WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Asıl davada nişan hediyelerinin aynen bunun mümkün olmaması halinde ise bedelinin iadesi karşılık davada ise davacının haksız bozulması nedeniyle 8.000 TL manevi tazminatın masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece asıl ve karşılık davaların kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı- karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Tebligat Kanununun 17. maddesi ile Tebligat Tüzüğünün 23.maddesine göre belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Bu şekilde yapılan tebligatın geçerli olabilmesi için muhatabın o yerde bulunmadığının tebliğ evrakına yazılması gerekir....

    Davacı vekili; davacı ile davalının tarla komşusu olup aralarında tarlalarının sınırı hususunda anlaşmazlık bulunduğunu, bu husumet nedeniyle yaşanan tartışma neticesinde davalının davacıyı tehdit ettiğini belirterek oluşan manevi zararının tazminini talep etmiştir. Davalı; davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; davalının davacıya hitaben "senin bu ağaçlarını keserim" şeklinde tehdit etmek suretiyle kişilik haklarına saldırdığı, meydana gelen haksız eylem nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan davacının manevi olarak zarar gördüğü gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir....

      Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle, cevap dilekçesindeki iddiaların doğru olmadığını, kız isteme merasiminde davacı ve davalının aile fertlerinin hazır bulunduğunu ancak bu merasim sırasında davalının tutum ve davranışlarının çekilmez bir hal aldığını, kızların da anneyle yaşadıklarını, davacının hissiyatının kendisinin istenmediği yönünde olduğunu, nişan için çağrıldığında tek gelmesi şartıyla çağrıldığını, ailesinin gelmesinin istenmediğini, sebebini sorduğunda "senin bunak annenle mi uğraşacağız geleceksen tek gel huzursuzluğa gerek yok " şeklinde tavır konduğunu, bu tavır nedeniyle nişan merasimine gitmediğini, tarafların evli kalmasında hiç bir menfaat kalmadığını belirterek boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ikinci cevap dilekçesinde özetle ; cevap dilekçesindeki iddialarını yinelemiş, nafakanın devamına karar verilmesini talep etmiştir....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece Mahkemesince; davaya konu takıların düğünde tekrar takılmak üzere nişandan sonra davacının ailesinde durduğu, davalının özel bir günde bulunacağı sırada davacının babası tarafından getirilip geline takıldığı, özel gün ile ilgili süre dolduktan sonra tekrar altınların davacı tarafa verildiği, bu uygulama doğrultusunda nişan devam ederken düğüne bir hafta kala nişanın bozulduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili süresinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek kaldırılmasını istemiştir. GEREKÇE : Dava, nişan bozulması nedeniyle takılan ziynetlerin iadesi veya bedelinin ödenmesi istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince verilen ret kararına karşı davacı istinaf talebinde bulunmuştur. Nişan ve nişanın bozulmasının sonuçlarına ilişkin hükümler Türk Medeni Kanununun İkinci Kitabında ve Aile Hukuk başlığı altında düzenlenmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Dava dilekçesinde nişan hediyelerinin iadesi olmaz ise bedeli olan 12.280 TL alacağın tahsili, karşı davada ise 2.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesi istenilmiştir. Mahkemece asıl davanın tefrikine, karşı davada ise 2.000 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı (k.davalı) tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir....

        Madde kapsamındaki manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile takdiren 15.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalının TMK 174/2.madde kapsamındaki manevi tazminat talebinin reddine, karar kesinleştiğinde iki suretin nüfus müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili, kusur manevi tazminat takdiri ve miktarı yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle, istinaf talebinin reddi ile kararın onanmasına karar verilmesini talep etmiştir....

        Ancak, "adli yardımlı" davacı hakkında dava dilekçesinde manevi tazminat talebine ilişkin olarak ıslah ile birlikte faiz istendiğine göre, hükmedilen manevi tazminat miktarına faiz işletilmesi gerekirken, mahkemece; bu konuda hüküm kurulmaması doğru değilse de, belirtilen hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm fıkrasında yazılı bulunan "25.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline" cümlesinin yerine "25.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline" cümlesinin yazılması suretiyle hükmün HUMK'nun 438/VII. maddesi gereğince düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.12.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

          Davacı, kızı ile davalı arasında nişan yaptıklarını ve imam nikahı yaparak düğün tarihi yakın olması nedeniyle kızının davalının yanında kalmaya başladığını, ancak iki ay aile hayatı sürmelerinin ardından kızının evden gönderildiğini, nişanda takılan bilezik ve diğer takılar alıkonulduğundan, nişanda takılan takıların ve çeyizin iadesi ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak ..TL maddi,..TL manevi tazminat istemiştir. 4787 sayılı .. 4/1. maddesi gereğince, 4721 sayılı .. doğan dava ve işlere aile mahkemesinde bakılır. Eldeki davada, davacının nişanın bozulması nedeniyle davalı tarafından alıkonulan ziynet eşyasının iade edilmediği öne sürülerek ziynet eşyalarının iadesi ve tazminat istenmiş olup esasen taraflar gayri meşru olarak fiilen birlikte yaşamaya başlamış ve bu birliktelik iki ay kadar sürerek ayrılmışlardır. Eldeki uyuşmazlığın konusu .. içerisinde yer almamaktadır. Bu nedenle davaya aile mahkemesinde değil, genel mahkemede bakılması gerekir....

            talepleri yönünden hüküm kurulmamış ve manevi tazminat talebi yönünden de ayrıca hüküm tesisi gerektiği ve yine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 10/3 maddesi uyarınca manevi tazminat talebinin tümden reddi halinde manevi tazminat talebi yönünden Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre davacı-karşı davalılar lehine ayrı bir kalem olarak vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi de doğru görülmemiştir....

              Mahkemece, aracın kullanılamaz hale gelmesi nedeni ile davacı taraf yararına manevi tazminat takdir edilmiştir. Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi , isme saldırı , nişan bozulması, evlenmenin feshi , bedensel zarar ve ölüme neden olma durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesidir . Bunlardan TMK’nın 24. maddesi ile BK’nın 49. maddesi daha kapsamlıdır. TMK’nun 24. maddesinin belli yerlere yollaması nedeniyle böyle bir durumun bulunduğu yerde, onu düzenleyen kurallar ; bunların dışında BK’nun 49. maddesi uygulanır....

                UYAP Entegrasyonu