Maddi tazminat istenebilmesi için nişan haklı bir sebep olmaksızın bozulmuş olmalı ya da nişan taraflardan birine yükletilebilen bir sebeple bozulmuş olmalıdır. Davacı iddiasını kanıtlarsa uygun bir tazminata hükmedilir. Davacı iddiasını her türlü delille ispat edebilir. Somut olayda; davacı, nişanın bozulması nedeniyle maddi zarara uğradığını iddia ederek maddi tazminat isteminde bulunmuş, mahkemece tarafların nişan nedeni ile birbirlerine hediyeler verdikleri ,nişanın bozulmasından sonra karşılıklı olarak hediyeleri iade ettikleri gerekçesi ile davacının maddi tazminat isteminin reddine karar verilmiş ise de, dosya kapsamına göre davacı tarafın, nişanın davalının kusurlu davranışları sonucu bozulduğu hususunu ispat edemediği gerekçesi ile maddi tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 17/09/2018 NUMARASI : 2014/965 ESAS 2018/1580 KARAR DAVA KONUSU : ASIL DAVA: Nişan Hediyelerinin Geri Verilmesi - Nişan Bozulması Sebebiyle Maddi Tazminat - Nişan Bozulması Sebebiyle Manevi Tazminat KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-davalı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 06/04/2014 tarihinde nişanlandıklarını, evlilik hazırlığı yapılırken davalı-davacının müvekkiline "benim maaşı biriktirelim, senin maaşınla geçinelim" dediğini, davalı-davacının benim tüm maaşımı ailem alıyor dediğini, nişan nedeni ile davalı-davacıya altın ve takı yapıldığını, ayakkabıdan nişan elbisesine kadar her şeyi aldıklarını, 06/07/2014 tarihinde mobilya siparişi sırasıda davalı-davacının "arada kalmaktan bıktım ailemi biraz alttan alttan al" diyerek nişanı attığını, eve döndüğünde davalı-davacının "baba seni de sülaleni de öldürecek" dediğini, 07/07/2017 tarihinde davalı-davacının babasının müvekkilinin babasını arayarak eve çağırdığını,...
Dava; nişan bozulması nedeniyle nişan hediyelerinin iadesi ve tapu tescil istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, tarafların imam nikahı ile evlendikleri ve resmi nikahtan önce bir arada yaşadıkları ve bu nedenle Hukuk Genel Kurulunun 03.06.2009 tarih ve 2009/3- 174 E-2009/235 K sayılı ilamı ışığında, bu davada haksız fiil hükümlerinin uygulanması ve davaya genel mahkemenin bakması gerektiği gerekçesi ile görevsizlik kararı verildiği anlaşılmaktadır....
Somut olayda; tarafların 16.04.2011 tarihinde nişanlandıkları, yaklaşık 4 ay kadar nişanlı kaldıktan sonra ayrıldıkları, nişan töreninde davacı tarafından davalıya 5 adet burma bilezik takıldığı taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Davacı, nişan bozulduktan sonra ziynet eşyalarının davalıda kaldığını iddia etmekte, davalı da ziynet eşyalarının davacıya iade edildiğini beyan etmektedir. Bu durumda davalı kadın, dava konusu ziynet eşyasının iade edildiğini ispat yükü altındadır. Bunu da her türlü yasal delil ile ispat edebilir. Davalı tarafından, nişanda takılan bileziklerin nişan bohçası ile birlikte davacıya iade edildiği belirtilmesine rağmen, davalının annesi ve babası mahkemece alınan beyanlarında nişan bohçasının iade edilmediğini, bileziklerin davacının annesine iade edildiğini beyan ederek davalının beyanlarına aykırı beyanda bulunmuşlardır....
in açması gerektiğini, bu nedenle davanın öncelikle aktif husumet yokluğundan reddi gerektiğini, diğer taraftan nişan töreninde müvekkiline alyans, yüzük ve saat dışında herhangi bir ziynet eşyası takılmadığını, takılanlarında da davacı tarafa iade edildiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile; 10.800,00 TL'nin 01.07.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, nişan hediyelerinin aynen, bunun mümkün olmaması halinde mislen davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Davacı anne, davalı ile dava dışı oğlu Ü.. E.. arasındaki nişanın, evlenme dışındaki bir sebeple sona ermesi nedeniyle nişanlılık döneminde davalıya verdiği nişan hediyelerinin (ziynetlerin) aynen veya mislen geri verilmesini talep etmektedir....
töreni yapılırken gerekse nişanlılık döneminde müvekkilin, listesini vermiş oldukları eşyaları, alyans, saat, kıyafet vs gibi hediyeleri ve fazlasını nişan hediyesi olarak davalıya verdiğini, ancak müvekkilinin nişanın sona ermesinin ardından sözlü taleplerine rağmen; davalının, söz konusu nişan hediyelerini geri vermeye yanaşmadığını, bu nedenle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla nişan hediyelerinin aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmaması halinde dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, yargılama gideri vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Somut olayda; davacı, davalı ile aralarındaki nişanın bozulması nedeniyle, nişan hediyesi olarak sahibi olduğu dairenin 1/3 hissesini 09.06.2003 tarihinde davalıya bedelsiz devredildiğini ileri sürerek asıl davada tapu iptali ve tescil, birleşen davada ise ecrimisil talebinde bulunmuştur. Aile mahkemelerinin kuruluş, görev ve yargılama usullerine dair kanunun 4.maddesi uyarınca 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 2.kitabı ile (3 kısım hariç) 4722 sayılı Türk Medeni Kanunun yürürlüğü ve uygulanış şekli hakkında kanun kapsamındaki aile hukukundan doğan dava ve işler aile mahkemesinde görülür. Taraflardan birinin nişan tarihinde veya dava konusu dairenin nişan hediyesi olarak devredildiği tarihte bir başkası ile evli olmaları halinde, taraflar arasında yapılan nişan mutlak butlanla batıl olup, hukuken tarafları bağlayıcı bir sonuç doğurmaz.Bu durumda, davanın dayanağı haksız fiil olacağından; uyuşmazlığa genel mahkemede (Asliye Hukuk Mahkemesinde) bakılması gerekecektir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava dilekçesinde nişan hediyelerinin aynen mümkün olmazsa bedelinin iadesi, birleşen davada ise nişan bozulması nedeniyle 15.000 TL manevi tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın husumet nedeniyle davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I HUMK.438.maddesi uyarınca duruşma istemi miktar itibariyle reddedildi. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usule ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 04.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
göre kusurlu olarak nişan bozulmasına neden olan taraf herhangi bir hak talep edemeyeceği, nişan merasiminde takılanlar kız tarafına ait olduğu, Hukuk Genel İlkesi olan "Bir kişinin zarara kendisinin kusuru ile sebebiyet vermesi halinde, zarara o kişinin kendisinin katlanması gerektiği genel hukuk ilkelerindendir....
Nişan dolayısıyla verilen hediye, olağan bir hediye ise geri istenemez. Nişan bozulmasından kaynaklanan hediyelerin geri verilmesi davası, ancak hediyeyi verenler tarafından diğer nişanlıya, eğer bu nişanlı ergin (reşit) değilse velisine karşı açılabilir. Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davalılardan Gülsüm'ün reşit olduğudan eldeki davada davalı olarak gösterilen babası T4'a husumet yöneltilemez. İlk derece mahkemesince bu husus değerlendirilmeden karar verilmesi hatalı olduğu gibi, davanın asıl davalısı T3 cevap dilekçesi vermediği, zamanaşımı definde bulunmadığı anlaşılmakla pasif husumet ehliyeti bulunmayan davalı T4'ın yapmış olduğu zamanaşımı definin, davalı Gülsüm yönünden de kabulü ile zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi de doğru görülmemiştir....