Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Nişanın bozulması nedeniyle mutad dışı hediyelerin geri alınmasına ilişkin davalarda kusur aranmaz. Nişanın bozulması halinde alışılmışın dışındaki hediyeler aynen, mevcut değilse mislen geri verilir veya karşılığı sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri istenir. Alışılmış mutad hediyelerden kasıt; giyilmekle, kullanılmakla eskiyen ve tüketilen eşyalardır. Hediyelerin verildiği ve iade edilmediği hususu her türlü delil ile ispat edilebilir. Yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre; nişan yüzüğü dışında kalan tüm altın ve ziynet eşyası mutad hediye kapsamında olmayıp, iadesi gereken hediyeler olarak değerlendirilmektedir. Nişan hediyelerinin mutad sayılabilmesi, yöresel örf ve adete göre verilen hediyelerden olması yanında maddi değerinin de günün koşullarına göre fazla olmayan hediyelerden olmasına bağlıdır ve bu da daha çok tarafların mali ve sosyal durumları ile ölçülmelidir. Nişanlının mali gücünü aşarak verdiği hediyelerin onun yönünden mutad sayılması düşünülemez....

    Aile Mahkemesi ise, tarafların gayri resmi olarak evlendikleri, ve sonrasında fiilen ayrıldıklarını belirtip, davanın artık nişan hediyelerinin iadesi biçiminde nitelendirilmesinin uygun olmadığını, sebepsiz zenginleşme nedeni ile tazminat olarak değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle, görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Davacı ... ile davalının nişanlandıkları ve bu nedenle bazı harcamaların yapıldığı, eşyaların alındığı ancak daha sonra resmi nikah olmaksızın fiilen bir müddet yaşadıktan sonra ayrıldıkları anlaşılmaktadır. Davada öncelikle, nişanlılığın hükümleri, nişanın bozulmasının sonuçları, hediyelerin geri verilmesi konuları incelenip, değerlendirileceğinden ve bu hükümleri incelemek de Aile Mahkemesinin görevine girdiğinden, uyuşmazlığın Aile Mahkemesince görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Gaziosmanpaşa 2....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm * nişanın bozulması nedeniyle hediyelerin bedeli ile yapılan masrafların tahsili istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay * 3. Hukuk Dairesine aittir. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 24.5.2007 tarihinde bozma kararı vermiş, bozmaya uyulmuştur. SONUÇ : Dosyanın görevli Yargıtay * 3. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 13.10.2008 (pzt.)...

        "İçtihat Metni"Davacı-k.davalı ... ile davalı-k.davacı ... aralarındaki nişan bozulmasından kaynaklanan alacak-tazminat davasına dair ... Aile Mahkemesinden verilen 03.10.2013 günlü ve 2011/678 E.- 2013/673 K. sayılı hükmün Onanması hakkında dairece verilen 07.05.2014 günlü ve 2014/78 E.- 2014/6986 K. sayılı ilama karşı davalı-k.davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davada, nişanın bozulması nedeniyle, nişanda takılan ve dilekçede belirtilen altınların aynen iadesi, olmadığında bedeli olarak, fazlaya ilişkin hak saklı kalmak üzere, 10.000 TL'nin dava tarihinden itibaren faiziyle tahsili talep edilmiştir....

          İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; maddi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ve manevi tazminat miktarı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; tarafların nişanlanmadan önce kendi istekleri ile cinsel birliktelik yaşadıklarını, daha sonra nişanlandıklarını belirterek davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini istemiş, müvekkili yararına vekalet ücreti takdiri gerekirken sehven davacı yararına iki kez vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dosyadaki yazılar, kararın dayandığı deliller, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kanuni gerektirici nedenler dikkate alınarak yapılan değerlendirmede; Dava konusu uyuşmazlık, nişanın bozulması nedeni ile maddi ve manevi tazminat talebi ile nişan hediyelerinin iadesi talebine ilişkindir....

          Medeni Kanunu'nun üçüncü kısım hariç olmak üzere ikinci kitabı ile 03.12.2001 tarihli ve 4722 sayılı ... Medeni Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna göre Aile Hukukundan ... dava ve işleri görür” hükmü getirilmiştir. Dava konusu nişanın bozulması nedeniyle maddi ve manevi tazminat ile hediyelerin geri verilmesine ilişkin hükümler 4721 sayılı ... Medeni Kanun'un Aile Hukukuna ilişkin İkinci Kitabın 1.kısmın, 1.bölümünde düzenlenmiştir. Bu durumda davanın Aile Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. Görev kamu düzeni ile ilgili olup,davanın her aşamasında re'sen araştırılmalı ve gözetilmelidir. Mahkemece, davada Aile Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

            Nişanın bozulması nedeniyle mutad dışı hediyelerin geri alınmasına ilişkin davalarda kusur aranmaz. Nişanın bozulması halinde, nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların, diğer nişanlıya vermiş oldukları alışılmışın dışındaki hediyeler verenler tarafından geri istenebilir. Buna göre hediyelerin geri verilmesi davasının davacısı, nişanlılar, nişanlıların ana ve babası, nişanlıların ana ve babası gibi davrananlardır. Hediyelerin geri verilmesi davasının davalı yanı ise hediye verilen nişanlıdır. Nişanın bozulması halinde alışılmışın dışındaki hediyeler aynen, mevcut değilse mislen geri verilir veya karşılığı sebepsiz zenginleşme kurallarına göre, geri istenir. Hediyelerin verildiği ve iade edilmediği hususu her türlü delil ile ispat edilebilir. Alışılmış (mutad) hediyelerden kasıt; giymekle, kullanmakla eskiyen ve tüketilen eşyalardır....

            Ancak; 1-Sanığın aşamalarda suçlamayı kabul etmemesi, olaya ilişkin görgü tanığının bulunmaması ve olayda kullanıldığı iddia olunan bıçağında ele geçmemesi karşısında; müştekilerinin beyanlarının ne suretle sanık savunmasına üstün tutulduğu açıklanıp tartışılmadan yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 2-Kabule göre de; dosya kapsamından olayların sanığın kız kardeşinin nişanın bozulması ve alınan hediyelerin geri verilmesi konusunda başladığının anlaşılması karşısında, olayın çıkış sebebi ve gelişimi üzerinde durularak sonucuna göre sanık hakkında TCK'nın 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması, Kanuna aykırı ve sanık ...'ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 10/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Aile Mahkemesi ise, tarafların gayri resmi olarak evlendikleri, bu birliktelikten bir çocuklarının bulunduğunu ve sonrasında fiilen ayrıldıklarını belirtip, davanın artık nişan hediyelerinin iadesi biçiminde nitelendirilmesinin uygun olmadığını, sebepsiz zenginleşme nedeni ile tazminat olarak değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle, görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Davacılardan ... ile davalının nişanlandıkları ve bu nedenle bazı harcamaların yapıldığı, eşyaların alındığı ancak daha sonra resmi nikah olmaksızın fiilen bir müddet yaşadıktan sonra ayrıldıkları anlaşılmaktadır. Davada öncelikle, nişanlılığın hükümleri, nişanın bozulmasının sonuçları, hediyelerin geri verilmesi konuları incelenip, değerlendirileceğinden ve bu hükümleri incelemek de Aile Mahkemesinin görevine girdiğinden, uyuşmazlığın Aile Mahkemesince görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Adana 3....

                DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış nişanın bozulması nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı kadının tüm istinaf istemlerinin HMK. 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

                UYAP Entegrasyonu