Dava muvazaa (namı müstear ) iddiasına dayalı alacak istemi istemine ilişkindir, Dairece, Uyap sistemi üzerinden yapılan incelemede, dosyanın istinaf incelemesi için İzmir Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesinden sonra, ilk derece mahkemesince 05/09/2022 tarih 2022/283K sayılı karar ile yargılama aşamasında davacı vekilinin 26/08/2022 tarihli dilekçesinde davadan feragat ettiğini bildirdiği gerekçesiyle davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır. "Davadan feragat" müessesesi, HMK.nın 307 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Söz konusu düzenlemeye göre, davadan feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Davadan feragat eden davacı, bununla dava dilekçesinin talep sonucu bölümünde istemiş olduğu haktan (talepten) vazgeçer. Davadan feragat, davacının yapacağı tek taraflı açık bir irade beyanıyla olur. Feragatın geçerliliği için, bunun, davalı ve mahkeme tarafından kabulüne gerek yoktur. Feragat, bir usul işlemidir....
İddiasının ileri sürülüş biçimine göre dava, nam-ı müstear iddiasına dayalı bir kısım şirket hisselerinin mülkiyetinin tespiti ve pay defterine işlenmesi istemine mütedairdir. 05.02.1947 tarih, 20/6 sayılı İBK ya göre, ister taşınır, ister taşınmaz mala ilişkin olsun, nam-ı müstear davaları dinlenebilir ve iddia ancak yazılı delille ispatlanabilir. Ne var ki yazılı delil başlangıcının mevcudiyeti durumunda tanık dinlenmesi caizdir. Eldeki davada, davacı taraf maliki bulunduğu şirket hisselerinin muvazaalı bir şekilde kızı olan davalı ...'ye ve ondan da annesi olan davalı ...'ye devredildiğini ispatladıktan sonra adı geçen şirket hisselerinin, bu kere davalı annesinin yaşlılığından yararlanılarak kardeşi olan diğer davalı ...'ya devredildiğini ispatlamakla yükümlüdür. Ne var ki dosya kapsamı itibarıyla yaklaşık haklılık durumunun ortaya konulamadığı görülmektedir....
@hotmail.com e-mail adresi, üye adı ..., teslimat adının Nami Şener, teslimat adresinin Mimar ... Mahallesi ... ... ... Cadde no 44 ..., GSM hattının 0531 251 8868 olduğu, sipariş verilen ürünün cep telefonu olduğu ve 12.10.2013 günü Nami Şener'e adreste teslim edildiğine dair işlem detayları bilririlmiştir. IV. GEREKÇE Olay ve olgularda belirtilen hususlar dikkate alındığında sanığın arkadaşı olan tanık ... tarafından kendisine getirilen müştekiye ait kredi kartını kullanmak suretiyle abone olduğu internet sitesinden alışveriş yaptığı ve ürünü adresinde teslim almak suretiyle menfaat sağladığı, sanığın böylece atılı suçu işlediği anlaşılmakla, atılı suçtan mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraat kararı verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur. V. KARAR Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle ... 21....
HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Dava BK'nın 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir. Dava dilekçesinde, davalılar arasındaki ilişkinin namı müstear ilişki olması sebebiyle, davanın kabulü ile 06/06/2018 tarihli tasarrufun iptaliyle ilgili araç üzerinde lehlerine cebri haciz ve satış yetkisi tanınmasına karar verilmesi talep edilmiştir. Tasarrufun iptali davaları BK 19'a ve İİK 277 ve devamı maddelerine, 6183 sayılı yasaya dayalı olarak açılabilir. HSK 1. Dairesi'nin 25/10/2018 tarih ve 1666 sayılı kararı ile Bölge Adliye Mahkemelerinin iş bölümüne ilişkin kararda Adana Bölge Adliye Mahkemesi'nin Daireler arası İş Bölümünde 3. Hukuk Dairesinin iş bölümünü düzenleyen 10. md. "İcra İflas Kanunu ve 6183 sayılı Kanun'dan kaynaklanan tasarrufun iptali davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar,", 11. Md. "TBK'nın 19. maddesi gereğince muvazaa iddiasına ilişkin davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar," şeklindeki düzenleme yer almıştır....
