İLK DERECE MAHKEMESİ KARARINI ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;"....Davacı tanıkları davacıya düğünde takılan ziynet eşyalarının ve paraların davacı tarafından davalıya ve davalının babasına inek almaları için geri ödenmesi karşılığında verildiğini beyan ettikleri, ancak davacı kadının ziynet eşyalarını davalı kocasına hibe ettiği yönünde beyanda bulunulmadığı, davacının dava dilekçesinde ziynet eşyalarının davalı tarafından kullanıldığını, ancak iade edilmediğini belirterek ziynet eşyalarının iadesini talep ettiği, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2014/17761 E. 2015/10801 K.sayılı kararında da belirtildiği üzere, "ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davacının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde, davalı koca ziynet eşyalarının iadesinden kurtulur." Ancak davalı erkek ziynet eşyalarının davacı kadının yanına aldığını kanıtlayamamıştır....
Davalı-davacı da kendisine ait olan ve kural olarak kendisinde bulunması gereken ziynet eşyalarının rızası dışında veya iade şartıyla davacı-davalı tarafından elinden alınıp bozdurulduğunu ispat edememiştir. Davalı-davacı kadın evlilik birliği içerisinde ailenin ortak giderleri için malvarlığından rızasıyla yaptığı katkıyı geri isteyemez. Davalı-davacı kadının bu katkıyı kendisine ait ziynet eşyalarını bozdurarak yapmış olması sonucu değiştirmez. Türk Medeni Kanununun 186/3. maddesinin somut olayda uygulanmamasını gerektirecek bir hukuki gerekçede yoktur. Bu sebeple temyize konu hükmün ziynet eşyalarına ilişkin bölümü yönünden bozulması gerektiğini düşündüğüm için sayın çoğunluğun bu yöne ilişkin görüşüne katılmıyorum. Üye ......
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın tüm taleplerini reddettiklerini, her şeyden önce davacı tarafın dava dilekçesinde talep ettiği hediye iadesi, olmazsa karşılığı paranın ödenmesine ilişkin talebi hakkında dava zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin geçmiş olması nedeniyle taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini, diğer taraftan davaya konu edilen ziynet eşyalarının davacı T1 tarafından takılmadığını, dügünden önce müvekkilinin Mustafa Arif Kaya'nın annesi tarafından takıldığını, bu nedenle davanın davacının eşi tarafından açılması gerekirken T1 tarafından açılmasının kabul edilemez olduğunu, davacı yanın sunmuş oldukları faturanın nişanın bozulmasından sonraki tarihe (29/07/2019) tarihine ait olduğunu, bu nedenle davacı yanın müvekkiline nişan hediyesi olarak verildiğini iddia ettiği ziynet eşyalarının gram ve ayarı ile ilgili olarak iddialarının ispat konusunda söz konusu bu faturanın göz önüne alınmasının imkansız olduğunu, açıklanan nedenlerle, davacı...
Ayrıca, ziynet eşyaları rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalar olduğundan, evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi, evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğu kabul edilir. Davacı kadının, dava konusu ziynet eşyalarının evi terk ederken zorla elinden alındığını, götürülmesine engel olduğunu, evde kaldığını ispat etmek zorundadır. Bu doğrultuda dosyada dinlenen tanık B.. Ç.. davalıya yangından mal kaçırır gibi eşyaları altınları neden alıp götürdüğünü sorduğunda, davalının eşyalar ve altınların sorun olmadığını, eşyaları bir kamyon daha tutup geri getirebileceğini, altınları da geri vereceğini beyan ettiğini belirtmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Dava dilekçesinde nişan hediyelerinin aynen iadesi olmaz ise bedeli olan 15.000 TL'nin tahsili, karşı davada ise nişanın bozulması nedeniyle 20.000 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesi istenilmiştir.Mahkemece her iki davanın da ayrı ayrı kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davacı (k.davalı) tarafından temyiz edilmiştir....
Eş söyleyişle; evin ihtiyacı için bozdurulan ziynet eşyalarının rıza ile ve iade şartı olmaksızın verildiğini davalı koca ispatlamak zorunda olup, somut olayda davalı koca bu durumu ispat edemediğinden dava konusu ziynet eşyalarını davacıya iade ile mükelleftir. Nitekim aynı ilkeler HGK 10/11/2010 tarih ve 2010/6- 533E-578K sayılı kararında da benimsenmiştir. Anılan nedenlerle davalı tarafından bozdurulup harcanmış olduğu kabul edilen ziynetler yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekir iken yazılı gerekçe ile bu ziynetler yönünden talebin reddine karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekili, cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, nişanın, davacının ve ailesinin bitmeyen istekleri ve memnuniyetsizliği nedeniyle, davacının kusuru ile bozulduğunu savunarak; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; nişanın bozulmasında, davacının somut bir kusurunun bulunmadığı; davalının, nişan yüzüğünü annesi aracılığıyla davacının annesine teslim ettiği, bu durumu, telefonla davacıya bildirdiği, davalının nişanın bozulmasında kusurlu olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile, 3000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir. Dava, nişanın bozulması nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Kural olarak nişanın bozulması yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir....
Buna göre, öncelikle, ziynet eşyalarının varlığının ve ziynet eşyalarının davalı kocaya verildiğinin veya davalı koca tarafından rızası dışında davacıdan alındığının ispatı davacı kadına aittir....
Aile Mahkemesinin 2018/11 Esas sayılı dosyasında boşanma davası açıldığını, ziynet eşyaları ile dava dilekçesinde tek tek saydıkları kişisel eşya ve çeyiz eşyalarının davalının zilyetliğinde olduğunu, ziynet eşyalarının nitelik ve miktarlarının ibraz ettikleri CD kapsamında bilirkişi incelemesi ile miktar, nitelik ve değerlerinin belirlenmesi gerektiğini, eşyalar için evde tespit yapılması taleplerinin olduğunu belirterek bilirkişi raporu ile tespit edilecek ziynet eşyalarının aynen iadesi, aynen iadesi mümkün değil ise fiili ödeme tarihindeki bedellerinin faizi ile davalı erkekten alınmasına, çeyiz eşyalarının aynen iadesi, aynen iadesi mümkün değil ise bedellerinin faizi ile erkekten alınmasına karar verilmesine talep etmiştir. Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların doğru olmadığını, davacı kadının kusurlu davranışları nedeniyle sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlarından kaynaklı kusuru nedeniyle Büyükçekmece 3....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı kadın tarafından, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat ve ziynet talepleri ile yoksulluk nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadın ziynet eşyalarının koca tarafından kendisinden alınıp geri verilmediğini ileri sürerek ziynet eşyalarının aynen iadesini mümkün olmaması halinde bedelinin tahsilini talep etmiş, mahkemece bu talebin kanıtlanamadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir....