DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK 355.maddeye göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen hallerle sınırlı olarak yapılır. Dava; nişan bozulması nedeniyle maddi-manevi tazminat ve nişan hediyelerinin iadesi istemine ilişkindir. 4721 sayılı TMK 120/1. maddesinde; "Nişanlılardan biri haklı bir sebep olmaksızın nişanı bozduğu veya nişan taraflardan birine yükletilebilen bir sebeple bozulduğu takdirde; kusuru olan taraf, diğerine dürüstlük kuralları çerçevesinde ve evlenme amacı ile yaptığı harcamalar ve katlandığı maddi fedakarlıklar karşılığında uygun bir tazminat vermekle yükümlüdür. Aynı kural nişan giderleri hakkında da uygulanır" hükmü yer almaktadır. 4721 sayılı TMK. nun 121.maddesine göre, nişanın bozulması yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir....
A.. aleyhine 25/04/2013 gününde verilen dilekçe ile nişanın bozulması nedeniyle tazminat ve hediyelerin iadesinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; mahkemenin görevsizliğine dair verilen 03/12/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 14/09/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 04/12/2012 gününde verilen dilekçe ile nişanın bozulması nedeniyle tazminat ve hediyelerin geri verilmesi istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 24/04/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28/05/2021 NUMARASI : 2020/121 ESAS 2021/283 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Nişanın Bozulması Nedeniyle Tazminat Ve Hediyelerin Geri Verilmesi) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi; Davacı erkek dava dilekçesinde özetle; oğlu Mehmet Süslü ile davalı kadının 21.12.2019 tarihinde nişanlandıklarını, sonrasında nişanın bozulduğunu, nişanın bozulmasından sonra Akşehir'e giderek ziynetleri istediği halde iade etmediğini tüm bu nedenlerle ziynetlerin aynen iadesini, olmadığı takdirde 5500 TL'nin davalıdan alınmasını talep etmiştir....
Taraflar arasındaki hediyelerin iadesi asıl ve nişanın bozulması nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin asıl ve karşı davaların mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, hediyelerin iadesine dair asıl dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, asıl davanın diğer talepler yönünden reddine, karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davacı - karşı davalı ve katılma yoluyla davalı - karşı davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı-karşı davalı; davalı ile 2013 yılı mart ayında aileler arasında yapılan bir törenle nişanlandıklarını, düğün hazırlıkları devam ederken davalı- karşı davacının kusurlu hareketleri nedeniyle nişanın bozulduğunu ileri sürerek, 5000 TL değerinde 1 adet tek taş yüzük, 15.000 TL değerinde 5 taş pırlanta yüzük ve 8000 TL değerinde gelinlik olmak üzere toplam 28.000 TL ile düğün...
NİŞANIN BOZULMASINDAN DOLAYI HEDİYELERİN İADESİ 743 S. TÜRK KANUNU MEDENİSİ (MÜLGA) [ Madde 6 ] 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 275 ] 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 388 ] "İçtihat Metni" Esas davada nişan hediyelerinin aynen değilse bedelinin masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Karşılık davada 1.000.000.000 lira manevi tazminatın karşı taraftan faiz ve masraflarla birlikte tahsili istenilmiş, mahkemece esas davanın kabulü, karşılık davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davalı (karşı davacı) vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davada nişanın bozulmasından dolayı nişan hediyelerinin aynen iadesi, olmadığı takdirde bedellerinin tahsili, karşılık davada ise nişanın haksız bozulması nedeniyle manevi tazminata hükmedilmesi istenilmiştir....
Asliye Hukuk ve ... 3. Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, davalı ile aralarında nişanın bozulması nedeniyle nişan hediyesi olarak sahibi olduğu dairenin 1/3 hissesini 09/06/2003 tarihinde davalıya bedelsiz devredildiğini ileri sürerek asıl davada tapu iptali ve tescil, birleşen davada ise ecrimisil talebinde bulunmuştur. ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesince; davanın nişan nedeniyle verildiği iddia edilen taşınmazın evlenmenin gerçekleşmemesi nedeniyle iadesi talebine ilişkin olduğu ve buna göre davaya bakma görevinin Aile mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ... 3....
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun 18.1.2003 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Anılan Kanunun 4.maddesine göre, Aile Mahkemeleri 4721 sayılı TMK'nun 2.kitabı ile 4722 sayılı TMK'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanuna göre aile hukukundan ... dava ve işleri görür. Bu bağlamda; dava konusu nişanın bozulması nedeniyle hediyelerin iadesi, masraflara ilişkin maddi ve manevi tazminat taleplerinin de Aile Mahkemesinde bakılması gerekir. Bu nedenle mahkemece; dava dilekçesinin görev yönünden reddi gerekirken yazılı şekilde esas hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-karşı davacının, karşı dava dilekçesinde nişanlısının yaptıkları anlatılarak bu nedenle oluşan elemden dolayı manevî tazminat talebinde bulunulduğu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 121 inci maddesinde nişanın bozulması yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat isteyebileceğinin belirtildiği, nişanın bozulması sebebiyle anne ve babadan da manevî tazminat istenebileceğinin madde kapsamında yer almadığı, bu nedenle nişanlının babası aleyhine açılan manevî tazminat davasında husumet yokluğu nedeniyle davalı- karşı davacının manevî tazminata yönelik talebinin reddi gerekirken, davacı- karşı davalı aleyhine açılan nişanın bozulmasına dayalı olarak manevî tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığına, davacı- karşı davalının karşı tarafa verilen manevî tazminata ilişkin istinaf talepleri dışında kalan istinaf nedenleri...
Alışılmış (mutad) hediyelerden kasıt; giymekle, kullanmakla eskiyen ve tüketilen eşyalardır. Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre; nişan yüzüğü dışında kalan tüm altın, takı ve ziynet eşyaları mutad dışı hediye olarak kabul edilmiştir. Kural olarak giymekle, kullanılmakla eskiyen ve tüketilen eşyaların iadesine karar verilemez. Nişanın bozulması nedeniyle mutad dışı hediyelerin geri alınmasına ilişkin davalarda kusur aranmaz. Diğer taraftan hediyelerin iadesi yönünde hüküm kurulabilmesi için eşyanın davalıya hediye edildiğinin ve nişanın bozulmasından sonra iade edilmediğinin ispatlanması gerekir. Zira; TMK'nın 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde; gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere, ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer....