Bu bağlamda bir kimsenin ölümünden sonra adının değiştirilmesine olanak yoktur. Somut olayda, davacıların annesi ve bir kısmının babaannesi konumunda olan ... ...'in, "... ..." olan adının 17.01.1998 olan ölüm tarihinden sonra 08.06.2010 tarihinde idari kayıt düzeltme ile "..." olarak düzeltildiği, bu düzeltme neticesinde davacı ..., ... .... ve diğer davacıların murisi ...'in anne hanesinde anne adı “...” olarak geçmektedir. Davacılar murislerinin kendi nüfus kayıtlarındaki adının düzeltilmesini istediğine göre, çoğun içinde azı da vardır kuralı uyarınca düzeltme isteminin tespiti de kapsayacağı dikkate alınarak, her ne kadar ölü kişinin ismi değiştirilemez ise de; dosyada bulunan ve toplanacak kanıtlara göre koşulları oluştuğu takdirde davacıların kendi nüfus hanelerinde anneleri ve babaanneleri olarak görünen "..." ile "... ...'...
HD 2015/1360-3281, 2015/1591-4537) Somut olaya gelince; dosya içinde mevcut nüfus kayıtlarından, anne-baba adının değiştirilmesi talep edilen çocuğun doğum tarihinde, iddia edilen genetik annenin evli bulunduğu anlaşılmaktadır. O halde, yukarıda açıklanan ilkeler karşısında dava, “gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi”davasından ibarettir. Bu nedenle uyuşmazlığın, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesince çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 03.11.2015 gününde oy birliği ile karar verildi....
in bütün resmi işlemlerinde ... kimliğini kullandığından ... kaydının baki kalarak ... kaydının iptaline ve davacının gerçek babası ile soybağının tespiti ile baba adının gerçek babası olan ... olarak nüfus kayıtlarında düzeltilmesini ve davacının doğduğu tarihte ... soyadı ile nüfusa kayıtlı olduğundan annesi ... ile soybağının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Dosya içinde mevcut nüfus kayıtlarından, anne-baba adının değiştirilmesi talep edilen çocuğun doğum tarihinde, iddia edilen genetik annenin yine iddia edilen baba ile evli olduğu anlaşılmaktadır. O halde, yukarıda açıklanan ilkeler karşısında dava, nüfus kayıtlarında düzeltim yapılması davasından ibarettir. Bu nedenle uyuşmazlığın, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesince çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince... 1....
ın adının.... Mahallesi 276 ada 2 parselde 1/2 pay maliki ... kızı Seyde'nin soyadının "..." olarak yazılmasını istemiş, yargılama sırasında tapuda isim düzeltilmesi davası tefrik edilmiş, anne adının değiştirilmesine yönelik davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı Nüfus Müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davada, ölü annenin murisinin isminin değiştirilmesi istenilmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 27.maddesi, haklı sebebin varlığı halinde adın değiştirilmesine ve bu değişikliğin nüfus siciline kaydedilmesine imkan vermekte ise de; birinci fıkradaki ifadeden bu değişikliği isteme hakkının ilgili kişiye ait olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Bu itibarla, ölü olduğu da anlaşılan anneannenin ve bu bağlamda davacıların annesi ...'nın ve dayıları ...'...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar, dava dilekçesinde oğullarının nüfus kaydında "..." olan adının "......" olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... Müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı anne ve baba dava dilekçesinde müşterek çocukları ...'in adının ...... olarak değiştirilmesini istemişler, buna gerekçe olarak da ... adı ile okul arkadaşlarının kendisi ile alay ettiklerini ileri sürmüşlerdir. 4721 sayılı Türk Medeni Yasasının 27. maddesi hükmüne göre adın değiştirilmesi, ancak haklı nedenlere dayandırılarak hakimden istenebilir....
Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava,nüfusta anne ve baba adının değiştirilmesi istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, davanın soy bağının düzeltilmesi davası olduğunu belirterek görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi'nce nüfusta anne/baba adının düzeltilmesi davalarında 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu, bu hususta özel kanunda açık düzenleme bulunduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. Dava; davacının kardeşi ...'in anne ve babaları olan Kerim ve ...'in birlikteliklerinden dünyaya geldiği halde, nüfusa davacı Kardeşi ...'in çocuğu olarak kaydedildiği bildirilerek,...ve ...'in üzerindeki nüfus kayıtlarının iptali ile ...ve ...'in üzerine kayıt edilmesini istemiştir....
O halde, yukarıda açıklanan şekilde dava, bir kısım talepler yönünden nüfus kayıtlarında düzeltme yapılması ve bir kısım talepler yönünden de soybağının düzeltilmesi istemi niteliğinde ise, nihai talebi bir bütün oluşturan ve biri hakkında verilecek karar diğerini doğrudan ilgilendiren bu uyuşmazlığın, bütün olarak özel yetkili aile mahkemesinde çözümlenmesi gerekir. Somut olaya gelince; dosya içinde mevcut nüfus kayıtlarından, anne-baba adının değiştirilmesi talep edilen çocuğun doğum tarihinde, iddia edilen genetik annenin evli olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda dava, anne adının silinip genetik anne adının yazılması ve kayden baba olan kişinin isminin silinmesi talepleri yönünden nüfus kayıt düzeltim davası olmakla birlikte, nüfus kaydına genetik baba isminin yazılması yönünden soybağı (biyolojik babanın tespiti) davası niteliğindedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, tüm talepler yönünden uyuşmazlığın, özel mahkeme olan aile mahkemesi tarafından çözümlenmesi gerekmektedir....
HD 2015/1360-3281, 2015/1591-4537) Diğer taraftan, 4721 sayılı Kanunun 292 ve 293. maddeleri uyarınca, evlilik birliği dışında doğan çocuk, anne babanın sonradan evlenmesi halinde eşlerin, evlilik akti sırasında ya da sonradan bildirimde bulunması kaydıyla evlenen anne-babanın hanesine kaydedilecektir. Bu nedenle, anne-babanın, çocuğun doğum tarihinde evli bulunmamakla birlikte sonradan evlenmiş olmaları durumunda; babanın bildirimde bulunması (Başka bir anlatımla, çocuğun kendi çocuğu olduğunu bildirmesi) ya da davada davacı olarak taraf bulunması halinde, ortada soybağı yönünden çözülmesi gereken bir ihtilaf kalmadığı için bu davanın da müstakilen “Gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davası olarak kabul edilmesi usul ekonomisinin gereğidir. Somut olaya gelince; dosya içinde mevcut nüfus kayıtlarından, anne-baba adının değiştirilmesi talep edilen ...'...
nin nüfus kayıtlarında babası olarak gözüken Mehmet ile annesi olarak görünen Emine'nin gerçekte dedesi ve ninesi olduğu, gerçek babasının Resai Dai, annesinin ise Hatice Dai olduğu iddiasıyla nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istenmiştir. Anne ve baba adının birlikte nüfus kayıtlarında düzeltilmesi istemiyle açılan dava bir nesep davası olmayıp, hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 Sayılı Kanunu'nun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik, TMK.282 vd düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre, Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 sayılı HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince Gaziantep 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 20.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Diğer taraftan, 4721 sayılı Kanunun 292 ve 293. maddeleri uyarınca, evlilik birliği dışında doğan çocuk, anne babanın sonradan evlenmesi halinde eşlerin, evlilik akti sırasında ya da sonradan bildirimde bulunması kaydıyla evlenen anne-babanın hanesine kaydedilecektir. Bu nedenle, anne-babanın, çocuğun doğum tarihinde evli bulunmamakla birlikte sonradan evlenmiş olmaları durumunda; babanın bildirimde bulunması (başka bir anlatımla çocuğun kendi çocuğu olduğunu bildirmesi) ya da davada davacı olarak taraf bulunması halinde, ortada soybağı yönünden çözülmesi gereken bir ihtilaf kalmadığı için bu davanın da müstakilen “Gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davası olarak kabul edilmesi usul ekonomisinin gereğidir. Somut olaya gelince; dosya içinde mevcut nüfus kayıtlarından, anne-baba adının değiştirilmesi talep edilen çocuğun doğduğu tarihte, iddia edilen anne ve babanın evli olmamakla birlikte daha sonra evlendikleri anlaşılmaktadır....