Söz konusu kararda; eski hukuka göre mümkün ve geçerli olan muvazaa ve nam-ı müstear iddialarının, Medeni Kanunun yürürlüğünden sonra taşınmaz mallar hakkında dinlenip dinlenemeyeceği tartışılmıştır....
HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava; İİK'nın 277. ve devamı maddeleri kapsamında nam-ı müstear iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Namı müstear (inançlı işlem) ile gizlenmiş muvazaalı işlemler hakkında iptal davaları açılabileceği Yargıtay uygulamaları ile kararlılık kazanmıştır. (Yargıtay HGK'nin 12.10.2001 gün ve 2001/2- 515 E., 605 K sayılı; 17.Hukuk Dairesinin 20.06.2011 gün ve 2010/11090 E.-2011/6367 K. sayılı kararları). Bu tür işlemlerin İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak iptali istenilerek davacı alacaklının alacağına kavuşması sağlanır. İİK'nın 277 ve devamı maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali davaları, şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik bulunduğundan asliye hukuk mahkemelerinin görevine girmektedir....
Belli günde davalı Nami Altoprak ve vekili avukat ... gelmiş, davacı ve diğer davalılar tarafından gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşuldu. K A R A R Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 750,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak Nami Altoprak avukatına ödenmesine, aşağıda dökümü yazılı 4,05 TL. kalan harcın temyiz edenden alınmasına, 8.4.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece, “Eldeki davada, iddianın ileri sürülüş biçimi, dava dilekçesi içeriği ve dosya kapsamındaki beyanlar birlikte değerlendirildiğinde, davacının; inançlı işlem (nam-ı müstear) hukuksal nedenine dayalı tespit isteğinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Ne var ki Mahkemece, inançlı işlem (nam-ı müstear) nedeni üzerinde durulmadan hatalı hukuksal neden takdir edilerek sonuca gidildiği anlaşılmıştır. ...Hal böyle olunca, yukarı açıklanan ilkeler gözetilmek suretiyle inançlı işlem (nam-ı müstear) hukuksal nedeni üzerinde durularak bir sonuca gidilmesi gerekirken davanın nitelendirilmesinde hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesi ile bozulması üzerine, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin eşi Nami Güven'in yurt dışından emekli olduğu için en son Ocak 2014'e kadar 6 aylık periyotlarla yurtdışına gidip geldiğini, davacı ve eşinin müvekkilini istemediği için vefat eden Nami Güven'in davacıyı götüremediğini, Ocak 2014' den sonra Nami Güven'in ağır şekilde rahatsızlanması nedeniyle yurtdışına gidemeyecek hale geldiğini, bu tarihten sonra davacının iddia ettiği gibi müvekkilinin eşini davacıya göstermemezlik yapmadığını, müvekkilinin hiçbir ekonomik ihtiyacı olmayan, kendi halinde daha önceki evliliğinden 3 çocuğu olan ve ekonomik durumu da gayet iyi olan biri olduğunu, Nami Güven ile 11/07/2008 tarihinde nikah yaptığını, Ocak 2014'de Nami Güven'in rahatsızlığı ortaya çıkınca müvekkilinin ölüm tarihine kadar eşini bir an olsun yalnız bırakmadığını, ömrünün sonuna kadar ona destek olduğunu, hastalığı süresince düzenli olarak hastaneye götürdüğünü, fakat yatak yaraları artınca hastanelerin evde bakılmasının daha uygun olacağını...
Şeker Sokak No:8/B Ortahisar Trabzon adresinde uygulanan haciz işlemlerinde haczedilen malların davalı (namı müstear) T3'ye ait olduğu iddia edilerek istihkak iddiası ileri sürülmüşse de işbu istihkak iddiasına ilişkin olarak Trabzon 2....