat edindikleri, kararın kesinleştiği, davacının, işbu davayı açarak, nüfus kaydındaki anne adının Sermin, baba adının ... olarak değiştirilmesini talep ettiği, kayıtlarda anne ve baba adının biyolojik annesi ... ve biyolojik babası ... olarak yeralmasının davacının yaşantısında sorunlar yaşanmasına sebebiyet verdiğini, sosyal yaşantısında önemli haklar (eğitim, askerlik, tapu vs.) kazandığı ... kaydında anne ve baba adı olarak ... ve ...'...
un nüfus kütüğüne kaydının yapılmasına ve anne-baba isminin de buna göre düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken sadece anne ve baba adının değiştirilmesi yolunda hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 12.5.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olaya gelince; dosya içinde mevcut nüfus kayıtlarından, anne-baba adının değiştirilmesi talep edilen çocuğun doğduğu tarihte, iddia edilen anne ve babanın evli olmamakla birlikte daha sonra evlendikleri anlaşılmaktadır. Ancak, iddia edilen genetik baba birlikte dava açmak suretiyle çocuğun, kendi çocuğu olduğu yönünde bildirimde bulunmuştur. O halde, yukarıda açıklanan ilkeler karşısında dava, “gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davasından ibarettir. Bu nedenle uyuşmazlığın, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 03/11/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi. ......
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm dahili davalı anne tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının çocuğuna doğduğunda "Ekrem" adı verildiğini, daha sonra nüfus müdürlüğünde kimlik çıkartılırken yanlışlıkla "Onur" olarak kaydedildiğini, çocuğun çevresinde "Ekrem" ismiyle anıldığını ileri sürerek bu nedenle "Onur" olan adının "Ekrem" olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece küçüğün adının "Ekrem" olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 27. maddesine göre haklı nedenlerin varlığı halinde kişi adının değiştirilmesini hakimden isteyebilir. Adının değiştirilmesi istenen "..." 27.04.2005 tarihinde dünyaya gelmiş ve 04.05.2005 günü tescil edilmiştir. Bu dava ise 21.12.2010 tarihinde yani aradan 5 yıl gibi uzun bir zaman geçtikten sonra açılmıştır....
Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava,nüfusta anne ve baba adının değiştirilmesi istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, davanın soy bağının düzeltilmesi davası olduğunu belirterek, görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise,nüfusta anne/baba adının düzeltilmesi davalarında 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu, bu hususta özel kanunda açık düzenleme bulunduğundan bahisle, görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Somut olayda, davacılar,...'in anne ve babaları olan davacı ... ve ...'in birlikteliklerinden dünyaya geldiği halde, gayri resmi evli olduklarından, nüfusa davacı ...'in anne ve babası olan ... ve ...in çocuğu olarak kaydedildiği bildirilerek,...'in ... ve...üzerindeki nüfus kayıtlarının iptali ile... ve ...'...
nın anne adının Sultan, baba adının ... olarak düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Davalılardan İskenderun Nüfus Müdürlüğüne, gerekçeli kararın ve temyiz dilekçesinin tebliğ edilmesi ile temyiz ve cevap sürelerinin beklenmesi, Ayrıca, anne ve baba adının düzeltilmesi talebiyle açılan davada, küçüğün babası olduğuna karar verilen ...'ın, İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığına şikayeti üzerine "çocuğun soybağının değiştirilmesi" iddiasıyla Asliye Ceza Mahkemesinde açılan dava dosyasının (İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığının 2007/8367 soruşturma numaralı, 16.11.2007 tarihli iddianamesi üzerine), aslının veya onaylı suretinin ilgili mahkemesinden getirtildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 18.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Aile Mahkemesi ve ... 8.Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: Dava, nüfusta anne ve baba adının değiştirilmesi istemine ilişkindir. Aile Mahkemesi'nce soy bağının kurulmasına ve nüfusta anne/baba adının düzeltilmesi davalarında Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu belirterek görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, davanın soy bağının düzeltilmesi davası olduğunu belirterek görevsizlik kararı verilmiştir. Dava; ...'ın ... ve ...'ın birlikteliklerinden dünyaya geldiği halde nüfusa ...'ın Anne ve babası olan ... ve ...'ın çocukları olarak kaydedildiği bildirilerek, ... ve ... üzerindeki nüfus kayıtlarının iptali ile Mehmet ve ... üzerine kayıt edilmesini istemiştir....
Çocuk ile anne arasındaki soybağı doğum ile kendiliğinden kurulacağından, anne yönünden soybağı tesisi amacıyla değil, sadece, çocuğu doğuran kadının kim olduğunun tespiti amacıyla dava açılabilir. Nüfusta kayıtlı anne ve baba adının gerçeği yansıtmadığı ve bu nedenle gerçek anne ve baba adının yazılması istemiyle açılacak ve nüfusa kayıtlı bulunan hanenin de değiştirilmesi sonucunu doğuracak davalarda, esasen iki iddia bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi, çocuğun kayden anne olan kadından değil, başka bir anneden doğduğu; ikincisi ise, kayden baba olarak gözüken kişinin genetik baba olmadığı iddiasıdır. Bu davada, kayden anne gözüken kişinin çocuğu doğurmadığı, genetik annenin başka bir kadın olduğunun tespit edilmesi halinde, yukarıda sözü edilen babalık karinesi aksi yönde işleyecek ve “genetik annenin kocası olmayan” kayden babanın, babalık sıfatı kendiliğinden ortadan kalkacaktır....
Çocuk ile anne arasındaki soybağı doğum ile kendiliğinden kurulacağından, anne yönünden soybağı tesisi amacıyla değil, sadece, çocuğu doğuran kadının kim olduğunun tespiti amacıyla dava açılabilir. Nüfusta kayıtlı anne ve baba adının gerçeği yansıtmadığı ve bu nedenle gerçek anne ve baba adının yazılması istemiyle açılacak ve nüfusa kayıtlı bulunan hanenin de değiştirilmesi sonucunu doğuracak davalarda, esasen iki iddia bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi, çocuğun kayden anne olan kadından değil, başka bir anneden doğduğu; ikincisi ise, kayden baba olarak gözüken kişinin genetik baba olmadığı iddiasıdır. Bu davada, kayden anne gözüken kişinin çocuğu doğurmadığı, genetik annenin başka bir kadın olduğunun tespit edilmesi halinde, yukarıda sözü edilen babalık karinesi aksi yönde işleyecek ve “genetik annenin kocası olmayan” kayden babanın, babalık sıfatı kendiliğinden ortadan kalkacaktır....
(dedesi) ile kendisinin (anneannesi) çocuğuymuş gibi nüfusa tescil edildiğini ileri sürerek nüfus kayıtlarının düzeltilmesini ve küçüğün gerçek anne babası olan davalıların nüfus kayıtlarına tescil edilmesini talep etmiştir. Dosya içinde mevcut nüfus kayıtlarından, anne-baba adının değiştirilmesi talep edilen çocukların doğum tarihinde, iddia edilen genetik annenin yine iddia edilen baba ile evli olduğu anlaşılmaktadır O halde, yukarıda açıklanan ilkeler karşısında dava, nüfus kayıtlarında düzeltim yapılması davasından ibarettir. Bu nedenle uyuşmazlığın, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesince çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 20/02/2017 gününde oy birliğiyle karar verildi....