Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili ile davalının 3 yıl önce 2005 tarihinde nişanlandıklarını, nişanlılık döneminde ilişkileri gayet iyi olduğundan ve davacı müvekkilinin Avustrulya'da çalışması nedeniyle, her ay ortalama 1000.00 Dolar nişanlısına nişan hediyesi gönderdiğini, bu arada işlerinin bozulması nedeniyle para gönderememesi ve yine nişan hediyesi olarak alınan dairenin 1/2 hissenin davalı tarafça satılmasına müvekkilinin karşı çıkması neticesinde, nişanın bozulduğunu iddia ederek; gerek nişan töreninde takılan, gerek daha sonra verilen nişan hediyelerinin aynen iadesini, mümkün olmadığında toplam 66.000 TL'nin müvekkiline ödenmesine karar verilmesini; ayrıca, müvekkilince nişan hediyesi olarak alınan dairenin 1/2 hissesinin tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı taraf, davanın reddini istemiştir....
belirterek, kendisinin uğramış olduğu toplam 73.149.80 TL maddi tazminatın harcamaların yapıldığı tarihten itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte, yaşadığı psikolojik zorluklar ve üzüntü için 50.000TL manevi zararın dava tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Nişan ve nişanın bozulmasının sonuçlarına ilişkin hükümler Türk Medeni Kanunun İkinci Kitabında ve Aile Hukuku başlığı altında düzenlenmiştir. O halde; mahkemece davaya ''Asliye Hukuk Mahkemesi'' sıfatıyla bakılması ve hükmün de ''Asliye Hukuk Mahkemesi'' sıfatıyla görülen duruşmada verilmiş olması nedeniyle, nişan hediyelerinin iadesine ilişkin olan davanın Aile Mahkemesinde, Aile Mahkemesi olmayan yerlerde ise Aile Mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği düşünülerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davanın esası hakkında hüküm tesisi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan nesnel (objektif) eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ıstırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak İçin yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi (Medeni Yasa 24), isme saldırı (Medeni Yasa 26), nişan bozulması (Medeni Yasa 121), evlenmenin feshi (Medeni Yasa 158), bedensel zarar ve ölüme neden olma (Borçlar Yasası 47) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesidir (Borçlar Yasası 49). Bunlardan Medeni Yasa'nın 24. maddesi ile Borçlar Yasası'nın 49. maddesi daha kapsamlıdır....
Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi (TMK 24), isme saldırı (TMK 26), nişan bozulması (TMK 121), evlenmenin feshi (TMK158), bedensel zarar ve ölüme neden olma (TBK 56) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesidir (TBK 58). Bunlardan TMK’nın 24. maddesi ile TBK’nın 58. maddesi daha kapsamlıdır. TMK’nın 24. maddesinin belli yerlere yollaması nedeniyle böyle bir durumun bulunduğu yerde, onu düzenleyen kurallar (örneğin; TMK 26, 174, 287); bunların dışında TBK’nın 58. maddesi uygulanır. TMK’nın 24. ve TBK’nın 58. maddesinde belirlenen kişisel çıkarlar, kişilik haklarıdır....
Dosya kapsamından, dava dilekçesinde hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ve gıyapta hakaret eylemlerinden manevi tazminat isteminde bulunulduğu, mahkemece her iki eylem nedeniyle manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verildiği, ancak hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma eylemine ilişkin manevi tazminat isteminin mal varlığında oluşan zarara ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Davalının hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma eyleminin, davacının veya yakınlarının cismani zararına neden olmadığı gibi, iç huzuru bozacak nitelikte olgulardan olmadığından ve manevi zararın koşullarını düzenleyen BK'nun 49. (TBK.58) maddesine göre eşya zararı kişinin sosyal, fiziki ve kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem olmadığından, bu eyleme dair manevi tazminat isteminin reddi gerekirken, kabulü doğru görülmemiş kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Esasen haksız fiilden söz edilebilmesi için hukuka aykırı olan bu fiil nedeniyle bir zarar doğması ve sonuçta doğan zarar ve hukuka aykırı fiil arasında nedensellik bağı bulunması gerekmekte olup, davacı davalının evli olduğunu bilmediğini ispat edememiş olsa bile, nişanlanılan dönemde taraflar aile içerisinde nişan merasimi yapmış, bu durumu ilan etmiş oldukları dosyaya sunulan fotoğraflardan anlaşılmakta, davacının davalının evli olduğunu bilmediğini ispat edememiş olsa bile, davalının davacı ile bilerek ve isteyerek nişanlanıp, sonrasında evli olduğunu söyleyerek nişanı bozması nedeniyle davacı lehine tarafların ekonomik ve sosyal durumları birlikte değerlendirildiğinde 5.000TL manevi tazminata hükmedilmiş, davacı taraf dava dilekçesinde faiz talep etmediğinden hükmedilen manevi tazminata faiz işletilmemiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Esasen haksız fiilden söz edilebilmesi için hukuka aykırı olan bu fiil nedeniyle bir zarar doğması ve sonuçta doğan zarar ve hukuka aykırı fiil arasında nedensellik bağı bulunması gerekmekte olup, davacı davalının evli olduğunu bilmediğini ispat edememiş olsa bile, nişanlanılan dönemde taraflar aile içerisinde nişan merasimi yapmış, bu durumu ilan etmiş oldukları dosyaya sunulan fotoğraflardan anlaşılmakta, davacının davalının evli olduğunu bilmediğini ispat edememiş olsa bile, davalının davacı ile bilerek ve isteyerek nişanlanıp, sonrasında evli olduğunu söyleyerek nişanı bozması nedeniyle davacı lehine tarafların ekonomik ve sosyal durumları birlikte değerlendirildiğinde 5.000TL manevi tazminata hükmedilmiş, davacı taraf dava dilekçesinde faiz talep etmediğinden hükmedilen manevi tazminata faiz işletilmemiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
KARAR Davacı, davalı şirketten 18.6.2002 tarihinde villa(mesken) satın aldığını, davalının başka bir projesi nedeniyle yakındaki vadinin kotunun yükseltilmesi nedeniyle 9.9.2009 tarihinde meskeninin zemin ve bodrum katını su bastığını, bu nedenle eşyalarının kullanılamaz hale geldiğini, düğün nişan gibi fotoğraf gibi özel eşyalarının da zarar gördüğünü, sel baskınının davalının kusurundan kaynaklandığını, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 5.000,00 TL maddi, 35.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizli ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş; davacı, maddi tazminata yönelik talebini ıslah ile 36.500,00 TL ‘ye artırmıştır. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
Dava, nişanın bozulması nedeniyle hediyelerin geri verilmesi ve nişan nedeniyle yapılan harcamaların tahsili isteminden ibarettir. Nişanlanan erkeğin babası tarafından, nişanın bozulması nedeniyle hediyelerin iadesi ile nişan sebebiyle yapılan masraflar talep edilmiştir....