TELİF SÖZLEŞMESİ' nin başlangıç kısmında ... müstear ismiyle eser üreten ( ...' ESER sahibi, ... LTD....
Bankası Ulus şubesindeki hesabına yatırıldığını davalılar arasında muvazaalı ve namı müstear işlemler yapıldığını belirterek bunların tespitini istediği, davacı İdarenin vergi alacaklısı olarak tespit davası açmakta hukuki menfaatı bulunduğundan mahkemece davanın esasına girilerek tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisinden de yararlanılarak taraf delillerinin toplanması, borçlu ve üçüncü kişi davalılar ile dava dilekçesinde bahsi geçen şirketler arasında maddi ve hukuki organik bağ bulunup bulunmadığı, muvazaalı işlem ve nam-ı müstear olarak yapılan işlem bulunup bulunmadığı belirlenerek, talebinde şirketlerin davalılara ait olduğunun tespiti ile alacağını almak için hukuki işlemler yapma isteği düşünülmesi sonucuna göre karar verilmesi gereğine değinilmiş olup, bozmadan sonra yargılamanın devam ettiği anlaşıldığından somut olayın özelliğine göre sözü edilen bu dosyada davalılar arasında muvazaalı işlem ve nam-ı müstear olarak yapılan işlem bulunduğunun tespiti halinde, varılan sonuca...
Belli günde davalı Nami Altoprak vekili avukat ... gelmiş, davacı ve diğer davalılar tarafından gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşuldu. K A R A R Mahkeme kararı ve davacının temyiz dilekçesinin davalılar ... mirasçısı ... ,... mirasçıları ... ve ...’ya tebliğ edildiğine dair dosyada bir belge veya bilgi yoktur. Tebliğ belgesinin eklenmesi, yok ise PTT'den sorulup saptanmasına, tebliğ edilmemiş ise Tebligat Yasası hükümlerine uygun olarak tebliğin yapılması ve temyiz süresi geçirildikten sonra iadesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 25.6.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde bedel isteğine ilişkindir....
Söz konusu kararda; eski hukuka göre mümkün ve geçerli olan muvazaa ve nam-ı müstear iddialarının, Medeni Kanunun yürürlüğünden sonra taşınmaz mallar hakkında dinlenip dinlenemeyeceği tartışılmıştır....
Söz konusu kararda; eski hukuka göre mümkün ve geçerli olan muvazaa ve nam-ı müstear iddialarının, Medeni Kanunun yürürlüğünden sonra taşınmaz mallar hakkında dinlenip dinlenemeyeceği tartışılmıştır....
Taraflar arasındaki namı müstear a dayalı tasarrufun iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı ... Turizm Seyahat ve Organizasyon ve Ticaret A.Ş. vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ......
Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin verilen karar Dairece, “...davacının bu talebi namı müstear hukuksal nedenine dayalı olup ancak, tapu maliki olarak gözüken kişi, eğer bu kişi mevcut değilse atanacak kayyım aleyhine açılacak bir tapu iptali ve tescil davasında dinlenebilir. Davacının talebi mülkiyet aktarımını da içerdiğinden ve edâ davası açma imkânı bulunduğundan, bu iddiasının tespit davası olarak ileri sürülmesinin doğru olduğu da söylenemez. Hâl böyle olunca, tapu kayıt maliki olarak görünen kişi veya kayyıma yöneltilerek çekişmeli yargı usulüne göre asliye hukuk mahkemesinde ayrı bir dava açılması gerekli olup, gerçek hasma karşı açılmış bir dava da bulunmadığından, davanın pasif sıfat yokluğundan reddine karar verilmelidir...” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla;Tetkik Hakimi...'un raporu okundu, düşüncesi alındı....
a 26.000,00 TL karşılığında sattıklarını, bu satış işleminin nam-ı müstear olduğunu, zira ...'in halen taşınmazda ikamet etmeye devam ettiğini, özetle anılan taşınmazı davalıların kendi hesabına ancak kızları adına satın alıp kendini gizleyerek Serdar'a satış gösterildiğini, Serdar'ın da kayınvalideye kiralamış göstermek suretiyle ...'in kullanımına terk ettiğini, anılan satışın gerçek değerinin gösterilenden çok daha yüksek olduğunu, satış tarihinde 4 ve 5 yaşlarında olan kızların satış bedelini karşılayacak birikimlerinin bulunmadığını, ...'in niyetinin alacaklılarından mal kaçırmak olduğunu ileri sürerek davalı ... adına kayıtlı dava konusu taşınmazın haczinin ve satışının istenmesi suretiyle alacaklarının tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili, olayda nam-ı müstear işlem bulunmadığını, müvekkilinin mal kaçırma amacı bulunsaydı gayrimenkulu akrabalığının bulunmadığı kişilere devredeceğini savunarak davanın reddini istemiştir....
ın nam-ı müstear sıfatı ile edindiği hisseleri muvazaalı olarak ..., ..., ..., ... ve ...'ya devrettiği, ... A.Ş. nin hisselerini ...'dan devralan davalılar ..., ..., ..., ... ve ...'nın, borçlu davalı ... ve nam-ı müstear sıfatı ile onun hesabına hareket eden ...'ın alacaklıları ızrar kastı ile hareket ettiklerini bilebilecek durumda oldukları gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar ..., ...,...,... vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....