Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı-davalı da kendisine ait olan ve kural olarak kendisinde bulunması gereken ziynet eşyalarının rızası dışında veya iade şartıyla davalı tarafından elinden alınıp bozdurulduğunu ispat edememiştir. Davacı-davalı (kadın) evlilik birliği içerisinde ailenin ortak giderleri için malvarlığından rızasıyla yaptığı katkıyı geri isteyemez. Kadının bu katkıyı kendisine ait ziynet eşyalarını bozdurarak yapmış olması sonucu değiştirmez. Türk Medeni Kanununun 186/3. maddesinin somut olayda uygulanmamasını gerektirecek bir hukuki gerekçede yoktur. Bu sebeple temyize konu hükmün ziynet eşyalarına ilişkin bölümünün bozulması gerektiğini düşündüğümüz için sayın çoğunluğun bu yöne ilişkin görüşüne katılmıyoruz...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı kadın tarafından, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat ve ziynet talepleri ile yoksulluk nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadın ziynet eşyalarının koca tarafından kendisinden alınıp geri verilmediğini ileri sürerek ziynet eşyalarının aynen iadesini mümkün olmaması halinde bedelinin tahsilini talep etmiş, mahkemece bu talebin kanıtlanamadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir....

      Aile Mahkemesinin 2018/11 Esas sayılı dosyasında boşanma davası açıldığını, ziynet eşyaları ile dava dilekçesinde tek tek saydıkları kişisel eşya ve çeyiz eşyalarının davalının zilyetliğinde olduğunu, ziynet eşyalarının nitelik ve miktarlarının ibraz ettikleri CD kapsamında bilirkişi incelemesi ile miktar, nitelik ve değerlerinin belirlenmesi gerektiğini, eşyalar için evde tespit yapılması taleplerinin olduğunu belirterek bilirkişi raporu ile tespit edilecek ziynet eşyalarının aynen iadesi, aynen iadesi mümkün değil ise fiili ödeme tarihindeki bedellerinin faizi ile davalı erkekten alınmasına, çeyiz eşyalarının aynen iadesi, aynen iadesi mümkün değil ise bedellerinin faizi ile erkekten alınmasına karar verilmesine talep etmiştir. Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların doğru olmadığını, davacı kadının kusurlu davranışları nedeniyle sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlarından kaynaklı kusuru nedeniyle Büyükçekmece 3....

      Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece kısa kararda davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, karşı davanın reddine, ziynet eşyalarının davalı-karşı davacı erkekten alınıp, davacı-karşı davalı kadına verilmesine ilişkin hüküm kurulduğu halde gerekçeli kararda davanın ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ziynet eşyalarının davacı-karşı davalı kadından alınıp davalı-karşı davacı erkeğe verilmesi yönünde hüküm tesis edilerek kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 294/3. maddesi uyarınca, hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. (HMK m. 298/2) Buna göre, tefhim edilen hüküm sonucu yanlış da olsa, gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna uygun düzenlenmesi gerekmektedir....

        ın 2007 yılında evlenmeleri sırasında 21.7.2007 tarihli mehir senedi düzenlenmiş, bu senet ile senette yazılı ziynet ve eşyalar her iki tarafın babası ... ve ... tarafından davacı ve eşine düğün hediyesi olarak hibe edilmiştir. Senette bağışta bulunan babaların bu eşya ve ziynetlerde hak ve alakalarının kalmadığı, hibe edilen ziynet ve eşyaların çiftin müşterek malı olacağı, söz konusu ziynet ve ev eşyalarının davacı tarafından ortak konuta tam olarak getirildiği,ilerde meydana gelebilecek boşanma ya da ayrılık durumunda ziynetlerle ev eşyalarının 1 / 2 payının davacıda olduğunun ispat yükü davalılara ait olmak üzere ödeneceği, davalılar tarafından kabul ve taahhüt edilmiştir. Duruşmada dinlenen davacı tanıkları da, senette belirtilen ziynet eşyalarının davalı tarafça alındığını, ancak sonrasında davacının elinden alınarak bir daha da iade edilmediğini beyan etmişlerdir. Bu şekilde davalı yanın senet gereğini yerine getirdiği anlaşılmaktadır....

          Tüm bu genel açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; uyuşmazlık konusu olan her biri 25 gram olmak üzere beş adet bilezik, ayrıca üç adet üç telli burmalı bilezik, 58 adet çeyrek ve 12 adet yarım altından oluşan ziynet eşyalarının bozdurularak ev alındığı iddiasıyla aynen olmadığı takdirde bedelinin ödenmesinin talep edildiği, erkek eş tarafından bu iddiaya yönelik bir savunmanın yapılmadığı, kadın eşin tanık beyanları ile düğünde takılan ziynet eşyalarının tamamının bozdurularak ev alındığının açıklandığı ancak cins-miktar ve çeşidinin belirtilmediği, erkek eş tanıklarının ise talep edilen ziynet eşyalarına yönelik hiçbir beyanda bulunmadıkları anlaşılmaktadır....

            nın beyanına göre, beş adet 20 gram 22 ayar bileziğin geri verilmemek üzere davacı- karşı davalı kadının rızasıyla bozdurulduğu, davacı vekiline ziynet eşyaları hususunda yemin teklif etme hakkının hatırlatılmasına rağmen bu hakkın kullanılmadığı, bu nedenle davacı- karşı davalı kadının rızası dışında ziynet eşyalarının alındığına dair ciddi ve inandırıcı delil elde edilemediği anlaşıldığından davacı- karşı davalı kadının ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmaması halinde bedelinin tahsiline ilişkin davasının reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....

              KARŞI OY Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık ziynet eşyalarının davalı kocada kalıp kalmadığı,davacının bu hususu kanıtlayıp kanıtlayamadığı,bunun sonucuna göre davacıya yemin delilinin hatırlatılıp hatırlatılamayacağıdır. Mahkeme ziynet eşyalarının davalı tarafta kaldığını kabul ederek davanın kabulüne karar vermiştir. Özel Daire ziynetlerin davalıda kaldığının ispatlanamadığını belirtip kararı bozmuştur....

                Ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davacının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup ev ihtiyaçları için harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde koca ziynet eşyalarının iadeden kurtulur. Somut olayda; davacı, düğünde takılan ziynet eşyalarının davalı tarafından, iade edilmek şartıyla kendisinden alındığını, çeyiz eşyalarının ise babasının evine götürüldüğünde müşterek konutta kaldığını ileri sürmüştür. Bu durumda, TMK' nun 6. maddesi gereğince ziynet eşyalarının davalı tarafından bozdurulduğunu, ve çeyiz eşyalarının davalıda kaldığını davacı kadın; bozdurulmuş ise ziynetlerin bir daha istenmemek üzere kendisine verildiğini veya iade edildiğini ise davalı ispat yükü altındadır. O halde, mahkemece; tarafların delilleri toplanarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir....

                  Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki karşılıklı katılma alacağı, katkı payı, değer artış payı ve birleşen ziynet eşyalarının aynen, mümkün olmaması halinde bedelinin tahsili davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile 105.000,00 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte kadından alınarak erkeğe verilmesine, birleşen mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak isteminin reddi ile ziynet alacağı istemine ilişkin davanın kısmen kabulü ile dava konusu ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması durumunda ile 166.016,00 TL ziynet alacağı bedelinin erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu