Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, davacı, taşınmazların tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin nüfus kaydıyla uyumlu hale getirilmesini istemiştir. Bu tür davalarda amaç, tapu sicilinde hatalı yazılan ad, soyad ve baba adının düzeltilmesidir. Tapu sicil müdürlüğünün 14.04.2010 gün ve 222 sayılı yazısında, kadastro çalışmaları devam ettiğinden teslim edilen herhangi bir kayıt bulunmadığından tapu kayıtlarının gönderilmediği belirtilmiş ise de, dava konusu taşınmazların kadastro tutanaklarından kadastro çalışmasının 18.08.2009 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, taşınmazların tapu sicilinin oluşturulması beklenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, kadastro tutanaklarında düzeltme yapılması doğru bulunmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 11.11.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

    Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir.'' Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi ile “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” anlaşılır. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi”dir. Bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinde nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/03/2020 NUMARASI : 2020/16 ESAS, 2020/68 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Ad Ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili T1 annesi 1118542464 T.C.kimlik numaralı Fikriye Gümüş olmasına karşın nüfus kayıtlarında T4 olarak göründüğünü ve bu nedenle müvekkilinin annnesinin nüfus kayıtlarındaki Fikir olan isminin Fikriye olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, Kurum kayıtlarında hatalı yazılan adı ve soyadı ile doğum tarihinin nüfus kaydına uygun şekilde düzeltilerek ilk sicil numarası ile birleştirilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R Dava, nitelikçe kurum kayıtlarında hatalı yazılan ad-soyad-doğum tarihinin nüfus kayıtlarına uygun olarak düzeltilmesi ve davacı adına mükerrer olarak açılan sicil numarasının iptali ile hizmetlerinin ilk sicil numarasında birleştirilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir....

      Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36.maddesine göre, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine (ad ve soyadı değişikliği davaları dahil) ilişkin davalarda nüfus müdürü veya memurunun bulunması ve kararın onların önünde verilmesi zorunludur.Mahkemenin oluşumuna ilişkin bu kanun hükmü dikkate alınmadan nüfus idaresi temsilcisinin yokluğunda yargılama yapılarak karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 19.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        ın mükerrer nüfus kaydının iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: ... Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 09/07/2014 tarih ve 2014/1 sayılı davanamesi ile; ....'nın nüfus müdürlüğünce alınan ifadesinde, .... isminde sadece bir kardeşinin olduğu, yaklaşık dört yıl önce vefat ettiği, ilçe nüfus müdürlüğünün 28/05/2014 tarih ve 92 sayılı yazılarında .... isminde birden fazla kayıt olduğu ve mükerrer kayıt oluştuğunun belirtildiği, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. Maddesine istinaden, ....'nın nüfus kaydının mükerrer olması nedeniyle iptal edilerek nüfus kaydının düzeltilmesine karar verilmesi kamu adına talep edilmiş, mahkemece, .......

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: 1- Davacı ... vekiline gerekçeli karar kalemde tebliğ edilmiş olup, tebliğ evrakında tebliğ edenin adı, soyadı ve sicili yer almadığından, adı geçene yapılan tebligat usulsüzdür. Bu itibarla, gerekçeli kararın Davacı ... vekiline 7201 sayılı Tebligat Kanunu ile Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde tebliğ edilerek temyiz süresinin beklenmesi, 2- Tebligat Kanunu'na göre tebligat evrakı üzerinde tebliğ memurunun ad, soyad ve kaşesinin bulunması zorunludur. Davalılar ..., ..., ..., ... adlarına çıkartılan gerekçeli kararın tebliğine ilişkin tebligat evraklarında dağıtıcı ad, soyad ve kaşesi bulunmamakta olup, bu nedenle adı geçenlere yapılan gerekçeli karar tebliği usulüne uygun değildir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: 1- Dava konusu 102 ada 16 parsel sayılı taşınmazın tesis kadastrosu tespit tutanağının kesinleşme durumunu gösterir onaylı örneği ile tesis kadastrosu sonucu oluşan tapu kaydının, bunun tüm tedavüllerinin (imar, ifraz, satış vs.) ve dava konusu taşınmazın yenileme kadastro tutanağının onaylı örneğinin ilgili yerlerden getirtilerek dosya arasına konulması; 2- Tebligat Kanunu'na göre, tebligat evrakı üzerinde tebliğ memurunun ad, soyad ve kaşesinin bulunması zorunludur. Davalılar ... ile ... adlarına çıkartılan gerekçeli karar tebliğine ilişkin tebligat evrakında dağıtıcı ad, soyad ve kaşesi bulunmadığından, adı geçen davalılara yapılan gerekçeli karar tebliği usulüne uygun değildir....

              Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; 1- Anne adının değiştirilmesi istenilen ve yargılama sırasında ergin olan ...'in usulünce davaya taraf olarak katılımının sağlanmaması, 2- Kararda anne olduğuna karar verilen ...'in nüfus kaydına esas kimlik bilgilerinin hüküm fıkrasında gösterilmemesi, 3- Yargılamanın son oturumuna katılan Cumhuriyet Savcısının ad, soyad ve sicil numarasının mahkeme kararının başlık kısmında gösterilmemesi, Doğru görülmemiştir....

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 11.07.2007 gününde verilen dilekçe ile tapuda ad, soyad ve doğum tarihi düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 06.12.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, yerel mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun 13/J maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, 11.03.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu