katlanma yükümlüğünün olduğu, dolayısıyla davacının davalıdan yardım nafakası istemekte haklı olduğu, ancak babanın gelir durumu, çocuğun ihtiyaçları dikkate alındığından takdir edilen yardım nafakasının az olduğu anlaşılmıştır....
katlanma yükümlüğünün olduğu, dolayısıyla davacının davalıdan yardım nafakası istemekte haklı olduğu, ancak babanın gelir durumu, çocuğun ihtiyaçları dikkate alındığından takdir edilen yardım nafakasının az olduğu anlaşılmıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Açılan dava, yoksulluk nafakasının arttırılması talebine ilişkindir. Tarafların Tuzlukçu Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/83 Esas 2000/21 Karar sayılı ilamı ile boşandıkları, Akşehir Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/283 Esas 2010/118 Karar sayılı ilamı ile davacı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakanın kaldırılmasına karar verildiği, kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır. İlk Derece Mahkemesince, davacı lehine hükmedilmiş nafakanın feragat sebebiyle kaldırılması ve herhangi bir yoksulluk nafakası bulunmadığından bahisle; işbu yoksulluk nafakasının arttırımı talepli davanın reddine karar verilmesi yerinde olup, davacının istinaf talebinin esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir. Kişi, kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise anılan yasa maddesinde sayılan kişilerden yardım nafakası isteyebilir. Yardım nafakası takdir edilirken, yardıma muhtaç olana bakmakla yükümlü diğer kişilerin de gelir durumu araştırılmalıdır. TMK da belirtildiği üzere yardım edilmediği takdirde ilgili şahsın yoksulluğa düşecek olması da ön şartlardan biridir. Bu doğrultuda TMK. 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek yardım nafakasının takdir edilmesi gerekir. Aynı sırada birden fazla nafaka yükümlüsü varsa, ödenecek olan nafaka miktarı ödeme güçleri oranında paylaştırılır....
Dava; yardım nafakası talebine ilişkindir....
Ancak, mahkemece; hükmedilen iştirak nafakasının küçüğün reşit olduğu tarihten itibaren yardım nafakası olarak devamına da karar verilmiştir. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarına göre; ergin olan çocuk iştirak nafakası isteyemez. Koşulları varsa TMK'nun 328/2 ve 364.maddeleri gereğince yardım nafakası davası açabilir. Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve babanın, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakım yükümlülüğü(TMK'nun 328/2.mad.), ergin olan çocuk tarafından açılmış bir nafaka davası varsa dikkate alınır. Ergin olan çocuk tarafından harcı yatırılarak açılmış bir nafaka davası bulunmamaktadır. Bu nedenle, müşterek çocuk Adalet için yardım nafakası takdir edilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
Böylece yasa gereği iştirak nafakası son bulmuştur. Dolayısı ile artırılması istenebilecek bir iştirak nafakası bulunmamaktadır. Bununla birlikte davacı vekili dava dilekçesinde üniversiteye kayıt yaptırdığını ancak maddi imkansızlıklar nedeniyle kaydını dondurduğunu belirterek nafakanın artırılması yönünde talepte bulunmuştur. Bu istem MK’nun 364.maddesi kapsamında yardım nafakası olup, buna göre, herkes yardım etmediği taktirde yoksulluğa düşecek olan üst ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.Mahkemece, hukuki yanılgı sonucu davanın iştirak nafakasının artırılması olarak nitelendirilmesi isabetli bulunmamıştır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 23/12/2021 NUMARASI : 2021/67 2021/253 DAVA KONUSU : Nafaka (Yardım Nafakası) KARAR : Taraflar arasındaki yardım nafakası konulu davanın yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesinin yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, taraflar tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353- 355 ve 356.maddeleri gereğince dosya incelendi ,gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının annesi ve babasının boşandıklarını ve davacının son olarak almakta olduğu aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasının davacının reşit olması ile sona erdiğini, halen 9 Eylül Üniversitesi Tarih bölümünde öğrenci olan davacının babasının maddi desteğine ihtiyacı olduğu gerekçesi ile aylık 2.000,00 TL yardım nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
Sayısı ile açılmış olan davada, dava görüldüğü esnada 10/03/2015 tarihinde 200'er TL olarak belirlenen tedbir nafakası kesinleşen dava sonucunda da (2018/18E.) 200'er TL iştirak nafakası olarak hüküm altına alındığı, davacılardan Betül AKÇALI Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler öğrencisi olduğu, diğer davalılardan Yusuf AKÇALI ise Hacı İsmail Dereköy Anadolu Lisesi öğrencisi olduğu, davacılar lehine hükmedilen iştirak nafakası 22/04/2014 tarihli ara kararda verilen tedbir nafakasının devamı niteliğinde olduğu ve aradan çok uzun bir zaman geçtiği, 6.5 sene gibi bir sürede davacıların ihtiyaçlarının arttığı, üniversite ve lise öğrenimlerine başladıklarını, 200'er lira olan iştirak nafakalarının davacıların ihtiyaçlarını gidermeye yeterli olmadığını, bu sebeplerle davacılar lehine hükmedilen iştirak nafakasının yükseltilmesi istemiştir....
göre de; Hükmün 1. fıkrasında yer alan " dava tarihinden itibaren aylık 200 TL yardım nafakasının davalılardan alınarak davacıya verilmesine " hükmedilmek suretiyle davalılardan hangisinin ne miktarda yardım nafakası ödeyeceğinin infazda tereddüt oluşturacak şekilde karar yerinde gösterilmemesi doğru olmamıştır....