Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nin nişanlandığını, ancak davalının başka bir erkekle ilişkisi olduğu ortaya çıkınca nişanın bozulduğunu, davalının kusuru ile nişanın bozulduğunu iddia ederek, nişan nedeniyle davalıya takılan ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı taktirde bedelinin tahsili ile nişan ve düğün hazırlıkları için yapılan masrafların tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davanın davalının anne ve babasına birlikte açılması gerektiğini, talep edilen altınların nişanda takılanlardan çok daha fazla olduğunu, talep edilen hediyelerin çoğunun mutad hediye olduğunu, davalıya gönderilen havalelerin düğün hazırlığı için olmayıp, harçlık olduklarını savunarak davanın reddini dilemiştir....

    GEREKÇE : Asıl ve karşı dava, nişanın bozulması nedeni ile maddi-manevi tazminat isteminden ibarettir. Davacı-k.davalı erkek istinafında, dava dilekçesinde açıkça belirttiği yemek odası takımı, koltuk takımı, avize, halı, gelinlik değerleri nedeni ile davasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, pırlanta yüzüğünün davalıya alındığını, bu nedenle onun bedelinin de tazminata dahil edilmesi gerektiğini, lehine manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın düzeltilmesini talep etmiştir. Davalı-k.davacı kadın istinafında, nişanı bozanın erkek olduğunu, kusurlu olduğunu, erkek tarafından takılan ziynetlerin erkeğe iade edildiğini, kadın tarafından alınan eşyaların halen erkekte olduğunu, bu nedenle asıl davanın reddini, karşı davanın kabulünü talep etmiştir....

    Bu bağlamda; dava konusu nişanın bozulması nedeniyle hediyelerin iadesi, masraflara ilişkin maddi ve manevi tazminat taleplerinin de Aile Mahkemesinde bakılması gerekir. Bu nedenle mahkemece; dava dilekçesinin görev yönünden reddi gerekirken yazılı şekilde esas hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile H.U.M.K. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve şimdilik diğer yönlerin incelenmesine mahal olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Ancak; Sanığın nişanın bozulması nedeniyle öfkeli olduğu, olay günü katılanların konutunda konuşlu ayakkabılığı çakmakla tutuşturduğu, yangına neden olduğu şeklinde gerçekleşen eyleminin genel güvenliği kasten tehlikeye sokmak ve yakarak mala zarar verme suçlarını oluşturduğu, TCK’nun 44. maddesinde düzenlenen fikri içtima kuralı uyarınca en ağır cezayı gerektiren fiilden hüküm kurulması gerektiği, buna göre de sadece TCK’nun 151/1, 152/2-a madde ve fıkrasında tanımlanan yakarak mala zarar verme suçundan dolayı cezalandırılması gerektiği gözetilmeden, ayrıca genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan da sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 07/09/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nişanın bozulması nedeniyle tazminat ve hediyelerin geri verilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı dava yönünden karar kesinleşmiş olduğundan yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına ilişkin hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I “Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanununun 434. maddesi ile ilgili 25.01.1985 gün ve 5/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı hükmü gereğince, temyiz isteği, dilekçenin temyiz defterine kaydettirildiği tarihte yapılmış sayılır ve temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin tamamı ödenir....

          Ancak, davacının nişan hediyelerine ilişkin istemi, nişanda takılan takıların mutad nişan hediyeleri olduğu gerekçe gösterilerek reddedilmiştir.Dinlenen tanık beyanları, bilirkişi incelemesi ve tüm dosya kapsamından, davalıya nişan yüzüğü, beşibiryerde, bilezik ve altın küpe gibi ziynet eşyaları takıldığı anlaşılmaktadır.TMK.nun 122.maddesine göre; nişanın bozulması halinde, alışılmışın dışındaki hediyelerin aynen, mevcut değil ise, karşılığı olan bedel sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri verilir. Yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre de, nişan yüzüğü dışındaki altın ve ziynet eşyası mutad hediye kapsamında olmayıp, iadesi gerekmektedir. O halde mahkemece, açıklanan nedenlerle nişan yüzüğü dışındaki (niteliği gereği mutad olmayan) davacı istemlerinin kabulüne karar verilmesi gerekirken itibar edilmeyen gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

            Asliye Hukuk Mahkemesince ise uyuşmazlığın nişanın bozulması sebebiyle hediyelerin iadesi davası olarak nitelendirilmesi gerektiğinden aile mahkemesinn görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. Somut olayda, davacı, davalı ile resmi nikah olmadan evlendiklerini, davalının kendisini kandırarak resmi nikah yapmadığını, kendisine ait 20.000.-TL tutarında çeyiz ve ev eşyasına el koyduğunu ileri sürerek eşyaların iadesi ile maddi ve manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili ise cevap dilekçesinde, davacı ile müvekkili davalının resmi nikah olmaksızın geleneklere uygun şekilde düğün yaparak evlendiklerini, nikah yapılmasına davacının yanaşmadığını, düğünden üç hafta sonra davacının evde bulunan altınları,davalıya ait paraları ve çeyiz olarak getirdiği eşyaları alarak gittiğini, müvekkilinin dolandırıcılık suçundan davacı hakkında suç duyurusunda bulunduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir....

              in trafik kazası geçirip sakatlanması üzerine nişanın bozulduğu, bu olaylardan sonra sanığın katılanın ikamet ettiği evin önüne gelerek alkollü bir şekilde bağırdığı, bazı günlerde aracı ile gelerek patinaj çektirmek suretiyle ve katılanın evinin kapı zilini ısrarlı bir şekilde çalarak katılanı rahatsız ettiği, sanığın en son 25.08.2008 tarihinde gece saat 01.30 sıralarında katılanın evinin zilini çaldıktan sonra kapı zilini kopardığı, bu şekilde sanığın üzerine atılı mala zarar verme ve kişilerin huzur ve sükununu bozma suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda, sanık savunması, katılan ile tanık ifadesi ve tüm dosya kapsamına göre suçların sanık tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır....

                Davada nişanın bozulmasından dolayı nişan hediyelerinin aynen iadesi, olmadığı takdirde bedellerinin tahsili, karşılık davada ise nişanın haksız bozulması nedeniyle manevi tazminata hükmedilmesi istenilmiştir. Mahkemece, nişan hediyelerinden bilirkişi raporunda 7 sıra halinde dökümü yapılan ziynet eşyalarının aynen, değilse bedeli toplamı 2.300.000.000.-TL.nin dava tarihinden yasal faizi ile tahsili, karşılık davada istenen manevi tazminatın reddi yönünde karar verilmiştir. Hüküm davalı (K.davacı) tarafça temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, manevi tazminata ilişkin bütün, esas dava bakımından ise sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. Ancak, MK'nun 6. maddesine göre, kanun aksini emretmedikçe taraflardan her biri iddiasını ispata mecburdur....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nişanın bozulması nedeniyle ziynet eşyasının iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacılar vekili özetle; davacı ... ile davalının aile arasında yapılan tören ile nişanlandıklarını, taraflar arasındaki anlaşmazlık nedeni ile 09.08.2014 tarihinde nişanın bozulduğunu, nişanlanma sırasında müvekkilleri tarafından davalıya takılan ve verilen hediyelerin davalıdan talep edildiğini ancak davalı ve ailesi tarafından iade edilmediğini belirterek takıların ve hediyelerin aynen iadesini mümkün olmaz ise 31,300 TL'nin dava tarihi itibari ile işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve beyan etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu