Sulh Hukuk Mahkemesi 2002/366 Esas, 2002/1378 Karar sayılı mirasçılık belgesinde ...’nin kızı ...’nin boşanmış ve çocuksuz öldüğü belirtilerek miras payının ...’nin diğer çocukları ... ve ...’ye bırakıldığını, oysa ki ...’nin ... isimli bir oğlu bulunduğunu ve davacıların da bu oğlunun çocukları olduğundan beyanla, ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi 2002/366 Esas, 2002/1378 Karar sayılı mirasçılık belgesinin iptali ile yeni mirasçılık belgesi verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalılar ... ve ... temyiz etmiştir. Dava, mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkindir. Kural olarak öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan görüşlere göre davada taraf koşulunun oluşturulmamış olması başlı başına bozma nedenidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, eşi ve yasal danışmanı olduğu ... ..'nin 1990 tarihinden beri psikolojik olarak rahatsız olup yurtdışında yaşadığını, izinlerde ...ye gelen eşinin 2007 yılında uzun süreliğine geldiğini ve evdeki işlere yardımcı olması için gazeteye verdiği ilan sonucu davalı ...'yi bulduğunu, ancak ...'nin,...'nin rahatsızlığından yararlanarak, tehdit ve yoğun baskılarla 81 parsel sayılı taşınmazı satış göstermek suretiyle gerçekte bedelsiz olarak adına devrini sağladığını, daha sonra da muvazaalı olarak amcasının gayriresmi yaşadığı diğer davalıya devrettiğini,...'nin işlem yapma ehliyetinin olmadığını, hileli işlemlerle temlikin yapıldığını ileri sürerek satış ve devirlerinin iptali ile taşınmazın.... adına tesciline karar verilmesini istemiştir....
DAVALI : [HASIMSIZ] DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız)) DAVA TARİHİ : 12/02/2024 KARAR TARİHİ : 31/05/2024 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 01/07/2024 Mahkememizde görülmekte olan Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; ... tarafından keşide edilen ve davacı ...'a ciro edilen; -...'nin Kozyatağı İstanbul Şubesi- ... seri numaralı ... TL tutarındaki 29/02/2024 tarihli, -...'nin Kozyatağı İstanbul Şubesi- ... seri numaralı ... TL tutarındaki 29/03/2024 tarihli, - ...'nin Kozyatağı İstanbul Şubesi- ... seri numaralı ... TL tutarındaki 31/03/2024 tarihli, üç adet çekin davacı ...'un uhdesinde iken davacı tarafından kaybedildiğini belirterek iptalini talep ve dava etmiştir. İlan için müzekkereler yazılmış, ilgili bankalara çek ve ibraz bilgileri sorulmuştur. İptali talep edilen çeklerden; 1-...'nin Kozyatağı İstanbul Şubesi-... seri numaralı ......
Temliklerin muvazaalı olduğu kabul edilerek verilen tapu iptali ve tescile ilişkin hükmün davalılar tarafından temyiz edilmemesi nedeniyle artık muvazaa olgusu kesinleşmiştir. Bu durumda temlikleri mirasçılardan bir kısmı için muvazaalı kabul edip, bir kısmı için muvazaalı kabul etmemek genel hukuk kurallarına aykırılık teşkil eder. Mahkemece, 17804 parsel sayılı taşınmazdaki 2 nolu bağımsız bölümün davalılar tarafından bedelsiz olarak davacı ...’nin kızı ...'e devredildiği gerekçesiyle davacılardan ...’nin davasının reddine karar verilmiş ise de, bu durum ancak başka bir davanın konusu olabilir, kaldı ki; ... davacı ...’nin kızı da değildir.Hal böyle olunca, davacı ...’nin davasının da kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.Davacı ...'...
nin nüfus kütüğünde mükerrer olan ölüm kaydının iptali istenmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davaname ile ...'nin nüfus kütüğünde mükerrer olan ölüm kaydının iptali istenmiş, mahkemece davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuştur. Soybağı ve miras hukukunu ilgilendiren mükerrer ölüm kaydının iptali istemine ilişkin davada ...'nin mirasçılarının davaya dahil edilmeleri gerekirken, mahkemece re'sen gözetilmesi gereken bu durum nazara alınıp taraf teşkili sağlanmadan davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/141 Esas KARAR NO : 2021/590 DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız) DAVA TARİHİ : 11/02/2021 KARAR TARİHİ : 02/07/2021 KARAR YAZIM TARİHİ : Mahkememizde görülmekte olan Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;...... Bankası A.ş.'nin ..... Şubesi'nin, .... Çek Numaralı, Keşidecisi ".... San. Ve Tic. A.ş."nin Yetkilisi ...... Olan, 15/03/2021 Keşide Tarihli 32.709,00 (otuzikibinyediyüzdokuz) Tl Bedelli Çekin kaybolduğu veya çalındığından bahisle, muhatabın ödemeden tedbiren men edilmesine ve iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Dava:TTK.md.818/1-s md.delaleti ile 757.md uyarınca açılmış olan kıymetli evrak niteliğindeki çekin iptali talebinden ibarettir. TTK.md.762'de öngörülen ilanlar birer hafta ara ile Ticaret Sicili Gazetesinde yaptırılmış, ilan süresince müracaat eden olmamıştır....
nin babası olarak görünen ...ın kızkardeşi, diğer davacılar ise .... çocuklarıdır. .... 02.04.1987 tarihinde eş....'tan sonra 2000 yılında ölmüştür. Bu durumda davacıların....nin mirasından yararlanma hakları bulunmamaktadır. Nüfus kaydının iptali davasını ancak iptali istenen kaydın varlığı nedeni ile hukukları etkilenen kişiler isteyebilirler. Olayda, davacıların, davalı ...'nin....nin çocuğu olmaması nedeni ile onun üzerindeki kaydının iptaline yönelik olarak açtığı davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesi yerine kabulü doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaalı işlemin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü -K A R A R- Davacı vekili, müvekkili ile davalılardan...'nin dava dışı...'nin oğlu...'ye banka kredisi nedeni ile kefil olduklarını, borç ödenmeyince haklarında takip yaptıklarını,...'nin mal kaçırma amacı ile taşınmazlarını 28.01.2009 tarihinde mal kaçırma amacı ile davalı dünürü ...'a devrettiğini beliterek, bu muvazaalı satışın iptali istemiştir. Davalı ..., taşınmazlarını oğlunun bankaya olan borçlarını ödemek için sattığını, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı ..., taşınmazları, önceden davalıya yaptığı ödemeler karşılığında aldığını belirtmiştir. Mahkemece, davacı ile davalı ...'...
nin 383.maddesine göre çekişmesiz yargıda sulh hukuk mahkemesinin görevi asıl olup asliye hukuk mahkemesinin görevi istisna olduğundan yalnız "mahkeme" veya "hakim" terimlerinin kullanıldığı bütün çekişmesiz yargı işleri için sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu sonucuna varılmaktadır. (Prof Dr. B.Kuru/Prof Dr. A.C.Budak İstanbul Barosu Dergisi, Cilt:85, Sayı:5, Yıl: 2011,sh:33-36) Somut olayda uyuşmazlık, 6100 sayılı HMK.'nin yürürlüğe girmesinden sonra mahkemeye getirilmiştir. 6100 sayılı HMK.'nin geçici 1. maddesinin 1. bendine göre bu kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalara uygulanmaz. Bu durumda, kıymetli evrakın zayii nedeniyle iptali ve ödeme yasağı konulmasına ilişkin uyuşmazlık 6100 sayılı HMK.'nin 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmesinden sonra açılan çekişmesiz yargı işi niteliğinde olup Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
Kaydının iptali istenilen... 1.7.1938 doğumlu olup 2.5.1958 tarihinde ... ... kızı olarak tescil edilmiş, aynı gün evlenmiş, çocuklarından 13.07.1955 doğumlu Adil ile 01.02.1956 doğumlu ... yine...'nin tescil yani evlilik tarihinde tescil edilmişlerdir. Davalılar...'nin ...ve ... kızı olduğunu bildirmişlerdir. Dinlenen tanıklar,...'nin ... ile bir ilgisinin bulunmadığını,...'nin annesinin ..., babasının ...olduğunu, kendilerinin İran'dan geldiklerini,Türkiye'de nüfusa kayıtlı olup olmadıklarını bilmediklerini açıklamışlardır. Tüm dosya kapsamı, tanık ve taraf beyanlarına göre...'nin ... ve ... kızı olmadığı halde yanlış beyana dayanılarak adı geçenin kızı olarak nüfusa kaydedildiği, bu durumda...'...